ATAB kimdir?
Ülkemizde 1993’te ilk temelleri atılan Acil Tıp yolculuğu giderek büyüyen ve gelişen ailesiyle dikkat çeker hale gelmiştir. Acil Tıp yolculuğunun yeni üyelerine navigatörlük yapan 2008’den beri amacı Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm Acil Tıp asistanlarını bir araya getirmek, birbirleriyle iletişimlerinin sürekliliğini sağlamak olan ATAB, iki senede bir demokratik bir seçim ortamında kendisine yeni ve dinamik yönetim kurulu seçmektedir.
Acil Tıp asistanları olarak, zorlu çalışma koşulları ve eğitimin ağırlığı altında kendi yaşam biçimlerini bu mesleğe göre, şekillendiren doktorlar olduğumuzu göz önüne alırsak, birlikte yürünen yollarda engebelerin daha kolay aşılabileceğini öngörmekteyiz…
Yeni ATAB’ın yönetim kurulunun hedeflerinde neler var?
ATAB 8. Dönem yönetim kurulu olarak 2021 Haziran ayından beri görev yapmaktayız ve ailemiz olarak gördüğümüz Acil Tıp asistanları için birleştirici konumda olan bu topluluğun içinde olmanın mutluluğu ve heyecanını yaşıyoruz.
Birlikteliğin ve iletişimin gücüne inanıyoruz ve bu doğrultuda #öncebirbirimizitanıyalım sloganıyla ATAB söyleşilerine başladık. Klinik ziyaretlerimizi arttırdık.
Türkiye Acil Tıp Asistanları ismiyle oluşturduğumuz WhatsApp grubunda 56 ayrı kliniğe ulaşmış durumdayız. Bir yandan da #işitmeengellilerinsesiolun sloganıyla dördüncüsü şu an yapılmakta olan tıbbi işitme engelliler dili kursuna hayat verdik.
Ayrıca; Acil Tıp asistanlarının 7/24 sohbet edebileceği İngilizce Discord kanalını oluşturduk. Evet, “İngilizce olmazsa olmaz ancak neden diğer diller de olmasın?” düşüncesi ile diğer dillerin kanallarını da ekledik. Yurtdışı asistan toplulukları ile iletişimimizi daha aktif hale geçirdik. Belki de en önemli gündem maddemiz, Türkiye’de kanayan yaramız sağlıkta şiddet konusuna odaklanıp ATAB bünyesinde yönetim kurulu ve ATAB gönüllülerinden oluşan bir şiddet komisyonu oluşturma aşamasındayız.
Daha efektif olabilmek amacıyla yönetim kurulumuz bünyesinde ATAB Bilimsel, Sosyal, Asistan sorunları, Yurtdışı ilişkileri komisyonlarını oluşturduk. Sonuç olarak Acil Tıp asistanları olarak yaşadığımız sorunları birlikte ele alıp birbirimize destek olabilmek, birlikte sevinebilmek, birlikte üzülebilmek için öncelikle iletişim diyoruz.
Gellelim EACEM’deki ATAB panelinde neler konuşulduğuna …
Eurasian Congress of Emergency Medicine (EACEM), yeni ATAB yönetim kurulu olarak katıldığımız ilk Acil Tıp kongresiydi. Bizim açımızdan olağanüstü bir deneyimdi. Pandemi sürecinde çevrimiçi devam eden toplantılar ve etkinliklere rağmen, aynı yolda yürüdüğümüz asistan arkadaşlarımızı ve tüm Acil Tıp camiasını yüz yüze görmek gerçekten özlediğimiz bir deneyimdi. Bambaşka yerlerde bizimle aynı işi yapan insanlarla aynı sorunları, aynı düşünceleri paylaştığımızı görmek yalnız olmadığımızı hissettirdi bizlere.
EACEM bizim için aynı zamanda büyük bir fırsattı, uzun süredir beklediğimiz söyleşilerimizi gerçekleştirdik. Standımızda ATAB Gönüllüleri ile tanıştık. Çalışma toplantımızda eski ATAB Yönetim Kurulu üyelerinin deneyimlerinden faydalandık. Asistanlarımıza ATAB’ı tanıtmaya çalıştık.
En önemlisi; panelimizde “Acil Tıp Asistanlarının sorunlarının belirlenmesi” isimli anketimizin çarpıcı sonuçlarını konuşmacılarımız ve asistanlarımızla birlikte detaylı bir şekilde değerlendirebildik. Acil Tıp Asistan birliğinden haberdar olmasına rağmen, Asistan arkadaşlarımızın %47,6’sının üyeliğinin olmadığını fark ettik. Ve tabii ki aylık klinik ziyareti hedeflerimizi arttırma kararı aldık.
Acil Tıp asistanlarının çalışma saatlerinin (24 saat veya gündüz-gece vardiya usulü) nasıl belirlenmesi gerektiği hakkında konuştuk ve 24 saatlik nöbetlerin daha çok tercih edildiği fakat “İyilik hali ve asistan refahı” açısından vardiya sisteminin daha uygun olduğu sonucuna ulaştık.
Türkiye koşullarında 200-300 saat arasında çalışan Acil Tıp Asistanlarının çalışma düzenlerini vardiya usulüne göre adapte edilmesindeki zorluklar tabii ki tümüyle ayrı bir panel konusunu doğurmaktadır.
Panelimizin sonunda elde ettiğimiz bazı sonuçlardan bahsetmemiz gerekirse;
Asistan arkadaşlarımızın “Herhangi bir çalışma ya da makalede birinci isim olarak bulundunuz mu?” sorusuna %94,7’lik kısmının HAYIR cevabını verdiğini gördük. Bir diğer çarpıcı sonuç ise; asistanların %84,8’lik kısmının ayda 200-300 saat arasında çalışıyor olmasıydı. Öte yandan bizi ATAB bünyesi içerisinde şiddet komisyonu oluşturma düşüncesine iten en dramatik sonuç ise asistanlarımızın –%68,4’ünün sözlü, %25,1’inin ise fiziksel – %93,5’lik kısmının şiddete maruz kalmış olduğu gerçeğiydi. Bizi şaşırtmayan sonuçlardan bir diğeri “Mevcut koşullarınızda yurtdışında çalışmayı düşünür müsünüz?” sorusuna asistan arkadaşlarımızın %80,8’lik kısmının EVET yanıtı vermesiydi.
Gerçekleştirdiğimiz bu panel sonucunda; Acil Tıp asistanlarının sorunları ve çalışma şartları hakkında farkındalığımız arttı. Sorunlara çözüm bulmak ve çalışma şartlarının iyileştirilmek, acil tıp sevdalılarının ülkemizde kalmasını sağlamak adına yapacağımız çalışmalarımız için iyi bir değerlendirme oldu.
Evet son olarak gelelim hepimiz için ayrı bir önemi ve yeri olan ATAS konusuna …
Biraz da bizi ayakta tutan güzel şeylerden bahsetmek gerekirse; sadece Acil Tıp branşına özgü Acil Tıp asistanlarının kendilerinin düzenlediği, yer aldığı ve eğlendiği bir etkinlik Acil Tıp Asistan Sempozyumu yani ATAS…
Pandemi nedeniyle 2 yıldır yüz yüze gerçekleştiremediğimiz ATAS’ı bu sene Mayıs ayında İzmir’de gerçekleştirebileceğimiz için çok mutlu ve gururluyuz. Sizleri dolu dolu bir bilimsel programın yanı sıra yorucu eğitim yılının stresini atabileceğiniz; deniz, kum ve güneşe doyacağınız eğlenceli aktivitelere davet ediyoruz. Sizler için kumsalda tıbbi Survivor konsepti, ateş başı partisi, miksoloji eğitimi, Ege’nin lezzetli zeytinyağlarının degustasyonu, beach voleybol ve masa tenisi turnuvaları, sahilde yoga etkinliği ve en önemlisi sürprizlerle dolu gala gecesinin hazırlığına başladık. Organizasyonun en iyi şekilde yapılmasının çabası içerisindeyiz.
Tüm asistanlarımızı ve Acil Tıp camiasını; travmatoloji pratikleri, toksikolojinin derinlikleri, wellness eğitimi, yurtdışı hekimlik imkanları, eğlenceli ve dopdolu bir bilimsel programa davet ediyoruz. Ama en değerlisi renkli ve kocaman acil aileleriyle tanışmaya, kaynaşmaya ATASİZMİR’e bekliyoruz…
Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Ocak 2022 tarihli 10. sayısında yayımlanmıştır.