Acil Tıp Uzmanlığı Komisyonu
  • Uzmanlık Komisyonu
    • Hakkımızda
      • Tarihçe, Amaç ve Hedefler
    • Kurullar
      • Yürütme Kurulu
      • Bölge İdari Temsilciliği
      • Bölge Temsilcileri
    • Belgeler
      • Yönerge ve Diğer Belgeler
      • Faaliyet Raporu
      • Raporlar
      • Basın Bildirileri, Görüşler ve Başvurular
  • Yazılar
  • Etkinlik Takvimi
  • İletişim
Aidat Ödemesi Bağış
Acil Tıp Uzmanlığı Komisyonu
  • Uzmanlık Komisyonu
    • Hakkımızda
      • Tarihçe, Amaç ve Hedefler
    • Kurullar
      • Yürütme Kurulu
      • Bölge İdari Temsilciliği
      • Bölge Temsilcileri
    • Belgeler
      • Yönerge ve Diğer Belgeler
      • Faaliyet Raporu
      • Raporlar
      • Basın Bildirileri, Görüşler ve Başvurular
  • Yazılar
  • Etkinlik Takvimi
  • İletişim
  • Üye Girişi
Çarşamba, 21 Mayıs, 2025
Son Yazılar
Acil Tıp Uzmanlığı Komisyonu
Acil Tıp Uzmanlığı Komisyonu
Aidat Ödemesi
  • Uzmanlık Komisyonu
    • Hakkımızda
      • Tarihçe, Amaç ve Hedefler
    • Kurullar
      • Yürütme Kurulu
      • Bölge İdari Temsilciliği
      • Bölge Temsilcileri
    • Belgeler
      • Yönerge ve Diğer Belgeler
      • Faaliyet Raporu
      • Raporlar
      • Basın Bildirileri, Görüşler ve Başvurular
  • Yazılar
  • Etkinlik Takvimi
  • İletişim
Copyright 2024 - All Right Reserved
Haber ve Duyuru

TATD Acil Tıp Uzmanları Bölge Temsilcileri Toplantısı ve Sonuç Raporu

by Ozan Konrot 28 Ekim 2020
written by Ozan Konrot

Saygıdeğer Üyelerimiz,

Pandemi Sürecinde Acil Servislerde yaşanan sorunların değerlendirilmesi amacıyla TATD Yönetim Kurulu ve Acil Tıp Uzmanları Bölge Temsilcileri arasında 27.10.2020 salı günü online bir toplantı gerçekleştirilmiştir.

Toplantıda Sağlık Bakanlığı genelgelerine rağmen Acil Servislerde sorun olmaya devam eden Covid 19 poliklinikleri yönetimi, Yoğun Bakım ve Yatış bekleyen hasta sorunları, Covid 19 ekartasyonu, Kişisel koruyucu ekipmanlar, Enfekte Acil Servis çalışanları ve ekonomik ve idari özlük haklarımız ile ilgili sorunlar tartışılmıştır.

Toplantı sonuçları için hazırladığımız bildiriye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Türkiye Acil Tıp Derneği
Yönetim Kurulu

TATD ATU Bölge Temsilcileri Toplantı Tutanağı ve Basın Bildirisi 27.10.2020 (49,30 KB)

28 Ekim 2020 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

Pandemi Sürecinde 13 Eylül Dünya Sepsis Günü Basın Açıklaması

by Ozan Konrot 13 Eylül 2020
written by Ozan Konrot

Saygıdeğer Üyelerimiz,

TYBD 13 uzmanlık derneği ile beraber 13 Eylül Dünya Sepsis Günü’nde 13 Madde ile basın bildirisi yayınladı. TATD’nin de imza koyduğu bu bildiri ve ilişkili basın açıklamasını bilgilerinize sunarız.

Türkiye Acil Tıp Derneği

Yönetim Kurulu

 

PANDEMİ SÜRECİNDE 13 Eylül Dünya Sepsis Günü Basın Açıklaması

Dünya çapında her yıl 30 milyona varan yeni olgu ve yaklaşık 12 milyon ölüme neden olan sepsis yoğun bakımların en önemli hastalığıdır. Sepsis, enfeksiyonlara karşı vücudun verdiği düzensiz (‘disregüle’) yanıta organ yetmezliklerinin eşlik ettiği bir klinik tablodur ve sepsiste ölüm oranları çok yüksektir. Sepsis tıbbi acil bir durumdur, önlenebilir bir ölüm nedenidir.

 

Dünyanın yeni tanıştığı SARS koronavirüs-2‘nin (SARS-CoV-2) yol açtığı ve belirtisiz formundan, hafif, orta ve ağır seyirli formuna kadar geniş bir yelpazede seyreden COVID-19 enfeksiyonu, ağır seyirli formunda viral sepsise yol açmaktadır. Hepimizin takip ettiği gibi çok sayıda COVID-19 hastası yoğun bakımlarda ileri yaşam desteği ile hayata tutunmaya çalışmaktadır. Yoğun bakımlarda tedavi edilen şiddetli COVID-19, pnömoniye eşlik eden organ yetmezlikleri ile birlikte seyretmektedir. COVID-19 pandemisi tüm dünyada bütün hızıyla devam ederken, ülkemizdeki durum da ciddiyetini korumaktadır. Bu ortamda sepsis farkındalığının yaygınlaştırılması çok önemlidir.

 

Haziran ayından itibaren yavaş yavaş kısıtlılıkların kalkması sonrası ülkemizde toplumsal düzeyde bulaşıcılığı kontrol altına alınamayan salgının seyri endişe vermektedir. Temmuz-Ağustos ayları aktif vaka sayıları artışının yanı sıra Mart-Nisan dönemine oranla hastanelerde daha ağır vakaların yattığı, yoğun bakım yataklarının İstanbul dışında doluluk oranlarının arttığı bir dönem olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde bütün sağlık çalışanları gibi yoğun bakım çalışanları da bir ekip halinde çok yoğun bir iş yükü altında çalışmışlar ve yorgunlukları/tükenmişlikleri artmıştır. Bu iş yükünün bu şekilde taşınması sürdürülemeyeceğinden ağır hasta yükünün azaltılması için ivedilikle radikal önlemler alınmalıdır.

 

Bir pandemi sırasında, birinci basamak, salgınla mücadelenin ön safını oluşturur. Bir pandeminin, birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkin ve doğru katılımı olmaksızın kontrol altına alınabilmesi ve sağlıklı ve doğru bir şekilde yönetilebilmesi mümkün değildir. Hastaların triyajlarının doğru şekilde yapılması, koruyucu hizmetlerin aksatılmadan sürdürülmesi, kronik hasta takiplerinin yapılması, tıbbi kayıt ve bildirimlerin yapılması, mümkün olan tüm vakalarda teletıp kullanımı, hastaların evlerinde yönetilmesi, hastane bakımına ihtiyaç duyan hastaların belirlenmesi, halka doğru mesaj ve bilgilerin iletilmesi, hasta ve sağlıklı bireylerin kaygılarının giderilmesi konularında birinci basamağın rolü yaşamsaldır ve bu konuya daha hassasiyetle önem verilmelidir.

 

Sepsis sık görülen bir hastalıktır; ancak, enfeksiyonlara yönelik korunma önlemleri sepsis gelişmesini engelleyebilir. Sepsise karşı genel olarak alınacak önlemler arasında; sepsisin bir halk sağlığı problemi olarak ele alınmasından, sık görülen enfeksiyonlara karşı aşılanma, temiz doğum uygulamaları, ameliyatta enfeksiyon önleme uygulamaları, hastanede yatış sürelerinin kısaltılması, özellikle el yıkama alışkanlığının yaygınlaştırılması olmak üzere kişisel hijyenin sağlanması, beslenme ve temiz su sağlamaya kadar geniş bir yelpazede sıralanabilir. COVID-19 Pandemisinde özellikle damlacık yoluyla bulaşan virüse karşı maske kullanımı ve fiziksel mesafeye dikkate edilmesi şiddetli COVID-19’un yol açtığı viral sepsis tablosunun önlenmesinde çok etkin olmaktadır. Sağlık otoritesi hayatı tehdit eden bu en ölümcül durumun önlenmesi için acilen önlemler almalı, toplumu bu önlemlerin uygulanması için yönlendirmeli ve sonrasında da mutlaka gerekli denetimlerle izlemelidir.

 

Küresel salgın sürecinde sepsis ve farkındalığının önemi iyice artmıştır. Sepsis yoğun bakımlarda her yaş grubunda sık görülen ölümcül bir hastalık olmakla birlikte hızlı tanı konulup etkili ve doğru tedavi uygulandığında ölümün büyük oranda engellenebildiği hastalıkların başında gelir. Hızlı tanı konulması için sağlık çalışanlarının ve aynı zamanda sağlıkçı olmayan kişilerin sepsis farkındalıklarının olması, bu konuda daha iyi eğitilmelerinin sağlanması çok önemlidir. Erken tanınması ve uygun sağlık hizmetlerine erişim de dahil olmak üzere sepsisin bilimsel kanıtlara dayalı tedavisinin yönetilmesi konusunda sağlık çalışanlarına yönelik eğitimler gerçekleştirilmelidir. Çoğunlukla bilinmeyen ve halk tarafından iyi anlaşılamayan bir hastalık olması nedeni ile, toplum farkındalığını artırmak hedefi benimsenmelidir. Hastalar ve hasta yakınları ile iletişim kurulurken ‘sepsis’ terimi kullanılmalı, her yıl 13 Eylül’de Dünya Sepsis Günü vesilesiyle düzenlenecek kampanyalar ile kamuoyu bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Bu yaklaşım toplumun sağlık okuryazarlığının arttırılmasına da katkı sağlayacaktır.

 

Sepsis tanısı ve tedavisi için, hızlı tanı testlerinin hayata geçirilmesi, laboratuvar olanaklarının güçlendirilmesi, mevcut antibiyotiklerin doğru ve etkili kullanımını, yoğun bakım ünitelerinin yetişmiş sağlık personeli, yardımcı personel ve alt yapı koşullarının güçlendirilmesinin sağlanması gerekmektedir.

 

Sepsisten ölümlerin engellenebilmesi için;

  1. COVID-19 pandemisi ile ilişkili olarak viral yayılımın önlenmesini sağlamak için toplum bazında kısıtlılıkları hayata geçirmeye yönelik tedbirler artırılmalı,
  2. Enfeksiyonun önlenmesinde en önemli uygulamanın “el yıkama (el hijyeni)” olduğunun ve şu an içinde bulunduğumuz Pandemi sürecindeki etkenin damlacık yoluyla bulaştığı göz önüne alınarak maske kullanımı ve fiziksel/sosyal mesafenin olduğunun toplumdaki farkındalığı arttırılmalı,
  3. Enfeksiyon hızları ve hastaneye yatışları azaltmak için sık görülen enfeksiyonlara karşı etkili aşıların risk grubundaki kişilere uygulanması sağlanmalı,
  4. Hastanede görev yapan COVID-19 ile ilişkili branşların asistan, uzman ve öğretim üyelerinin “pandemi neferleri” olarak görülmemesi, COVID-19 poliklinik ve servislerindeki adil olmayan iş yüklerine tüm bölümlerin katkı vereceği havuz sistemleri aracılığıyla son verilmesinin sağlanması, sağlık çalışanları üzerindeki yükün hafifletilmesi ve şiddetli COVID-19 ve sepsise karşı sağlık çalışanlarının daha güçlü hale getirilmesi,
  5. Sepsis tanı ve tedavisinin kanıta dayalı gerçekleştirilmesi için ulusal eylem planları geliştirilmeli,
  6. Sağlık kuruluşlarında enfeksiyon kontrol uygulamalarının yaygınlaştırılması için yeterli personel ve altyapı koşulları sağlanmalı, sağlık çalışanlarının enfeksiyon hastalıklarının tanı, tedavi ve takibi konularında eğitimine önem verilmeli ve iyi uygulamalara yönelik teşvik politikaları geliştirilmeli,
  7. Hızlı ve doğru tanı için, her sağlık kuruluşu için laboratuvarlar asgari koşulları sağlayacak şekilde güçlendirilmeli,
  8. Dünyada yaygın olarak kullanılan hızlı tanı testlerinin ülkemizde de kullanılabilmesi için geri ödeme politikaları geliştirilmeli,
  9. Sepsis hastalarının gecikmeden 3. Basamak yoğun bakım ünitelerinde ulaşmalarının sağlanması,
  10. Yoğun bakımların gerçekten gereksinimi olan hastalara hizmet verecek şekilde organizasyonlarının yapılıp akılcı kullanımlarını teşvik edilmesi ve destek ünitelerinin yaygınlaştırılması sağlanması,
  11. Ulusal hastalık istatistikleri ve raporlarında sepsisin doğru belgelendirilmesi sağlanarak sağlıklı veri toplanmalı,
  12. Toplumda gereksiz antibiyotik kullanımının bakterilerde antibiyotik direncine yol açtığı ve durumun hastanelerdeki antibiyotik direncine katkıda bulunduğu konusunda halkımız bilinçlendirilmeli ve gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçilmeli,
  13. Sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi ve hasta güvenliğinin arttırılmasının yanı sıra sağlık çalışanlarının da can güvenliğinin sağlanması için sağlık otoritesinin sivil toplum kuruluşları ve bilimsel derneklerle işbirliği gerçekleştirmesi sağlanmalıdır.

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur. 13 Eylül 2020

 

Prof. Dr. İsmail CİNEL                                    Prof. Dr. Alpay AZAP
Türk Yoğun Bakım Derneği                                Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği

 

Prof. Dr. Hasan BAYRAM                               Prof. Dr. Pınar OKYAY
Türk Toraks Derneği                                         Halk Sağlığı Uzmanları Derneği

Prof. Dr. Ömer KURTİPEK                              Prof. Dr.  E. Halis AKALIN
Türk  Anesteziyoloji ve Reanimasyon                Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği
Derneği

                                                                

Prof. Dr. M. Selda ERENSOY                         Prof. Dr. Kerim GÜLER                                           

Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği               Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği

Prof. Dr. Süleyman TÜREDİ                         Prof. Dr. Seher DEMİRER
Türkiye Acil Tıp Derneği                                  Türk Cerrahi Derneği

 

Prof. Dr. Murat Duman                                Prof. Dr. Barış OLTU                           
Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği           Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti

Prof. Dr. Esin KOÇ                                         Prof. Dr. Esra SAATÇI
Türk Neonatoloji Derneği                                Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği

13 Eylül 2020 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

TATD Acil Servislerde COVID-19 Pandemisine İlişkin Durum Açıklaması

by Ozan Konrot 24 Ağustos 2020
written by Ozan Konrot

Türkiye Acil Tıp Derneği normalleşme süreci ile birlikte ülke genelinde COVID-19 tanısında artış olduğunu, acil servise başvuruların arttığını,  yataklı servis ve yoğun bakım tedavisi gerektiren hasta sayısında ciddi bir artış olduğunu gözlemlemektedir. Sağlık sisteminde artan bir yük ile karşı karşıya olmakla birlikte bu süreçte özellikle sağlık çalışanlarında tükenmişlik durumunun geliştiğini görmekteyiz. Türkiye Acil Tıp Derneği olarak pandeminin ilk aylarında yaşananlardan yola çıkarak, önümüzdeki günlerde daha ağır ve zorlu bir sürecin bizleri beklediğini düşünmekteyiz.

Hastane Afet ve Acil Planında pandemi ve diğer afet durumlarında acil servisler stabil olmayan hastaların bakım yükünü alırken, acil olmayan hastaların bakımı ayaktan tedavi bölümünde yapılır. Hastanenin diğer kalan birimlerinde bulaş olmaması için pandemi gibi durumlarda genel durumu iyi olan hastalar ayrılmış ayaktan tedavi bölümünde değerlendirilir. Türkiye Acil Tıp Derneği olarak sahadan aldığımız geri bildirimlerde pandemi polikliniklerinin çoğunun acil servis çalışanlarına bırakıldığını görmekteyiz. Her ne kadar pandemi bir genel sağlık sorunu olsa da gerek fiziki gerekse mesleki donanımlardan ötürü acil servislerin bu işte ana rol üstlenmesi algısı bulunmaktadır. Normalleşme süreci ile birlikte acil başvuruları pandemi öncesi durumuna dönmüştür. Acil servis girişlerinde covid hastalarının ayrımının yapıldığı triyaj alanları artık bu ayrımı yapmakta yetersiz kalmaktadır. Yayınlanan algoritmalar pratik hayatta birebir uymamakta ve kaos yaratmaktadır. Pandemi hastane planlaması tüm paydaşları içermesine rağmen özellikle ikinci basamak devlet hastaneleri acillerinde covid poliklinikleri acil servis hekimlerine bırakılmış ve branş düzeyinde destek verilmemektedir. Bu durum gerçek acil hastalarının bakımını sekteye uğratmaktadır.

Eylül ile başlayan ve mart ayına kadar süren influenza dönemi bu yıl COVID-19 pandemisi ile birlikte görülecek olup, birinci dalganın 2. zirvesine doğru hızla yaklaşıldığı bu günlerde sağlık organizasyonunda kapsamlı bir hazırlığa ihtiyaç vardır.

Sorunların çözümüne katkıda bulunabilmek amacıyla:

  1. Pandemi ve afet planları gözden geçirilmeli hastane planlaması tüm paydaşları içermeli ve tüm ülkede uygulanması sağlanmalıdır.
  2. Acil servisler sadece etkin bir triyaj ve kritik hastanın stabilizasyon ve bakımı için kullanılmalı, pandemi triyaj algoritmalarında olduğu gibi ayaktan hastalar ayrı covid polikliniklerinde bakılmalıdır.
  3. Pandemi poliklinik çalışma şekli ile ilgili net anlaşılır ifadelerle bir genelge düzenlenmeli ve uygulandığı denetlenmelidir. Pandemi poliklinikleri nerede konumlanacak, kimler çalışacak, sürüntüyü kimler alacak, konsültanlar ne zaman devreye girecek gibi konularda görev tanımları net olmalıdır. PCR test istemleri için acil servislere başvurunun önüne geçilmelidir.
  4. Sağlık çalışanlarının çalışma ve dinlenme süreleri, hastane yöneticilerine uygulatmak üzere organize edilmelidir.
  5. Pandeminin başından beri izin almaksızın çalışan fiziksel ve mental olarak yorgun olan acil servis ve diğer sağlık çalışanlarının yıpranmaları değerlendirilmeli, sağlık hizmeti çalışanlarının özlük haklarına olumlu yansıyacak düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.
  6. Hastanedeki sağlık çalışanlarına bakmak, düzenli takiplerini yapmak üzere aktif iş yeri hekimlikleri kurulmalıdır
  7. Sağlık çalışanı için COVID-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir. Bu konuda meslek odasının talepleri değerlendirilmelidir.
  8. Kronik sağlık sorunları olan hastaların uygun bakım hizmetleri alabilmeleri için 1. Basamak ve poliklinik hizmetleri desteklenmelidir.
  9. Hastanelerin fiziki koşulları pandemi planları doğrultusunda organize edilmelidir. Acil servislerde ve yoğun bakımlarda negatif basınçlı odalar sağlanmalıdır.

COVID-19 ile mücadele için;

  1. Pandemi mücadelesi bireylerin sorumluluğuna bırakılamayacak derece önemlidir. Bu nedenle toplumda uyulması gereken kısıtlılık ve kurallar yeniden düzenlenmeli ve denetlenmelidir.
  2. Pandemi hastanelerinde normal sağlık hizmetinin sürdürülebilmesi ancak sınırlı seviyede olabilir, bunun sonucu olarak ek ödeme kaygılarından hastane ve hastane çalışanlarını uzak tutacak düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.
  3. Sonbahar ile birlikte hasta sayısının daha da artacağı öngörülerek tanı merkezlerinin sayı ve kapasitelerinin artırılması önemlidir. Tüm merkezlerde çalışılan testlerin geçerlilik ve güvenilirliği için yapılmış validasyon araştırma sonuçları paylaşılmalıdır.

 

Türkiye Acil Tıp Derneği

Yönetim Kurulu

24 Ağustos 2020 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

TATD COVID-19 Normalleşme Süreci Önerileri

by Ozan Konrot 16 Mayıs 2020
written by Ozan Konrot

Saygıdeğer Üyemiz,

COVID-19 Normalleşme süreci ile ilgili derneğimizin görüşünü içeren dökümanı bilgilerinize sunarız.

Türkiye Acil Tıp Derneği

Yönetim Kurulu

 

TATD Normalleşme Süreci Önerileri (10,63 MB)

16 Mayıs 2020 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

4924 Sayılı Kanun ile İlgili Başvurumuz

by Ozan Konrot 16 Nisan 2020
written by Ozan Konrot

T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne

ANKARA

Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları 4924 Sayılı Kanuna Tabi Sözleşmeli Sağlık Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği 11 Şubat 2015 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelik, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları taşra teşkilatında 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna göre istihdam edilecek sözleşmeli sağlık personelinin atanmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla düzenlenmiştir.

Bununla birlikte kadroların Personel Dağılım Cetvellerine (PDC) uygun olarak dağıtılacağı belirtilse de bir çok hastaneye sözleşmeli Acil Tıp Uzmanı kadro sayısı varolan Acil Tıp Uzmanı sayısından daha az verilmiştir. Sonuçta aynı işyerinde görevli Acil Tıp Uzmanları arasında, aynı bölgede birbirine yakın hastanelerde görevli Acil Tıp Uzmanları arasında ve farklı bölgelerde ve hastane tiplerinde çalışan Acil Tıp Uzmanları arasında ciddi ücretlendirme farklılıkları ve eşitsizlikler meydana gelmiş, adalet ve eşit işe eşit ücret prensipleri bozulmuş ve çalışma barışı zarar görmüştür. Üstelik değişen koşullar ve artan Acil Tıp Uzmanı sayısı ile sözleşmeli Acil Tıp Uzmanı kadrosu değişimi orantısız biçimde artmış ve mevcut eşitsizlikler derinleşmiştir. Olumlu katkı sunmak üzere üretilen ve bu anlamda sözleşmeli çalışan Acil Tıp Uzmanlarına katkısı yadsınamaz sözleşmeli çalışma modelinin yaygınlaştırılarak devamı önem taşımaktadır. Bu nedenle, ortaya çıkan ve zamanla derinleşen ücret eşitsizliklerinin giderilmesi ve bozulan çalışma barışının tekrar sağlanabilmesi amacıyla öncelikle Kamu Hastanelerinde görev yapan 4924 sayılı kanunda belirtilen koşullara sahip her Acil Tıp Uzmanı için sözleşme tahsis edilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

Tüm hastanelerin koşulları benzer değildir. Değişen koşullara uygun olarak faklı hastane kategorilerine uygun olarak 2.Basamak Devlet Hastanesi, 3.Basamak Eğitim Araştırma Hastanesi ve 3.Basamak Şehir Hastaneleri için ayrı ayrı sözleşme modelleri önerilebilir. Özellikle içinde bulunduğumuz mevcut pandemi koşullarında, zor şartlar altında çalışan Acil Tıp Uzmanları arasında ortaya çıkan ücret eşitsizliğinin giderilmesi ve çalışma barışının sağlanabilmesi amacıyla, önümüzdeki sözleşme dönemi öncesinde Acil Tıp Uzmanlarına sağlanan sözleşmeli kadroların kamuda çalışan tüm Acil Tıp Uzmanlarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi bir kat daha önem kazanmıştır.

Türkiye Acil Tıp Derneği olarak sahada çalışan Acil Tıp Uzmanlarımızdan aldığımız geri bildirimler doğrultusunda oluşturduğumuz talebimizin acil servis hizmet kalitesinini arttırılmasına olumlu katkı yapacağı düşüncesindeyiz.

Gerekli düzenlemelerin yapılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.

Türkiye Acil Tıp Derneği

YK Başkanı

Prof Dr Süleyman Türedi

16 Nisan 2020 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

Sağlık Bakanlığı’na 28.03.2020 tarihinde sunduğumuz pandemi hazırlıkları hakkındaki görüşlerimiz

by Ozan Konrot 24 Mart 2020
written by Ozan Konrot

Kamuoyuna Duyurulur,

Türkiye Acil Tıp Derneği olarak pandemi koşullarına dair üyelerimizden gelen bilgiler ışığında talep ve önerilerimizi Sağlık Bakanlığı’na 28.03.2020 tarihinde sunmuş bulunmaktayız. Duyurumuzun tam metnini bilgilerinize sunarız.

Saygılarımızla

Türkiye Acil Tıp Derneği

Yönetim Kurulu


 

Sağlık Bakanlığına,

COVID-19 salgını ilk ortaya çıktığı günden itibaren Bakanlığımızın erken dönemde aldığı tedbirler ile salgının ülkemizde etkilerinin en aza indirilmesi konusunda etkin bir irade gösterilmiştir. Ancak doğası gereği salgın, bir pandemi halini almış ve pandemi ile mücadelede Acil Tıp Uzman ve Asistanları en önde yerlerini almıştır. Pandemi ile mücadelenin daha etkin bir şekilde yürütülmesi için işleyişte karşılaştığımız aşağıdaki aksaklıkların ivedilikle giderilmesi büyük önem taşımaktadır.

1- Kişisel Koruyucu Ekipman (KKE) eksikliklerinin yaşanmaması son derece önemlidir. Yaşanacak en küçük KKE eksikliği Acil Servis çalışanlarının enfekte olması ile sonuçlanmaktadır. Acil servislerde bulaş riski her kurumun fiziki koşulları ve başvuran hasta sayısı ile ilişkili olduğundan rutin sağlık uygulamalarındaki KKE önerileri Acil servis çalışanları için yeterli değildir. Acil servis çalışanlarına N95/FFP2 maske, gözlük, siperlik, yeterli sayıda disposable önlük ve tulum sağlanmalıdır. Riskin düşük olduğu ve benzeri gerekçelerle KKE’ın Acil servis çalışanlarına verilmediği görülmektedir, bu durum ivedilikle engellenmelidir.

2- Mevcut salgında en riskli gruplar; yaşlılar, komorbid hastalıkları olanlar ve virüs yükü fazla olanlardır. Acil servis çalışanlarının aşırı virüs yükü altında olduğu düşünülerek diğer dal çalışanlarının da Acil servislerde pandemi ile mücadelede görevlendirilmeleri bir an önce sağlanmalıdır. Acil servislerde sadece acil hekimlerinin aile hekimlerinin ve enfeksiyon hastalıkları hekimlerinin çalışması salgın durumunda hekimlik ruhuna aykırıdır. İş yükü temel tabiplik ilkesi ile eşit şekilde bölünerek hekimlerin kişisel temas miktarı ve maruziyeti azaltılmalıdır.

3- Pandemi planlarında hasta sirkülasyonunun sağlanması için hastanelerin fiziki ve işleyiş yapısı acil servis merkezli planlanmalıdır. Acil servise yatamayan hasta kalmaması sağlanarak gerekirse poliklinik odalarına ve koridorlara hastalar çekilmeli ve acil servislerde yeni hastalara yer açılması sağlanmalıdır. Aktif ilk bakım ekibinin yatamayan hastaların ek bakımı ile de tükenmesi engellenmelidir.

4-Hasta akışıyla ilgili tüm düzenlemelere karşın kılavuzda yerini almayan şikayetlerle olan başvurular ve hastane yöneticilerinin keyfi uygulamaları acil servislerde düzensizliklere yol açmaktadır. Acil servis ve hasta yönetimi ile ile ilgili kılavuzlar özellikle Acil Tıp Uzmanlarının katılımıyla güncellenmeli ve pandemi yönetiminde Acil Tıp Uzmanları hastanelerde yetkilendirilmelidir.

5- Özellikle Acil servise ek iş olarak dönen mahkum, askere alma, işyerinde çalışanların COVID-19 açısından taranma uygulamaları Acil servisler üzerinden biran önce alınmalıdır.

Türkiye Acil Tıp Derneği

Yönetim Kurulu

28.03.2020

 

TATD-duyuru (68,55 KB)

24 Mart 2020 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

TATD Acil Servislerde Şiddeti Önleme Raporu

by Ozan Konrot 5 Mart 2020
written by Ozan Konrot

Değerli Üyemiz,

Yaklaşık 1-1,5 aylık bir süre içerisinde Acil Tıp Uzmanlarının özlük hakları ve çalışma şartlarını iyileştirmeye yönelik bir organizasyon içerisindeydik. Bu organizasyonda öncelikle ATU’larının sorunları konuşuldu ve bir öncelik sıralaması belirlendi. İlk gündem maddesi olarak ele alınan ‘’Acil Servislerde Şiddet’’ konusu öncelikle ATU’larından oluşan bölge temsilcileri olarak adlandırdığımız bir ön komisyonda yaklaşık 1 hafta süresince beyin fırtınası yöntemi ile tartışıldı ve görüşler toplandı. Bu görüşler organize edilerek ölçülebilir ve rapor edilebilir bir formata getirildi ve yaklaşık 1500 kişiye ulaşan ATU’ları gruplarımızda bir anket şeklinde paylaşıldı ve sizlerin geri bildirimleriniz toplandı. Bu geri bildirimler doğrultusunda ekte sizlere sunduğumuz ve TATD’nin şiddet konusunda ki önerileri oluşturuldu ve ‘’Acil Servislerde Şiddeti Önleme Raporu’’ adı altında bir rapor hazırlandı. Bu rapor sağlıkta şiddet konusunda acil servislerin durumunu yansıtan ve çözüm önerileri sunan şuana kadar yapılmış en kapsamlı rapor özelliğindedir. Ekte sizlerle paylaştığımız raporun oluşmasında emeği olan tüm arkadaşlarımıza, meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Saygılarımızla,

Türkiye Acil Tıp Derneği

Yönetim Kurulu

TATD Acil Servislerde Şiddeti Önleme Raporu (2020) (1,60 MB)

5 Mart 2020 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

Özel hastanelerde ATU istihdamı hakkındaki başvurumuz

by Ozan Konrot 8 Kasım 2019
written by Ozan Konrot

T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne

27/3/2002 tarihli ve 24708 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğin, “Özel Hastanelerde Asgari Bulundurulacak Sağlık Personeli” başlıklı 1 numaralı ekinde (IX) numaralı bölümde yer alan “Acil ünitesinde en az beş pratisyen tabip veya klinik olmayan uzmanlık dallarından uzman tabip çalıştırılır. Mevcut kadrolu uzman tabipler, mesul müdürce düzenlenen nöbet listesine göre acil ünitesinde pratisyenlik yetkisini de kullanarak nöbet tutabilir” (Değişik: RG-27/5/2012-28305) ibaresi uyarınca Acil Tıp Uzmanları Özel Sağlık Kuruluşlarında uzmanlıklarını icra edebilecekleri Acil Servislerde çalışamamaktadır.

Ülkemiz Acil Servisleri ve Acil Tıp Uzmanlığının nitelik ve nicelik olarak gelişimi sürecinde, Acil servislere artan talep ve ihtiyacı karşılamak amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından kamuda yeteri kadar acil tıp uzmanı olmadığı ve sağlık hizmetlerinin planlanması çerçevesinde Acil Tıp Uzmanlarına Özel Sağlık Kuruluşlarında çalışma imkânı tanınmamıştır. Acil Tıp Uzmanlığının bir uzmanlık olarak tanınmasının üzerinden geçen 25 yılda, 2212 Acil Tıp Uzmanı yetişmiş, bu uzmanların 243’ü Üniversite ve Eğitim Araştırma Hastanelerinde Öğretim Üyesi olarak çalışırken 1713 Acil Tıp Uzmanı Kamu Hastanelerinde istihdam edilmiştir. Özel Sağlık Kuruluşlarında çalışan Acil Tıp Uzmanı sayısı 136’dır. Tüm İllerimizdeki Acil Servislerin yanı sıra neredeyse tüm ilçelerimizin kamuya bağlı hastanelerinin Acil Servislerine Acil Tıp Uzmanı ataması yapılmış olup, yönetmeliğin düzenlendiği dönemde var olan gereklilik halihazırda ortadan kalkmış durumdadır. Acil Tıp Uzmanı sayısının artması yanında son 20 yıldır gerek Vakıf Üniversitelerine bağlı gerekse diğer Özel Sağlık Kuruluşlarının sayıları ve ülkemizde acil sağlık hizmetlerinin sunulmasına katkıları da artmıştır.

Mevcut gelişmeler dikkate alınarak Özel Hastaneler Yönetmeliğin, “Özel Hastanelerde Asgari Bulundurulacak Sağlık Personeli” başlıklı 1 numaralı ekinin gözden geçirilmesi, Acil Tıp Uzmanlarına sahip oldukları uzmanlıklarını Özel Sağlık Kuruluşları Acil Servislerinde icra edebilmeleri için olanak sağlayacak kadroların verilmesi, bu kadrolar verilene kadar, geçici olarak, Acil Tıp Uzmanlarının pratisyen kadrosu ile özel sağlık kuruluşu acil servislerinde çalışabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması, gerek Acil Tıp Uzmanlarına fırsat eşitliği sunulması bakımından gerekse özel sağlık kuruluşlarında acil sağlık hizmeti sunum kalitesinin arttırılması konusunda katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz.

Gerekli düzenlemelerin yapılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.

Türkiye Acil Tıp Derneği

Yönetim Kurulu Başkanı

Prof Dr Ersin Aksay

8 Kasım 2019 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

TATD’den İçişleri Bakanlığı’na beyaz kod yazısı

by Ozan Konrot 23 Ağustos 2019
written by Ozan Konrot

Değerli TATD Üyesi,

Bilindiği üzere acil servislerde şiddet sıklıkla rastladığımız ama asla kanıksamayacağımız bir antite haline gelmiştir. TATD olarak acil servislerde yaşanılan şiddetin önlenmesi için çok sayıda çalışma yaptık.  Daha öncesinde acil servislerde şiddetin önlenebilmesi ve şiddete karşı alınan önlemlerin caydırıcılığının artırılması için “Acil Serviste Şiddeti” konu alan posterler yaptırıp, ülkemizdeki birçok acil servise göndermiştik. Yaklaşık 1 yıldır, beyaz kod çağrısı ile mahkemeye başvuran TATD üyelerine ücretsiz avukatlık desteği veriyoruz.

Beyaz kod sağlıkta şiddetin azaltılması için geliştirilen uygulamalardan birisi olmakla birlikte, günlük pratikte şiddet uygulayan kişilerin savcı karşısına çıkmadan salıverilmesi ve şiddet mağduru olan sağlık çalışanın hastanede alınması gereken ifadesinin, mağduru karakola çağırılarak alındığına şahit oluyoruz. Beyaz kod konusundaki işleyişin yasalara uygun şekilde yürütülmesi için TATD Yönetim Kurulu olarak ekteki yazıyı İçişleri Bakanlığımıza gönderdik.

TATD’den İçişleri Bakanlığı’na beyaz kod yazısı (1,12 MB)

Saygılarımızla,

TATD Yönetim Kurulu

23 Ağustos 2019 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

RTÜK’e Yaptığımız Şikayetimizin Sonucu Olumlu Oldu

by Ozan Konrot 24 Nisan 2019
written by Ozan Konrot

Değerli Acil Tıp Camiası,

Kanal D’de yayınlanan “Zalim İstanbul” adlı dizide “hekime yönelik tehdit ve hakaret” içeren sahneye TATD Yönetim Kurulu olarak yaptığımız şikayet sonucunda ilgili kuruluşa idari para cezası verilmiştir. RTÜK tarafından gönderilen cevap yazısı Ek’te bilgilerinize sunulmuştur.

TATD Yönetim Kurulu

 

RTÜK Zalim İstanbul dizisi ile ilgili başvurumuza yanıtı 190419 (402,97 KB)

24 Nisan 2019 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Newer Posts
Older Posts

Hakkımızda

  • Üyelik Başvuru Formu
  • Kurumsal Kimliğimiz
  • Gizlilik Politikası

Bize Ulaşın

  • Mustafa Kemal Mahallesi Dumlupınar Blv. No:274 Mahall E Blok Daire:18 Ankara
  • Telefon: (0312) 438 12 66
  • Email: [email protected]
@2024 – All Right Reserved. Designed and Developed by Themis
Facebook Twitter Instagram Linkedin Youtube Email
Acil Tıp Uzmanlığı Komisyonu
  • Home
    • Home 1
    • Home 2
    • Home 3
  • About Us
  • Contact
Giriş

Çıkış yapana kadar oturumumu açık tut

Şifrenizi mi unuttunuz?

Password Recovery

A new password will be emailed to you.

Have received a new password? Login here