Acil Tıp Bülteni
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
      • Önsöz
      • Yayın İlkeleri
    • Künye
      • Dergi Ekibi
    • İletişim
  • Gündem
  • Hobi
  • Röportaj
  • Seyahat
  • Sizden Gelenler
  • Sayılar
  • İletişim
Aidat Ödemesi Bağış
Acil Tıp Bülteni
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
      • Önsöz
      • Yayın İlkeleri
    • Künye
      • Dergi Ekibi
    • İletişim
  • Gündem
  • Hobi
  • Röportaj
  • Seyahat
  • Sizden Gelenler
  • Sayılar
  • İletişim
  • Üye Girişi
Perşembe, 3 Temmuz, 2025
Son Yazılar
Sağlıkta Şiddet Yasası
Güzel Şehir Van
Ocak 2025 sayımız çıktı. İyi okumalar.
’Bilimin Işığında’ Projesi Devam Ediyor
Bol Sosyal Programlı Özlenen Kongre
Acil Tıp Bülteni
Acil Tıp Bülteni
Aidat Ödemesi
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
      • Önsöz
      • Yayın İlkeleri
    • Künye
      • Dergi Ekibi
    • İletişim
  • Gündem
  • Hobi
  • Röportaj
  • Seyahat
  • Sizden Gelenler
  • Sayılar
  • İletişim
Copyright 2024 - All Right Reserved
SporTATDsosyal

Türkiye Acil Tıp Derneği Basketbol Acil Ligi 4. Sezonu

by Burcu Yılmaz 21 Eylül 2023
written by Burcu Yılmaz

Bir TATD ve EMPACT klasiği olan, en önemli kuralı “FAİR PLAY” kavramı içinde centilmen olmak, sporun ruhundaki dostluk ve barış havasını tüm acil klinikleri arasına yaymak olan BAL her sene kapsamını daha da genişleterek basketbol ve acil severleri bir araya getirmeye devam ediyor. 4. sezonu gerçekleştirilen ve İstanbul, Ankara, İzmir, Düzce illerinden katılım ile bu yıl acil servis ve acil sağlık hizmetleri doktorları tarafından oluşturulan lige toplamda 13 takımla katılım sağlandı.

“Sporun ruhundaki dostluk ve centilmenlik havasını yaymak”

Bu sezon maçlar Spor il müdürlüklerinin de onayı ile İstanbul ve Ankara şehirlerinde başlangıçta grup usulü ile oynandı. İstanbul’da iki ayrı grupta ve Ankara’da ise tek grupta takımlar mücadele etti. 

İstanbul’da mücadele etmesini beklediğimiz Marmara Warriors takımı turnuvanın henüz başında hiçbir maça çıkmadan turnuvadan çekildiğini açıkladı ve böylece iki şehirde dörder takımdan oluşan üç ayrı grupta maçlar yapıldı. İzmir ilinin tek temsilcisi olan EA SPORTS ve Duzjazz ise maçlarını İstanbul’da oynamayı tercih ettiler ve kurada aynı grupta yer aldılar. 

İstanbul’daki maçların her ayın üçüncü cumartesi günü oynanmasına karar verildi. İlk maç 12 Kasım 2022 tarihinde Müzahir Sille Spor Kompleksinde oynandı. Ankara ilindeki maçların ise 19 Kasım 2022, 26 Kasım 2022 ve 17 Aralık 2022 tarihlerinde Sincan Sinan Şamil Sam Spor Kompleksi’nde oynanması kararlaştırıldı. 

Ve grup kuraları çekildi. 

İstanbul 1. Grupİstanbul 2. GrupAnkara Grubu
Ege Acil (EA Sports)Göztepe Acil (Göztepe Injectors)Hacettepe Acil (Hacettepe Septics)
Düzce Acil (Duzjazz)Samatya Acil (Samatya Gladiators) Gazi Acil (Gazi Forever)
Haseki Acil (Haseki İsimsiz Kimsesiz)FSM Acil (FSM Bulls)Ankara EAH (Resuscitators)
Ümraniye Acil (Akademi Ümraniye)Night Shifters (Karma)Ankara Şehir Hastanesi (Ankara 06’ers)

Turnuva öncesi takım kaptanları ile sürekli olarak iletişimde olundu ve kurallar en başından ortak kararlar vererek belirlendi. Her takım turnuva öncesi takımlarındaki oyuncu listesini ve oyuncularının acil sağlık hizmetlerinde aktif olarak çalıştığını ispatlayan belgelerini TATD resmi mail adresine bildirdi.

Bu üç grupta ilk iki sırayı alan toplamda altı takım ile en iyi üçüncü olan iki takımdan oluşan sekiz takım ile tek maç üzerinden İstanbul ilinde Bahçelievler Şehit Mustafa Özel Spor Kompleksinde 20 Mayıs 2023 tarihinde çeyrek final müsabakaları yapıldı. 

Çeyrek finalde; 

Gazi Forever – Akademi Ümraniye

Haseki İsimsiz Kimsesiz – Göztepe Injectors

Nightshifters- Duzjazz

FSM Bulls – Hacettepe Septics eşleşmeleri oldu.

Yarı final ve Final Müsabakaları

Bu maçların ardından Gazi Forever, FSM Bulls, Night Shifters ve Haseki İsimsiz Kimsesiz rakiplerini eleyerek yarı finale çıktılar. Yarı final ve final müsabakaları birbirini takip eden iki günde 17-18 Haziran tarihlerinde İstanbul ilinde Bahçelievler Şehit Mustafa Özel Spor Kompleksinde düzenlendi.

Yarı finalde geçen yılın şampiyonu FSM BULLS takımda yeterli kişi sayısına ulaşamadığı için müsabakadan çekilme kararı aldığından Gazi Forever hükmen galip ilan edildi. Night Shifters ile Haseki İsimsiz Kimsesiz arasındaki maç, Night Shifters takımının 29-19’luk bir skorla galibiyeti ile sonlandı. 

“Finalin adı artık Night Shifters-Gazi Forever”

“Şampiyon Night Shifters”

Müsabakayı kazanan Night Shifters 31-16 skorla Türkiye Acil Tıp Derneği Basketbol Acil Ligi 2022-2023 Sezonu Şampiyonu olarak kupanın da sahibi oldu. 

İkinciliği ve üçüncülüğü ise sırasıyla Gazi Forever ve Haseki İsimsiz Kimsesiz aldı. 

Dostluk ve centilmenliğin ilk maçtan son maça kadar azalmadan devam ettiği diğer sezonlar gibi bu sezonda da sporseverleri ve acil severleri ortak küme de buluşturmaktan mutluluk duyduk. Tüm oyuncularımıza, taraftarlarımıza ve başından sonuna desteklerini esirgemeyen Prof. Dr. Serkan Emre Eroğlu’na BAL aracılığı ile teşekkür ederiz. 

“Spor, sınırlarınızı zorlayarak kendinize meydan okuma cesaretini bulmaktır.”

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Temmuz 2023 tarihli 14. sayısında yayımlanmıştır.

21 Eylül 2023 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
E-DergiTATDsosyal

2023 Temmuz Sayımız Çıktı. İyi Okumalar

by Ebru Ünal Akoğlu 15 Eylül 2023
written by Ebru Ünal Akoğlu

Sevgili Okurlarımız,

Pek çoğumuz için yaz mevsiminde yenilenme, dinlenme ve enerji depolama anlamına geliyor. Yoğun ve yıpratıcı bir çalışma sürecinin ardından hepimiz, elimize kitabımızı alıp bir sahil kenarının ya da yemyeşil yaylaların dinginliğini yaşamak, yeni bir yer keşfetmek, lezzetli bir yemeği denemek, farklı bir aktiviteye dahil olmak için sabırsızlanıyoruz. 

Bu sayımızda, sizleri Dünya’nın farklı yerlerine götürmeyi amaçladık.  Bol gezmeli bir Temmuz sayısı sizi bekliyor. Alaska’dan Şeyseller’e; Venedik’ten Ukrayna’ya farklı destinasyonlar hakkında Gezi rehberiniz olmaya çalıştık. Nasıl gidilir? Nerede kalınır? Neler yenir? Nereleri görmeniz gerekiyor? 

Aralık ayı içerisinde gerçekleşen Türkiye Acil tıp Kongresi’ndeki farklı panelleri; aynı zamanda Medya Paneli’nde konuğumuz Eda ZİNG sizler için özetledi. Yine bizleri kırmayıp, yoğun programına rağmen konuğumuz olmayı kabul eden Sunay AKIN ile Türkiye’de hekimlik, oyuncak müzesi ve gelecekteki planları üzerine konuştuğumuz röportajımızı da zevkle okuyacağınızı düşünüyorum. Hukuk köşemizde derneğimiz avukatı Gonca Karakaptan Sağlıkta Şiddet ve Malpraktise ilişkin yeni yasal düzenlemeleri sizler için kaleme aldı. 

Bu sene dördüncüsü tamamlanan TATD Basketbol Acil Ligi’nin şampiyonu belli oldu. Burcu Yılmaz’ın sizler için BAL hazırlık maçları ve final maçlarını özetlediği yazısını bu sayımızda bulacaksınız. Hazırlık ve organizasyon aşamasında sadece acil tıp asistanlarının yer aldığı, bir TATD klasiği olan ATAS 2023 bu sene İstanbul’da gerçekleşti. Kübra Çim ATAS İstanbul’daki ortamı, yeni ATAB yönetim kurulu seçimlerini ve ATAS 2024’ün kazananını sizler için kaleme aldı. Halil Emre Koyuncuoğlu Urfa’da Mecburi Hizmeti devam eden acil tıp uzmanı Emel Bozgüney ile bölgede yaşadığı zorluklar, artıları ve eksileri üzerine konuştu.

6 Şubat depreminde yaşanan ve halen devam eden sorunları bir de bölgeye gönüllü olarak giden, orada çalışan acil tıp uzmanlarımızın tecrübelerinden öğrenelim istedik. Nihat Danlı, Kerim Adar, Yaman Evren ve Ezgi Özgün bizler için yaşadıklarını özetledi. 

İyi okumalar dilerim.

Ebru Ünal Akoğlu

Editör

Bülten Temmuz 2023İndir
15 Eylül 2023 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
MercekSizden GelenlerTATDsosyal

Almanya’da Acil Serviste Bir Hafta

by İbrahim ALTUNOK 2 Haziran 2023
written by İbrahim ALTUNOK

Herkes Almanca çalışıyor herkes gitmeyi planlıyor. Üniversitemizdeki öğrencilerin hepsi online Almanca kurslarına son derece hakim. Peki, şartlar anlatıldığı gibi mi yoksa aslında yurtdışında yeni bir yaşam kurmak büyük bir yalnızlık mı?

Avrupa ve özellikle Almanya sistemine hayran bir insan ve her tatilini orda geçirmeyi çok seven birisi olarak bu yaz Münih LMU Acil Servisinde kendime gözlemci olarak bir görev ayarladım. Öncesinde tanıdığım başka bir hoca buna vesile oldu (hakkı ödenmez ve bence genetik kökenlerinde Türk olan bir Alman). Davet mektubu, kalacak yer ayarlaması ve diğer işleri de halledip yola çıktık.

Münih bana göre Almanya’nın en güzel şehirlerinden biri ve üniversitelerinde özellikle Tıp Fakültesinde eğitim kalitesi son derece yüksek. İlk gün öğrendiğim; Almanyada artık acil tıp biriminin kurulduğu, çok yeni de olsa önü açık bir alan olduğu idi. Bu beni çok mutlu etti ve gelip tecrübe yaşamak isteyen meslektaşlarım için harika bir fırsat olabileceğini düşündüm.

Acil servisi dahili ve cerrahi aciller olarak ayırmışlar ve ben daha çok cerrahi tarafta bulundum. Acil servis konum olarak şehir merkezinde ve toplu taşıma ile ulaşımı son derece kolay. Buna rağmen 24 saatte gelen hasta sayısı 50-60 arasında. Benim geldiğim 3. Gün 70 hasta oldu diye tüm doktorlar ‘İNANILMAZ BİR ÇILGINLIK YAŞADIK’ ifadesi kullandılar (insan tatlı bir tebessümle bakıyor bu şekilde konuşanlara).

Cerrahi tarafta cerrahi branş asistanları ve dahili tarafta dahili branş asistanları görev yapıyor. Tüm doktorlar forma giymek zorunda ve hastane yönetimi bunu sağlıyor. Doktor odalarında hasta bilgilerine erişimi sağlayan bir ağ sistemi var ve aynen bizdeki gibi detaylı bir şekilde dosya doldurmak ÇOK AMA ÇOK önemli! Sigorta şirketleri bu konuda her gün gelip kontrol ediyorlar.

Gelelim doktor ne yapıyor hemşire ne yapıyor konusuna. Hasta anamnezi, muayene, kan alma ve tedavi düzenlenmesi doktor tarafından yapılıyor. 6. sınıf öğrencileri aynen bizdeki gibi hastaya ilk bakı ve değerlendirmeyi yaptıktan sonra ilgili asistanı çağırıyor. Hasta sayısı normal düzeyde olduğu için her hasta ile detaylı ilgilenme mümkün. Kalan işler hemşirelerde. Ben yabancı olmama rağmen hepsi çok yardımcı ve çok tatlıydı. Hep dediğim gibi iyilik evrensel bir olay. Kesinlikle dil, din ve ırk ayrımı yok.

Cihazlar, odalar, malzemeler ve acilin dizaynı son derece kullanışlı yapılmış. Hastaların ve çalışanların rahatı için düzenlenmiş (fotoğrafa izin olmadığı için maalesef sizlere gösterme imkanım olmadı). Yardımcı personel arasında çok fazla Türk var ve çalışma şartlarından memnunlar.

Gelelim dil konusuna; ben A2 sınavına girmiş ve geçmiş birisi olarak muayene esnasında kullanılan basit kalıpları kullanabildim, ama kalan kısımlarda hep İngilizce devreye girdi. Hastalardan İngilizce bilmeyen neredeyse yoktu.

Acilde olan birkaç yabancı doktorla da görüştüm ve sanırım Almanlar her konuda çok daha yardımcı olma gayretindeler. B2 sertifikası şart hatta C1’de isteyen yerler var ve mesleki Almanca sınavı (FSP) meselesi var bir de.

Son olarak benim yaptığım çıkarım şu yönde oldu; biz gerçekten kendi ülkemizde muhteşem bir eğitim alarak tıp eğitimini tamamlıyoruz ve gerek teorik gerekse pratik becerimiz yabancı yurtdışındaki meslektaşlarımızla eşdeğer (bazı alanlarda üstte), ama yine de bu şekilde çalışma hayali olanlar için doğru bir planlama ile kolayca başarılabilir bir konu.

Bu noktada esas cevaplanması gereken şu ki; BEN BUNU GERÇEKTEN İSTİYOR MUYUM?

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.

2 Haziran 2023 0 comments
1 FacebookTwitterPinterestEmail
Hukuk KöşesiTATDsosyal

7406 Sayılı Yasa Doğrultusunda Mesleki Sorumluluk Kurulu, Kasıt Kavramı ve Hekime Rücu

by İbrahim ALTUNOK 29 Mayıs 2023
written by İbrahim ALTUNOK

7406 Sayılı “Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile, hekim/diş hekimi ve diğer sağlık meslek mensuplarının, soruşturma ve rücu sürecini takip ve değerlendirmeyle yükümlü bir “Mesleki Sorumluluk Kurulu” oluşturulmuştur. 

Bu Yasaya bağlı olarak, Kurulun oluşumu ve çalışma şeklini düzenlemek; ayrıca sağlık mesleği mensuplarının tıbbi işlem/uygulamaları nedeniyle soruşturulması ve bu kişilere tazminatın rücu edilmesini detaylandırmak amacı ile 31867 Sayılı Yönetmelik çıkarılmıştır.

Rücu nedir?

Detaya girmeden önce, anlamını bilmeyen okurlarımız için “rücu”yu tanımlayalım; yapılan ödemeyi, bir başka taraftan (sorumlu/kusurlu üçüncü kişiden) almak için başlatılan işlemlere rücu denmektedir. Rücuda en sık karşılaştığımız taraf, Sigorta şirketleri ve idaredir. Özel Hastanede çalışanlar haricindeki hekimlere, tazminat talebiyle doğrudan dava açılmadığı için; hekimin kusurlu eylemi sonucunda mağdur olduğuna inanan hasta veya yakınları, Sağlık Bakanlığına karşı İdare Mahkemesinde dava açar. Dava sırasında hekimin kusuru olduğu kanaatine varılır ise, tazminat ödeyen İdare, bu tazminatı, hekim/sağlık personelinden kusuru oranında rücu eder yani geri alır. İdare Mahkemesi’nde dava devam ederken Bakanlık’ın o davada adı geçen sağlık çalışanına “davanın ihbar edilmesi”ni istemesi de bu yüzdendir; davanın kaybedilmesi halinde eğer sağlık çalışanının hatta belki birden çok personelin kusuru/ihmali varsa, Bakanlık o parayı sorumluluğu oranında o kişilerden geri alacaktır.

Sağlık çalışanına rücu gerektiren hal nedir?

31867 Sayılı Yönetmelik’te, Kurul’un sağlık çalışanı adına üstleneceği tazminatın istisnası, yani sağlık çalışanına rücu gerektiren hal şu şekilde belirtilmiştir; “ancak kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullandığı kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile tespit edilmesi halinde ilgili sağlık meslek mensubundan tazminata konu olaydaki kusur oranı gözetilerek Kurul tarafından belirlenen miktarının ödenmesinin istenilmesidir.” (madde 6(b)-2/iii)

“Hiçbir sağlık çalışanı, hastayı sakat bırakayım ya da öldüreyim arzusu taşımaz”

Rücu konusundaki bu “kasıt” kelimesi, okurlarımızdan aldığımız bazı dönüşlerden anladığımız üzere kafa karıştırmıştır, bu sebeple konuyu biraz açalım; dizivari olaylar haricinde elbette ki hiçbir sağlık çalışanı, hastayı sakat bırakayım ya da öldüreyim arzusu taşımaz. Burada bahsedilmesi gereken, hukuktaki kast-taksir ayrımı ve sağlık çalışanının görevi nedeniyle en sık karşılaştığı suçlamaların hangi kategoriye girdiğidir.

Kast ve taksirin, tanımlama olarak birbirine yaklaştığı durumlar olsa da, ikisi aynı şey değildir. Taksir (dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla gerçekleşen eylem) ile işlenen suçlar, isteyerek yani kasıtla işlenmez.

Örneğin taksirle yaralama/öldürme suçundan yargılanan bir sağlık çalışanının eylemi, adı üzerinde olduğu üzere kasıt unsuru taşımamaktadır. Bu sebeple, bu hususta ceza yargılamasına muhatap olan sağlık çalışanı hakkında, Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun tazminat ödemiş ise çalışana rücu etmemesi beklenecektir.

Sağlık çalışanının karşılaşabileceği ötenazi, çocuk düşürtme, görevi ihmal, görevi kötüye kullanma, rüşvet, meslek sırrını açıklama vb suçlar ise kasten işlenebilen suçlardır.

Yukarıda bahsettiğimiz Yönetmelik’te, sağlık çalışanına rücu gerektiren durum olarak sadece “görevi kötüye kullanma”dan bahsedilmiştir. Bu suçu, bir kamu görevlisinin, icra veya ihmal yoluyla, görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi; bu yolla zarara veya haksız menfaate yol açması şeklinde özetleyebiliriz. 

Peki kasten işlenen bir suçtan ceza aldım ama bu suç, aynı zamanda görevi kötüye kullanma suçunu da oluşturuyor, Kurul yine mi rücu davası açma hakkı kazanıyor? 

Bu konu şu an için hukuken tartışmalıdır. Yönetmelik maddesi dar yorumlanırsa; iddianame ve yargılamanın örneğin rüşvet suçu üzerinden ilerlemesi halinde, bu suç aynı zamanda görevi kötüye kullanma suçunu oluştursa da, kişi rüşvet suçundan ceza alacaktır. Çünkü görevi kötüye kullanma suçu, genel ve tamamlayıcı bir suç tipidir. Kamu görevlisinin görevi kötüye kullanma suçundan ceza sorumluluğunun doğabilmesi için, görevinin gereklerine aykırı hareketinin başka bir suçu oluşturmaması gerekir. Yeni Kanunda özel bir ad altında düzenlenmiş olan başka bir suç, aynı zamanda görevi kötüye kullanma tanımına da girse bile, rücu için aranan şart “görevini kötüye kullandığı kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile tespit edilmesi” olduğundan ötürü rücu edilmemelidir. Düzenlemenin hekim dostu ve iyi niyetli olduğu söylendiğine göre, sağlık çalışanları üzerindeki, malpraktis davasında milyonluk tazminat konulu mali kaygıyı azaltılabilmesi açısından uygulamanın bu şekilde olması temennimizdir.

Geniş yorumlanırsa; hukuken kişi aynı suçtan iki defa cezalandırılamayacağı için, Yasada spesifik olarak düzenlenen bir suçtan alınan cezanın, aynı zamanda görevi kötüye kullanmayı da ispata yaradığı, bu sebeple rücu kapsamına girmesi gerektiği söylenebilecektir. Ülkemizde malpraktis davalarının yaygınlaştığı dikkate alınarak, Bakanlık’ın üstleneceği tazminat miktarını azaltmak amacı ile “görevi kötüye kullanma”nın geniş yorumlanarak uygulanması muhtemeldir.

∞ ∞ ∞ ∞ ∞ ∞

Yine bu düzenlemelerin yanlış anlaşıldığına dair duyulan bir nokta da, devam eden rücu davalarında ne olacağı ve Mesleki Sorumluluk Kurulu’na kimin başvuracağı meselesidir. 7406 Sayılı yasa 15. maddede bu durum açıklanmıştır; “Mesleki Sorumluluk Kuruluna başvurması için davacıya iki aylık süre verilir. Başvuru yapılmaması hâlinde dava usulden reddedilir.” Burada davacı olarak anılan taraf, “İdare”dir. 

Sonuç:

Bu düzenlemeler öncesinde, Mahkemece verilen karar üzerine Bakanlık, kusurlu kişilere doğrudan rücu davası açabiliyor iken; artık dava öncesinde Mesleki Sorumluluk Kurulu ilgili tazminatın rücu edilip edilemeyeceği konusunda karar makamı olacaktır. Tabii bu kararı, uyuşmazlığa taraf olan Bakanlık’ın kendisine bağlı Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun verecek olması, tarafsız kararlar çıkmasının pek de mümkün olmayacağı endişesi uyandırmaktadır.

Yine bu düzenleme öncesinde; 2547 Sayılı Yasaya tabi olanlar hariç sağlık çalışanları hakkında şikayet üzerine Savcılık doğrudan soruşturma başlatabilir ken, artık diğer sağlık çalışanları için soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda da Savcılık aşamasından önceki karar makamı olacaktır. Kurul kararlarına karşı, Ankara Nöbetçi Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilecektir.

Yakın tarihli bu düzenlemelerde, şimdilik Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun icraatları ile ilgili sonuçlar ve somut veriler oluşmamıştır, bu sebeple yazımızda “olması gerekeni” anlatmaya çalışsak da “işleyişte olan”ı ilerleyen zamanlarda hep beraber göreceğiz. Merak ettiğiniz konuları bizimle paylaşırsanız, belki gelecek yazımızda sizinle o konuda görüşürüz…

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.

29 Mayıs 2023 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
HobiSizden GelenlerTATDsosyal

Çanakkale Batık Dalışları

by İbrahim ALTUNOK 26 Mayıs 2023
written by İbrahim ALTUNOK

Acil Tıp camiasında bir çoğumuz dalış sporu ile ilgileniyoruz. Kimimiz serbest dalış kimimiz ise aletli dalış ile ilgileniyor. Bizim kliniğimizde de hem hocalarımızdan hem de  asistanlarımızdan bu sporu yapanlar olması üzerine ben de bir süre önce merak ederek  başladığım aletli dalışa PADI Advanced Open Water Diver olarak devam etmekteyim. Dalış konusunda benim en çok ilgimi çeken ise, batıklar ve arkeolojik buluntular denebilir. Dalış sırasında da mümkün olduğu kadar, daha sonra paylaşmak üzere kayıt altına almaya çalışırım. 

Bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak için ekipçe Çanakkale Savaşı batıklarına dalış düzenlemeye karar verdik. 29-30 Ekim günlerinde toplamda 4 başarılı dalış gerçekleştirerek, hem Cumhuriyet Bayramı’nı kutladık, hem de cumhuriyete giden yolda ilk adım olan Çanakkale Savaşlarını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şanlı mehmetçiğimizi andık.  

Savaş Başlıyor

Osmanlı Devleti İttifak Devletleri ile I.Dünya Savaşı’na girdiğinde, savaş bütün Avrupa’yı sarmış, dört bir yanda yeni cepheler açılmaktadır. Rusya ekonomik olarak zor durumdaydı, İtilaf Devletleri’nin Rusya’ya en kısa yoldan ulaşması için Çanakkale ve boğazların geçilmesi gerekiyordu. Yeni açılacak bu cephe ile diğer cephelerin yükü azaltılacak bu esnada Osmanlı başkenti olan İstanbul da zapt edilecek ve savaş daha erken sonlanacaktı. Bu amaçla İngilizlerin ve Fransızların önderliğinde daha önce hiç görülmemiş büyüklükte bir donanma kuvveti toplanarak Çanakkale Deniz Harekatı planlandı. Fakat hiç de umdukları gibi olmadı. Kahraman Mehmetçik, kanının son damlasına kadar çarpıştı vatan toprağını terk etmedi. Müttefikler bu direnç karşısında uzun çabalar gösterseler de en sonunda ellerinde kalan ne varsa toplayıp gittiler…

“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Dalış planı

Bizim planımızda rekrasyonel dalışa uygun no-deco planı ile yapılacak olan 4 nokta mevcuttu. Bunlar H.M.S. Louis, H.M.S. Lundy, Gana Wreck ve H.M.S. Majestic. Fakat kuvvetli akıntı ve sert hava koşullarından H.M.S. Majestic dalışını güvenli bulamadığımızdan iptal ettik. Aslında bazı başka batıklar da mevcut fakat bunlar 60-100 metre arası derinlikte ve boğaz hattında yer aldığı için rekrasyonel dalışa uygun değiller. 

Dalış günü

İlk günkü dalışımız, için sabah erkenden kalkıp teknemizin kalkacağı Kabatepe iskelesine geliyoruz.
Hava oldukça rüzgarlı deniz ise epey dalgalı, Çanakkale çıkartmalarının yapıldığı kıyıları, tepeleri izleyerek yaklaşık 30 dakika sonra ilk dalış noktasına varıyoruz. Ekipçe brifing yapıp, dalış planımızı konuşuyoruz. İlk olarak H.M.S. Lundy’e klavuz ip yardımı ile ineceğiz fakat akıntı ve dalga çok kuvvetli.

Bir süre dalglalar ve akıntı ile cebelleşip aşağı doğru inişe geçiyoruz. Günün ilk dalışına bu şekilde başlamak oldukça yorucu oluyor haliyle. Maalesef ki girişte harcanan enerji ve hava gezinti süresinin kısalacağını gösteriyor. Yavaşça Çanakkale’nin mavi sularını katman katman geçiyoruz, her katmanda suyun rengi değişiyor ve dibe doğru yaklaşırken batığımızın silüeti ortaya çıkıyor.  H.M.S. Lundy yaklaşık 28-30 metre derinlikte bulunuyor. H.M.S. Lundy aslında 188 tonluk bir balıkçı gemisi olarak 1908 yılında inşa edilmiş, I Dünya Savaşı ile İngiliz Donanması’na katılmıştır. Çanakkale Savaşları sırasında mayın arama tarama faaliyetlerinde kullanılan gemi, Suvla koyunda hasar alması sonucunda batmıştır. Batık oldukça sağlam durumda ve deniz canlılığı da son derece yüksek. Batığı sakince baştan sona gezerken, Çanakkale Savaşlarını düşününce ürpermemek elde değil… Vaktin nasıl dolduğunu anlamadan dalış lideri çıkışı işaret ediyor, grupça toplanıp yüzeye çıkıyoruz. 

Sırada ikinci batığımız H.M.S Louis var. Biz dinlenirken, teknemiz H.M.S. Louis batığının olduğu noktaya doğru yola çıkıyor. Gözüm Conkbayırı’na takılıyor… Ah ne büyük fedakarlıklar ah! 

H.M.S. Louis için yine klavuz ip yardımı ile aşağıya iniyoruz, bu sefer hava daha yumuşak, dalgalar azalmış fakat akıntının kuvveti yine hissediliyor.  H.M.S. Louis Laforey sınıfı İngiliz Kraliyet ordusu destroyeridir. 30 Aralık 1913 yılında hizmete açılmış, Çanakkale çıkarması sırasında aktif görev almıştır. Geminin su kazanları askerlerin su ihtiyacını gidermek için kullanılmaktaydı. Çıkartma sırasında Suvla koyunda, 31 Ekim 1915’te Türk topçusunun başarılı atışı sonrası hasar almış daha sonra sürüklenerek karaya oturmuştur.  Bugün yaklaşık olarak 15 metre derinlikte büyük çoğunluğu kuma gömülü halde bulunmakta olan gemi enkazı tipik su kaynatıcı kazanları ile hemen kendini belli etmektedir. Dalış noktasından direkt olarak batık üzerine inerek dalışımıza devam ediyoruz. İlk önce su kazanları gözümüze çarpıyor, 100 yılı aşkın süredir burada kalan enkaz yarısından çoğu kuma gömülmüş bir halde ve parçalara ayrılmış. Bir önceki ekip burada bir Akya sürüsü görmüşler fakat biz indiğimizde alanda çok az canlılık vardı. 

C:\DCIM\100GOPRO\GOPR0445.GPR

2. Gün yine erkenden kalkıp teknemiz ile açıldık. Bugün Gana batığı ve Bebek kayalıkları reefine dalış planlıyoruz. Düne göre sakin ve güzel bir hava mevcut.  Kısa bir yolculuğun ardından Anzak koyuna varıyoruz. Savaş sırasında kıyıya asker, mühimmat, gıda vb malzemeleri taşıdığı düşünülen 18 metre uzunluğunda bir tekne olan Gana batığının 25 Nisan 1915’te battığı düşünülmektedir.
Ahşap bir tekne olmasına karşın büyük oranda korunmuş halde olan batığın çevresinde deniz canlılığı son derece fazlaydı. Çevresinde birkaç kez dolandıktan sonra yüzeyde buluşuyoruz.

Son olarak Bebek kayalıklarına dalışımız gerçekleştiriyoruz. Mitolojiye göre bölgede antik bir kent olan Agospatami önemli bir yerleşim noktasıdır ve korsanların ilgi odağıdır.Altın post anlamını taşıyan bu antik şehrin mitolojide kişiye ölümsüzlük verdiğine inanılıyormuş .Bu ölümsüzlüğü ele geçirmek isteyen korsanlar şehre devamlı saldırıda bulunup burayı istila etmeye çalışırlar. Korsan baskınlarından korkup kaçan halk ise bebeklerini denizin ortasındaki bu kayalıklara bırakır, savaş sonrası da gelip alırmış. Gezmesi oldukça keyifli olan bir reef, canlılık son derecek bol, yer yere kayalıklar üzerinden 15 metreye varan seviye kayıpları size uçuyormuş hissi veriyor.

Dalış sırasında çektiğim videolar ve arşiv görüntülerinden oluşturduğum video:

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.

26 Mayıs 2023 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Sizden GelenlerTATDsosyal

İkinci Durağımız: Gölcük

by İbrahim ALTUNOK 22 Mayıs 2023
written by İbrahim ALTUNOK

“Talihsizlikler ile başlayan serüven”

Gölcük ilçesi ile ilgili hikayeme burda başlamak isterdim ama daha başlayış işlemlerini bitiremeden Şırnak iline resen görevlendirildim. Mecburi hizmete başlama hikayem talihsizliklerle dolu gibi gözükse de Şırnak’tan bahsetmeden başlamam haksızlık olacağını düşündüm . Şubat 2022’de Şırnak’ta 2 aylık geçici görevlendirmeme başlarken, ilk hissettiğim sahipsizlik idi. Nerede çalışacağız, nasıl çalışacağız hiçbir fikrim yoktu. İl Sağlık Müdürlüğüne gitmemle aslında hissettiğimden de yalnız olduğumu farkettim. Ancak daha sonraki süreçte gerek Şırnak’taki mesai arkadaşlarım, gerekse orda bulunan hekim arkadaşlarımın ilgisi ve yerli halktan gördüğümüz yardımlar sayesinde aslında yalnız olmadığımı anladım. Şırnak ili resen görevlendirmesi güzel arkadaşlıkların kurulduğu ve meslek hayatımda edinemeyeceğim tecrübeleri topladığım bir yer haline dönüştü. Orda beraber mesai harcadığım öncelikle tüm hekim arkadaşlara, diğer yardımcı sağlık personellerine  ve askeri personele çok teşekkür ederim. Görevlendirme aşamasından sonra artık asıl görev yerim olan Gölcük’ten bahsedebilirim. 

“Küçük ama yoğun bir acil servisi var”    

Mecburi hizmette Gölcük seçilir mi? sorusuna gelirsek.  Gölcük Necati Çelik Devlet Hastenesi küçük bir hastane olmasına rağmen gerçek anlamda çok yoğun bir acil servise sahip. Görece daha küçük bir ilçeye komşuluğu sebebi ile çevre ilçenin zor hastalarının da durağı olan bir hastane diyebilirim. Uzman sayısının az olması ve belli uzmanlık branşlarının olmaması sebebiyle işlerin zorlaştığı bir hastane olduğunu söylemek yanlış olmaz. Acil servis yeşil alan, sarı alan ve resüsitasyon alanları olarak ayrılmış olmasına rağmen fiziki şartlarının yeterince uygun olmaması sebebiyle işleyiş zorlaşmaktadır. Ancak yardımcı sağlık personelinin özverili çalışması, başhekimliğin ihtiyaç duyulan her şeyi ivedilikle halletmeye, sağlamaya çalışması sayesinde işleyiş düzene girmektedir. Yeni hastaneye taşınma süreci ile birlikte işleyişin daha kolay hale geleceğini öngörmek yanlış olmaz. 

“Her yerin kendine göre dinamikleri var”

Acil servis çalışma düzenine gelirsek, tüm hekimler kendi hastalarında primer sorumludur. Kırmızı kod vakaları uzman hekimler tarafından değerlendirilmektedir. Yine bazı hastalar gerekli hallerde uzman hekimlere danışılmaktadır. Her yerde olduğu gibi bizler acil uzmanları olarak klinik tecrübelerimizi hem yol gösterici olarak hemde eğitim anlamında pratisyen hekim arkadaşlarla paylaşmaktayız. Bu yazıyı yazarken mecburi hizmetteki 4. ayım bitti. Henüz alışma sürecinin başında olduğumu söyleyebilirim. Farklı bir hastanede, alıştığınızın dışında bir ekiple, sevdiklerinizden, arkadaşlarından ve ailenden uzakta farklı bir çevrenin içinde yeni bir hayata başlamanın vermiş olduğu zorlukları gerek pratisyen hekim arkadaşlarımın yardımı gerekse yardımcı sağlık personelinin uyum içinde çalışmasıyla kısa sürede atlattım diyebilirim.

Kocaeli’nin Gölcük ilçesi denilince hemen burada kurulu “Donanma Komutanlığı” ve Türkiye’nin en büyük tersanesi olan “Gölcük Tersanesi” akla geliyor. 1927 yılında kurulan tersane ilçenin gelişimine önemli katkı sağlamış. İlçenin yaklaşık 2 km’lik sahil şeridi İzmit körfezinin güney kıyısında konumlanmıştır. Karamürsel ilçesi ile komşu, merkeze 18 km uzaklıkta şirin bir yerleşke demek doğru olur.

“Hem tarih hem de doğal güzellikler açısından zengin”

Eğer Gölcük’e yolunuz düşerse, görmeniz gereken yerler arasında Nüzhetiye Şelalesi, Gölcük Deniz Müzesi, Gölcük Çarşı, Yarhisar Gemi Müzesi, Yazlık Ilıcası Termal Tesisleri, Saklı Göl, Sultan Baba Türbesi, Gölcük Kavaklı Sahili gibi hem doğal güzelliğe sahip hem de tarihi açıdan öneme sahip pek çok yer bulunmaktadır. Boş zamanlarınızda Değirmendere sahili yürüyüş yapıp ve sandalyenizi atıp oturmak için birebir. Sahil boyunca dizili kafelerde oturup çayınızı yudumlayabilirsiniz. 

“Misafirperverlik kavramının yitip gitmediğini görüyorsunuz”

Gölcük halkı için ayrıca bir parantez açmak istiyorum. Gölcük’e  ilk geldiğimde buradaki insanlar kendime kalabilecek bir yer bulana kadar beni evlerinde misafir ettiler. Türk misafirperverliğinin ne olduğunu tekrar hatırlamak çok güzel bir duyguydu. Kendi evime taşındıktan sonra da komşuluk ilişkilerinin Gölcük’te hala çocukluğumuzda ki kadar sıcak ve cana yakın olduğunu gösterdiler. 

“Kısaca Gölcük yeşilin maviyle buluştuğu gemilerden gelen seslere kuşların cıvıltılarıyla karşılık verdiği şirin ve sıcak bir ilçe…”

Mecburi hizmetinizde kafanızı dinleyebileceğiniz, çalışma şartları çoğu yere göre nispeten daha kolay,  sakinliği seviyorsanız emekli olana kadar kalabileceğiniz bir görev yeri… Sakinlikten çok hoşlanmıyorsanız da, karayolu ile İstanbul’a 1 saat ve Kocaeli merkeze 15 dakikalık seyahat ile aradığınız hareketi bulabilirsiniz. Kocaeli merkez her üniversite şehrinin olduğu gibi sosyal açıdan pek çok imkana sahip. 

Gölcük’ün severek çalışacağınız bir yer olacağını düşünüyorum…

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.

22 Mayıs 2023 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
SeyahatSizden GelenlerTATDsosyal

Gölcük Gölü – Simav – Kütahya

by İbrahim ALTUNOK 17 Mayıs 2023
written by İbrahim ALTUNOK

Gölcük Gölü benim için yol üstünde karşılaştığım sürpriz konumlardan biridir. İç Anadolu turu sırasında Kütahya’dan geçerken bir arkadaşımın önerisi ile haberim olmuştu. Simav’ın Kaplıcaları ‘nı duymuştum ama Simav’daki bu güzel konumu kaçırmışım. Gölcük Gölü ‘ne 2. ziyaretimde bölgeyi biraz daha hazmetmiş olarak size yazmak istedim. Yakınlara yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmenizi ve 1-2 gece kamp yapmanızı öneririm.

Gölcük Krater Gölü Simav

Kısaca nefis bir Krater Gölü diyebiliriz. Kütahya’nın Simav ilçesine bağlı Gölcük Yaylası 1450 rakımda ve Simav merkeze 14 km. Etrafı uzun çam ağaçları ile çevrili harika manzaralar sunan bir göl. Ormanın derinliklerine girdikçe oldukça güzel doğa harikaları ile karşılaşıyorsunuz.  Oldukça temiz ve iyi bakılmış bir bölge diyebiliriz. Gördüğüm en temiz yaylalardan bir tanesi. Gölcük Gölü aynı zamanda bazı yaban kuşlarına da ev sahipliği yapıyor.

Gölcük Gölü

Gölcük Gölü Kamp ve Konaklama

Gölcük Gölü etrafında kamp ve karavan için özel alanlar yaratılmış. Gölün harika manzarası eşliğinde çam ağaçları altında kamp yapmak mümkün. Gölün etrafındaki yollardan orman içine doğru gidildikçe güzel düzlükler ve kamp yerleri bulmak mümkün. Kamp yapacaksanız benim önerim orman içindeki daha sakin alanlar olacaktır.

Bölgenin her tarafında korunaklı ateş şömineleri oluşturulmuş. Böylece yerde ateş yakılması engellenmiş ve doğa korunmuş. Her tarafta düzenli toplanan çöp konteynerleri de bulmak mümkün. Ayrıca konuda hassas olanlar için tuvalet imkanı bulunuyor. Su sorunu ise yok. Gölün her tarafında çeşmeler mevcut.

Gölcük Gölü Kamp

Gölcük Gölü Taş Konaklar

Eğer ben kamp yapmak istemiyorum derseniz göl manzaralı Gölcük Taş Konaklar’da kalmanız da mümkün. Son derece konforlu tasarlanmış, 4 mevsim kalabileceğiniz şömineli taş konaklarda özellikle kışın her taraf kar kaplı iken kalmanızı öneririm. 24 sıcak su ve ısıtmak bulunuyor. Ayrıca musluktan akan sular dağ suyu olduğu için içilebiliyor. Bu da çok güzel bir özellik 

Gölcük Gölü Taş Konaklar

Gölcük Krater Gölü Simav‘a Nasıl Gidilir?

Kütahya merkese 124 km , Uşak merkeze 97 km, Simav ‘a ise 14 km olan Gölcük Gölü ‘nün yolu tamamen asfalt ve ulaşımı 4 mevsim her araçla mümkün.

Gölcük Gölü‘nde Neler Yapılır?

Gölün etrafındaki yürüyüş parkurlarında bir doğa yürüyüşü yaparak hem bölgeyi keşfedebilir, hem de temiz hava kendinizi tazeleyebilirsiniz. Krater gölü çevresindeki 3 bin metrelik yürüyüş ve bisiklet yolu bulunuyor. Fotoğraf merakı olanlar için harika görüntüler yakalamaya müsait bir coğrafya.

Ayrıca çevredeki Gölcük, Martılı, Demir Bükü ve Eğrelce yaylaları doğa yürüyüşleri ve piknik alanları bakımından oldukça uygundur.

Simav’daki kaplıcaları da mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.

Eynal Kaplıcaları

Sağlık Bakanlığı Kaplıca İşletme Ruhsatına sahip, su analizlerinde de, mineralli suyun, tedavi edici unsurlara sahip olduğu Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce onaylanmıştır. Romatizmal hastalıklar, kronik bel ağrısı, eklem hastalıkları, yumuşak doku hastalıkları, ortopedik, beyin ve sinir cerrahisi sonrası, genel stres bozukluğu ve spor yaralanmalarında tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilir niteliktedir. Ayrıca nevralji, cilt ve deri hastalıklarına, böbrek taşlarının dökülmesine, siyatik, kireçlenme, kadın hastalıkları ve sedef hastalığına iyi geldiği bilinmektedir.

Derinlerden gelen sıcak su kaynağı 163  C°, kaplıca suyu 70-80 C° dir ve birçok rahatsızlığa iyi geldiği söyleniyor. Şehrin ısıtmasında jeotermal enerji ile yapılıyor.

“Dünyada ve Anadolu’da pek çok kaplıcayı gezdim gördüm ama Eynal Kaplıcası gibisini görmedim. Böylesi yeryüzünde yoktur.”

Evliya Çelebi

Not : Simav’da kalırsanız bölgeye özel Cimcik, Haşhaşlı Gözleme, Ilıbada Dolması, (pazı sarmasına benzer), Güveç, Erik Hoşafı, Yufka Tatlısı, Kuru Fasulye, Karaşerif Helvası, Kestane, Tavuk Tiridi, Çörek, Tarhana Çorbası Simav‘ın meşhur yemek ve tatlılarından denemenizi öneririm.

Ne Zaman Ziyaret Edilir?

Yılın her ayı konuklarını ağırlamaya hazır olan Gölcük Gölü ‘nün en güzel zamanı bence kış ayları. Göl tamamen donuyor ve harika görüntüler oluşuyor. Hatta üzerinde yürümek bile mümkün. Yine bahar aylarında harika manzaralara şahit olabilirsiniz. Yaz ayları da sıcaktan bunalanlar için güzel ve serin bir nokta olabilir ama kalabalık olacağını unutmayın.

Bölgede ne var, ne yok?

  • Kamp yapma imkânı VAR
  • Ateş yakma imkânı VAR (ateş alanlarını kullanarak)
  • Tesis, restoran VAR
  • Konaklama yeri Taş Konaklar VAR
  • Temiz su kaynağı VAR (her tarafta çeşmeler mevcut)
  • Telefon çekiyor.
  • Yürüyüş sevenler için uygun parkurlar VAR
  • Fotoğraf için güzel noktalar VAR
  • Göl balıkçılığı konusunda bilginiz varsa balık tutabilirsiniz.

Şimdiden iyi geziler…

@tekbasinadaolur

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.

17 Mayıs 2023 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
SeyahatTATDsosyal

Her Kamp İnsanın Kendini Yeniden Keşfidir

by Burcu Yılmaz 12 Mayıs 2023
written by Burcu Yılmaz

İnsan merak etmediği güne başlamak istemez. Yeni keşifler yapacağı bir güne ise merakla uyanır.  

Acil tıpçı olmak; düzensiz yaşamak, akşam sağlıksız beslenmek, güneş doğarken uyuyup, güneş battığında uyanmak olmamalıydı. 

Doğa da her gün güneş doğudan doğup, batıdan batsa da hiçbir gün aynı değildir aslında. Bu yüzden bir doğa severin toprakla buluşmak için yapmayacağı fedakârlık yok sanırım diyerek başlamak istiyorum sözlerime. Sabah nöbete gitmek haricinde beni yatağımdan erken kaldırabilecek tek aktivitenin, doğaya çadırımı kurmak için yola çıkmak olduğunu yıllar önce fark ettiğimden beri, her fırsatta toprağa koşuyorum.  

Yine böyle bir sabaha uyandım bir cuma günü saat 5’te. Bir gün önceden hazırladığım çadırım, kıyafetlerim, şarj ettiğim fenerim, matım, uyku tulumum, yiyeceklerim ve sandalyemle birlikte yola çıktım. Daha önce onlarca kamp deneyimim olmasına rağmen ekim sonunda ilk defa gece yayla da kalacaktım. Biraz uykusuz, biraz yorgun, 20 kişilik kamp ekibini götürecek araca bindim. Yol boyu biraz uyudum, biraz müzik dinledim. Alışveriş için durduğumuzda herkes birbirine bakıyordu, acaba ne alsak diye? Bozulma ihtimali yüksek olanları bu gece yeriz, diğerlerini sonraya saklarız diye düşünerek alışverişimizi tamamladık. İlk durağımız efsanelere konu olmuş Efteni Gölü’ydü. Bizans Prensesi Eftalya’nın ellerinde ve yüzünde çıkan yaralara şifa olduğu söylenen göl, daha sonra Eftalya’nın sevgilisiyle görüşmek için bindiği kayığın batmasıyla prensesin ölümüne neden olmuştur. Kısacası ‘Önce şifa, sonra mezar olan’ bu gölün eşsiz havasını içimize çekip; oradan Güzeldere Şelalesine doğru yola çıktık. Gelin duvağı gibi narin süzülen şelaleye ulaşmak için 320 basamaklı zahmetli bir yoldan geçip manzaranın güzelliğine ortak olduk. Akşam olmadan bir an önce yaylamıza ulaşmalıydık, kampçılar bilir. En uygun kamp yerini bulmak için güneşi batırmamak gerekir. 

Pürenli Yaylasına vardığımızda ufak bir sürpriz bizi bekliyordu. O da bağımlısı olduğumuz telefon erişiminin olmamasıydı. Bu ilerleyen saatlerde avantaj mı oldu, dezavantaj mı görecektik. 

Çadırlarımızı birbirine yakın kurmaya karar verdik ve birbirimize yardım ederek, güzel obamızı belirledik. Ekip yavaş yavaş açılmaya başlamıştı. Hızlıca yanımızda getirdiğimiz hazır yiyeceklerimizi atıştırdık. Henüz ateş yakmaya fırsatımız olmamıştı. Sucuklarımız, etlerimiz akşam yemek için bizi bekliyordu. 

Hava biraz serin fakat güzeldi. Düzce henüz soğumamıştı. Fakat Pürenli Yaylası’nın gece soğuğundan birçoğumuz habersizdik. Etrafı keşfetmeye çıktık. Arkası ormanlık olan, dümdüz ve yemyeşil bir arazide, gece yiyeceğimiz etlerin, edeceğimiz sohbetlerin ve birlikte dinleyeceğimiz müziklerin planını yapıyorduk. Sabah üzerimize yağacak çiğden habersizdik. 

Önce odun topladık, büyük bir ateş yakmak için tüm hazırlıkları yaptık. Ateş etrafında edilen sohbetlerin tadını, başka yerde alamam. Şehrin ışıklarından unuttuğumuz gökyüzü hemen üstümüzdeydi. Keyfimize diyecek yoktu. Fakat ayaz yavaş yavaş çökmeye başlamıştı. Daha önce hiçbir kampta üşümemiş olan ben, bu gecenin zor geçeceğini anlamıştım. Soğuğu tahmin edememiştik. Uyku tulumlarımız Pürenli’nin -7 derecesine kesinlikle uygun değildi. 

Daha birkaç saat önce tanıştığım Meltem ve Halime’yle birlikte benim çadırda yatmaya karar verdik. Eşyalarımı onların çadırına koydum, 3 kış acemisi, aynı çadırda kaldık, fakat bu ısınmamıza yetmedi. 

Sabah gün ışığı çadıra vurmaya başladığında yeni uyuyabilmiştik ve bu sebeple gün içinde yapılacak mini yürüyüşe katılamadık. Sabah sımsıcak bir güne uyandık. Doğa insanı acıktırır. Hemen kahvaltı yaptık ve yürüyüş ekibinden geriye kalanlar olarak kendimiz etrafı gezmeye karar verdik. 

Aramıza profesyonel fotoğrafçılık yapan Ersin’de katıldı. Hem fotoğraf çektik hem internet çeken yerleri keşfettik, hem de Pürenli’nin güzel doğası eşliğinde yürüyüş yapmış olduk. 

Obamızda telefonun çekmemesi ekibin birbiriyle sohbetinin derinleşmesine sebep oldu. Dezavantaj olarak gördüğümüz bu olay aslında unutulmaz arkadaşlıklar edinmemize neden olmuştu. 

Gece olduğunda çakal ve domuz seslerini duysak da, ilk defa kampa katılan arkadaşlarımızı korkutmamak adına bu bilgiyi paylaşmayı dönüş yoluna sakladık. 

Doğaseverlerin birbirleriyle iletişimleri doğal, stresten uzak, günlük yaşamın telaşından süzülmüş oluyor. Çünkü her kamp insanın kendini yeniden keşfidir.

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.

12 Mayıs 2023 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
SeyahatTanıtımTATDsosyal

Huzur Dolu Bir Rota

by İbrahim ALTUNOK 8 Mayıs 2023
written by İbrahim ALTUNOK

Herkese merhaba,bu kez sizlerle hepimizin başına gelen acilden o çok bunaldığımız anlarda ; yoğunluk,stres,iş yükü omuzlarımıza fazlasıyla binip,artık nefes alamaz hale geldiğimizde bir ufak mola, kendimize gelebilmemiz için bir ‘es’ vermek adına İstanbul’a birkaç saat uzaklıktaki Abant’tan bahsedeceğim.

Belki birçoğunuz zaten gitti ama gitmeyenler ve bir kez daha gitmek isteyenler için bu huzur dolu rota hakkında yazacaklarım var.

Abant Gölü; Bolu’nun 35 km güneybatısında bulunan, yaklaşık 1350 m yüksekte ve alanı 125 hektarı bulan bir heyelan set gölü. Mudurnu ilçesine bağlı,şu anda aklınızdan geçenleri duyar gibiyim. Bolu demek mutfak demek,güzel yemekler demek. Üstüne bir de müthiş tabiatı,muhteşem göl manzarasını eklersek işte size 2 günlük dinlenme rotası; Abant!

Peki Abant’ta ne yapalım, nerede kalalım, ne yapılır, kaç gün kalınır?

Abant aslında her bütçeye uygun motellerden butik otellere,5 yıldızlı otellere kadar geniş bir yelpazede konaklama seçeneklerine sahip. Göl manzaralı olanlarda fiyatlar biraz daha artsa da,neredeyse her tesisten göle ulaşım rahat,mevsim müsaitliğine göre bisiklet kiralayabilir,göl kenarında sevdiklerinizle huzurlu bir yürüyüş yapabilir ve güzel Bolu yemeklerinden şişmiş midenizdekileri sindirebilirsiniz.

Gelelim mekan önerilerine; bu sıralar malum Adenovirus, Influenza, yeni covid salgını derken acil serviste hayli yorulduk. Ben de kızlarım ve eşimle nöbet ertesi düştüm yollara. Aslında navigasyon 3 saate yakın bir süre gösteriyordu. Ama bizim şöför normalde iki kanatlı araç kullandığından biraz hızlı olunca – ki hiç tasvip etmiyoruz – biraz daha kısa sürdü; ben de nöbet ertesi 1-2 saat uyumuş oldum. Normalde bu mevsimde bembeyaz beklediğimiz yüksek rakımlı Abant’ta adeta sonbahar hakimdi. Ağaçlar yapraklarını dökmüş, hava can acıtan türden soğuk değil; ama sizi canlı tutan bir soğuk mevcut. Bir ara kar attırmış olacak ki köşelerde buzlaşmış kar kümeleri vardı. Ama benim kızların kar topu oynama hayali suya düştü. Biz de göl etrafında yürüyüş yaparak tabiat parkının ve sakinliğin tadını çıkardık. 

“Kış tatilinin olmazsa olmazı sucuk ekmek”

Kaldığımız otel; Taksim International Abant Palace. Yemeklerinden fazlasıyla memnun kaldık;diyet bozdurdu desem abartmış olmam. Soğuk havaya uygun illa sucuk, köfte unutulmamıştı. Ki kış tatili demek bence ekmek arası sucuk demek.

Otel çocuklu ailelere hitap ettiği gibi bence arkadaş grupları ile de gayet kaçılabilir ve eğlenilebilir nitelikte. SPA sını her ne kadar denemek istesem de 2 ve 5 yaşındaki iki çocukla pek mümkün olmadı. Ama huzurla iki gün dinlendiğimi söylemeden geçemeyeceğim 

Gelelim 5 yıldızlı otel tatilinden hoşlanmayanlara; ki 3 öğün yemek kimilerimizin tatil mantığına çok aykırı biliyorum. Çocuklardan önce ben de daha bol gezmeli ,bölgenin yerel lokantalarını kafelerini keşfetmeli gezilere daha meraklıydım. Ama iki çocukla ne kadar düzen o kadar rahatlık.

“Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalını yaşayabileceğiniz bir ortam sunuyor”

Biraz da bir arkadaşımın yakın zamanda tercih ettiği bir butik otele bakalım. 

Abant Yeşil Ev Masal Evleri,Abant Yolu 3. Km’de 13 adet oda/ev den oluşan adeta Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalını yaşayabileceğiniz bir butik otel konsepti. İşletmecisi de çok tatlı insanlar, kendinizi evinizde hissetmeniz için ellerinden geleni yapıyorlar. 1 kişilikten 4 kişilik odalara kadar farklı seçenekleri mevcut. Odalardaki şömine hem otantik bir hava hem de ısınma için pek güzel. Dağ evi konseptindeki bu otelde geceleri yakılan ateş başında toplaşabilir,sıcak içeceğinizi yudumlarken acil sarı alan stresinden ya da resüsitasyon esnasında yaşadığımız adrenalin aksine huzura doğru yelken açabilirsiniz

Gün aşırı nöbetlerin yasaklanmasından fırsat en az 2 gün boşluk her asistanın takviminde mevcut. Siz de benim gibi en azından iki nöbet arası kendinize bir Abant molası vermek isterseniz tam mevsimi. Bolu, Yedigöller’e yakınlığı da, daha uzun boşluğu olanlar için alternatifler sunuyor. Aklınıza tatil adına fikir tohumları serpiştirdiğimi umarak şimdiden hepinize iyi tatiller diliyorum 

Unutmayın, her nöbet başlar ve biter. Önemli olan aradaki boşlukları nasıl doldurduğumuz. 

Esen kalın, bol gezin, aktif kalın efenim…

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.

8 Mayıs 2023 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
SporTATDsosyal

TATD Basketbol Acil Ligi 2021-2022 Sezonu

by İbrahim ALTUNOK 2 Mayıs 2023
written by İbrahim ALTUNOK

BAL Mayıs ve Haziran aylarında adeta şenlik havasında oynanarak geride kaldı. Oldukça çekişmeli geçen ligin çeyrek final maçları 21.05.2022’de oynandı. Sonuçları; 

Yeşilyurt Hypertonics 30-22 Arizona Lizards

FSM Bulls 53-19 Haseki İsimsiz Kimsesiz

Numune Raptors 45-10 Samatya Gladators

Marmara Warriors 24-19 Okmeydanı Heat

Yeşilyurt Hypertonics, FSM BULLS , Numune Raptors, Marmara Warriors, Haziran ayındaki dörtlü finale çıkmaya hak kazandılar. 11-12 Haziran’da ikişer karşılaşma olacak şekilde, maç başından itibaren duran süre kuralıyla maçların oynanmasına karar verildi. 

11 Haziran Cumartesi günü, 18:00’da ilk maç büyük bir heyecana sahne oldu. Maçın başından sonuna kadar Yeşilyurt Hypertonics ekibi önde götürüyordu.  Takım yıldızlarından Görkem Karahan, 5 faul yaparak oyun dışı kaldıktan sonra, Yeşilyurt Hypertonics üstünlüğü koruyamadı. Finale kalan ilk ekip 26-23 skoru ile FSM Bulls oldu.

Günün ikinci yarı final maçı 19:30’da “Numune Raptors – Marmara Warriors” karşılaşması ile devam etti. Maçın başından sonuna kadar iyi bir savunma yapan Numune Raptors, rahat bir şekilde üstünlüğünü koruyarak 39-26 skoru ile adını finale yazdırdı.

Cumartesi oynanan maçlar sonrasında,  12 Haziran Pazar günü 18:00 da “Marmara Warriors – Yeşilyurt Hypertonics”  arasında üçüncülük maçı oynandı. Marmara Warriors maçın başlarında ciddi bir fark atsa da Yeşilyurt Hypertonics maç boyunca stabilitesini koruyarak üstünlüğü eline aldı. 34-29 skoru ile Marmara Warriors’u yenerek ligi üçüncülükle tamamladı. 

Saatler 19:30’u gösterdiğinde ise “Numune Raptors-FSM Bulls” takım oyuncuları tek tek anons edilerek alkışlarla sahaya çıktılar. Büyük final maçı başından sonuna kadar oldukça heyecanlıydı. Savunmaların ön planda olduğu, son derece fiziki bir maç oldu.  Her iki takımın taraftarları da takımlarına ciddi destek verdiler. Maçın ilk çeyreğinde 4-1, ilk yarı da 9-8 skorla Numune Raptors üstünlüğü mevcuttu. Üçüncü çeyrekte faul sayısı artan Numune Raptors oyuncuları erken faul problemine de girince üstünlüğü koruyamadı. Maçın son çeyreğinde 21-17’lik skorla FSM Bulls üstün olarak girdi. Son çeyrekte de oldukça çekişmeli ve karşılıklı yapılan sayılarla mücadele devam etti. FSM Bulls cephesindeki Yunus Emre Gemici’nin üçüncü çeyrekte oyunu ve maç boyu 13 sayı ile takımına çok önemli katkıda bulundu. Zaman zaman farkı azaltıp, son iki dakika baskı yapan ve aradaki farkı kapatmaya çalışan Numune Raptors takımının çabaları yeterli olmadı. FSM Bulls sahadan 29-25 skorla galip gelerek ayrıldı. Tribünde ve ekranları başındaki maçı takip eden herkese soluk soluğa bir final izlemelerine vesile oldu. 

Final maçı sonrası ödül törenine geçildi. Müzahir Sille Spor Kompleksi idari amiri Cem Bilim’e TATD Başkan yardımcısı Doç. Dr. Serkan Emre Eroğlu teşekkür plaketlerini verdi. Üçüncü olan takım olan olan, Yeşilyurt Hypertonics’e madalya ve kupasını Cem Bilim verdi. 

İkinci olan Numune Raptors oyuncuları, madalya ve kupalarını TATD Medya Yürütme Kurulu Başkanı Uzm. Dr. Ebru Ünal’dan aldı. 

Maçı yöneten ve turnuva boyunca hakemlik desteği sağlayan dört hakeme, teşekkür plaketi,  Doç. Dr. Tuba Cimilli Öztürk tarafından verildi. Dörtlü finalin en iyi oyuncusu seçilen Yunus Emre Gemici’ye ise ödülü, Doç. Dr. Burcu Genç Yavuz tarafından verildi. 

BAL şampiyonu olan FSM Bulls oyuncularına madalya ve kupaları Doç. Dr. Serkan Emre Eroğlu tarafından takdim edildi ve takıma sürpriz olarak Harun Erdenay imzalı bir basket topu hediye edildi. 

Turnuva sorumlusu olarak teşekkür plaketimi bana, yine Doç. Dr. Serkan Emre Eroğlu verdi.
Final maçı ve ödül töreni profesyonel fotoğraf makinesi ile arşive geçirilirken, tüm turnuva da olduğu gibi maçlar ve ödül töreni TATD Youtube kanalından yayınlandı. Dolunay Ambulans lig boyunca bize eşlik etti. Böylece TATD BAL 2021-2022 sezonu tüm zor koşullara rağmen geride kaldı.  

Tüm düzenlenen programlarda olduğu gibi son dakika değişiklikleri, maç tarihleri ve sıralamalarında yapılan değişiklikler, covid pcr ve ası takibi, oyuncuların sakatlık durumları gibi olumlu ve olumsuz etkenleri göz önünde bulundurursak, TATD medya ekibi ve Tatd teknik ekibine, bizleri yalnız bırakmayan ve desteğini esirgemeyen Doç. Dr. Serkan Emre Eroğlu’na teşekkürlerimi sunuyorum. 

Basketbol Acil Ligi’nin organizasyonunu sağlayan, benim de üyesi olduğum EMPACT Çalışma Grubuna ve Yürütme Kuruluna ayrıca teşekkür ederim.

Basketbol gibi tutkuyla bağlandığım bir spor dalında, BAL gibi önemli bir organizasyona önderlik etmenin mutluluğu ve gururu içindeyim. Tüm sporsever acilcilerin benimle aynı heyecanı paylaştığını görmek benim için ayrı bir onurdur. Sahalarda görüşmek üzere!

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.

2 Mayıs 2023 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Newer Posts
Older Posts

Hakkımızda

  • Üyelik Başvuru Formu
  • Kurumsal Kimliğimiz
  • Gizlilik Politikası

Bize Ulaşın

  • Mustafa Kemal Mahallesi Dumlupınar Blv. No:274 Mahall E Blok Daire:18 Ankara
  • Telefon: (0312) 438 12 66
  • Email: bilgi@tatd.org.tr
@2024 – All Right Reserved. Designed and Developed by Themis
Facebook Twitter Instagram Linkedin Youtube Email
Acil Tıp Bülteni
  • Home
Giriş

Çıkış yapana kadar oturumumu açık tut

Şifrenizi mi unuttunuz?

Password Recovery

A new password will be emailed to you.

Have received a new password? Login here