Sağlıkta Şiddet Yasası


Sağlık çalışanlarına karşı maalesef fiziksel, sözel, ruhsal şiddetin bir türlü sonu gelmiyor. Peki pandemi sürecinde kamuoyunda “Sağlıkta Şiddet Yasası” adıyla anılan, şiddeti engellemeye yönelik güncel düzenleme nedir ve yetersiz kaldığı noktalar nelerdir, bugün sizlere biraz bundan bahsetmek istiyorum…

“Bahsedilen düzenlemenin yeni olduğunu sanmayın aslında 1987’de yürürlüğe girmiş”

Pandemi süreci boyunca “Sağlıkta Şiddet Yasası” olarak bahsedilen düzenleme, aslında 1987 senesinde yürürlüğe girmiş olan 3359 Sayılı “Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu”nun 12. maddesine eklenen bazı cezai yaptırımlardır. 

“Sağlık personelini kasten yaralama tutuklanma sebebi”

12. maddenin ilk haline 2014 senesinde ekleme yapılmıştır. Getirilen yenilikle; sağlık kuruluşlarında çalışan personele karşı, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle “kasten yaralama suçu”nun işlenmesi tutuklama sebebi olarak düzenlenmiştir. 2018 yılında bu maddeye, “beyaz kod” konulu bülten yazımızda incelemiş olduğumuz bir düzenleme daha eklendi. 

“İfade vermek için karakola gitmek zorunda değilsiniz”

Tekrar bahsedecek olur isek; özel veya kamu sağlık kurum/kuruluşlarındaki personele karşı görevleri sebebi ile “kasten” işlenen tüm suçlarda, şüpheli, kolluk güçlerince yakalanarak savcı karşısına çıkarılmalıdır. Ayrıca müşteki, mağdur ya da tanık sağlık çalışanının ifadesi işyerinde alınmalıdır.


Konu ile ilgili son değişiklikler neler?

Nisan 2020’de yürürlüğe giren güncel değişikliklerde bu maddeye iki yeni fıkra eklendi. 

Biri saldırıya maruz kalan sağlık çalışanını, diğeri ise hasta haklarını korumaya yönelik görünüyor.

“Sağlık personeline karşı işlenen suçta %50 artırım”

Önce mağdur taraftan bahsetmek istiyorum; 

Özel ya da kamu ayırt etmeksizin tüm sağlık personeli ve yardımcı sağlık personeline karşı görev sebebiyle işlenen kasten yaralama, hakaret, tehdit, görevi yaptırmamak için direnme suçlarında, verilecek cezada yarı oranında artırım uygulanacağı yasal olarak kabul edilmiştir. Bu düzenlemede, verilecek cezanın ertelenmeyeceği belirtilmiştir ki bu ilginç bir yenilik, ancak kulağa geldiği kadar etkili değil. Çünkü erteleme dediğimiz şey, HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) ile aynı şey değil. Onu da birazdan açıklayacağım.

“Özel kuruluşlardaki sağlık personelleri de kapsam içerisinde”

Ayrıca kamu görevlisi sıfatına sahip olmaması nedeniyle bazen kapsam dışında kalan özel sağlık kuruluşlarında çalışan personel de unutulmamış, aynı şekilde bu suçlara maruz kalması halinde, kamu görevlisi sayılacağı öngörülmüştür.

“Şiddet olayında şüpheliye sağlık bakımı hizmetini başka birinin yapması öneriliyor”

Fıkranın ikinci kısmına gelirsek, hasta hakları yönünden ise;

Şüpheli yahut şüphelinin yakınına, “aynı bakımı yapabilecek başka bir sağlık personeli tarafından bakılır” demek suretiyle koruma getirilmiştir. Bu maddeye, özellikle, saldırgan şahıs eğer ki hasta yakını ise, suçu olmadığı halde arada kalan hasta açısından önemli diyebiliriz. Ayrıca, saldırganın aynı mağdur sağlık çalışanına gelmesi halinde; o mağdurun artık haklı olarak objektif bakamayacağı ve o ruh haliyle bazı şeyleri gözden kaçırabileceği için, hukuki sorumluluğunun doğmasını da önleyecektir. 

“Red hakkı ile çelişki arasındaki ikilem”

Her ne kadar hekimin haklı durumlarda hastayı red hakkı olsada, bu düzenleme sayesinde çelişkiye yer bırakmaksızın muhatap olunması gerekmeyecektir.

“Şüpheli tutuklanıp, savcı ve hakim karşısına çıkarılmalı”

Şüphelinin tutuklanması meselesine gelince; yeni eklemeler sayesinde, eskiden karakolda ifade verip serbest kalan şahsın, artık emniyetteki ifadesiyle yetinilemeyeceği, devamında adliyeye sevk edilerek savcı ve sorgu hakimi karşısına çıkarılması gerekliliği söz konusu.

“Bu konuda maalesef ki ciddi bir baskı oluşturmak şart”

Ne yazık ki günümüzde hala, sosyal medya/kamuoyu baskısı oluşmadan veya mağdur avukatı olayı takiben emniyete gidip de yasa böyle demiyor diye ısrar etmediği sürece, bu müjdelenen(!) değişikliğin uygulandığını görmedim.


Peki ertelenme kararı HAGB ile aynı anlama mı geliyor?

Son söyleyeceğimi en başta belirteyim: HAYIR

Erteleme cezanın ertelenmesi, HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) ise infazın ertelenmesidir. İkisi hukuken farklı anlamlara gelir. Basit bir şekilde açıklamam gerekirse; HAGB’de 5 yıl boyunca herhangi bir suç işlememesi halinde sanık, o suçu hiç işlememiş kabul ediliyor. Erteleme kararında ise; sanık, hakim tarafından uygun görülen belli bir sürede ve bazı yaptırımlarla cezaevi dışında cezasını çekiyor.

“Erteleme HAGB’den daha büyük bir yaptırım aslında”

Erteleme kararı; velayet/vesayet hakları, memuriyet vb haklar üzerinde sonuç doğurabilme özelliği ile, HAGB’ye göre daha büyük bir yaptırım olarak kabul edilir. Yeni değişiklikte bahsedilen erteleme, cezanın ertelenmesidir. Oysaki, sağlık çalışanlarına saldıran bu şahıslar yönünden erteleme yerine HAGB uygulamasının kaldırılması gerçekten büyük değişiklik yaratırdı. Malumunuz, sanığın sicili temizse “nasıl olsa bir anlamı yok” bakış açısıyla fail cesaret buluyor, mağdur ise umutsuzluğa kapılıyor, bence bu konu üzerine eğilmek gerçekten faydalı olurdu. 

Mevcut yasal düzenlemenin yetersiz kaldığı noktalar mevcut. Caydırıcı özellikleri söz konusu. Ne var ki, mevcut olan da keyfi olarak uygulanmayınca hiçbir caydırıcılığı kalmıyor. 

“Caydırıcılık için yeterli uygulama gerekir”

Eğer ki, yasa tersini öngördüğü halde; sağlık personelini tehdit eden şahıs savcılığa sevk edilmeyip yarım saat sonra elini kolunu sallayarak hastaneye dönüyor, doktorun karşısına çıkıyorsa; sağlık personelinin ifadesi işyerinde alınmıyor ertesi gün ısrar kıyamet karakola çağırılıyorsa; saldırgan, personeli yaraladığında yasa tutuklanmasını öngördüğü halde serbest bırakılıyorsa; verilen kararda HAGB uygulanıyor ise yasalar ne için var? 

“İş yine başa düşüyor!”

Kanayan yara haline gelmiş böylesi önemli bir konuda, haklarınızı bilmeniz çok önemli. Bu konuda mevcut yasanın koruyuculuğundan faydalanmak için iş başa düşüyor; şüpheli hakkında gerekli işlemlerin yapılması için biz hukukçuların, ifadenizin işyerinizde alınması için de siz sağlık personelinin ısrarcı davranması gerekiyor. 

Aksi halde, yasa ne kadar koruyucu olursa olsun, uygulanmadıktan sonra aynı tas aynı hamam.

Galeri


Paylaş Paylaş