“Müdahaleci yansımalar dönemi”
Genellikle iç yetersizlik ve öz benlik dönemleri duyguları ile yeniden canlanma dönemi ile tanımlanır. “Bunu nasıl kaçırdım? nasıl öngöremedim? acaba olanları önleyebilir miydim? gibi sorularla meşgul olur.
“Kişisel bütünlüğün geri kazanılması dönemi”
Kritik dönem olan üçüncü basamak sırasında, ikincil mağdur, işyerindeki itibarını sorgulamaya başlar. “Başkaları ne düşünecek? Bir daha bana güvenirler mi? Ne kadar büyük bir beladayım?” gibi sorular bu aşamada yaygın. Bu aşamada, artık ikincil mağdur güvenilir bir meslektaş, süpervizör, aile üyesi veya arkadaş gibi bir kişiden destek almaya başlayacaktır. Bu evrede destekleyici bir ortam bulamaz ise, olayı atlatabilmekte çok zorluk çekecektir. İlk üç aşama art arda veya aynı anda gerçekleşebilir.
“Dayanma gücü dönemi”
İyileşme sürecinin dördüncü aşaması, ikincil mağdurun iş güvenliği, ruhsat ve gelecekteki davaları etkileyen olası tepkilere odaklanmaya başladığı “engellenmeye son verme” olarak bilinir. Bu aşamada, onu neler beklediğini ve bu stresli karşılaşmalar yoluyla nasıl destek alması gerektiğini anlaması çok önemlidir.
“Duygusal ilk yardım dönemi”
Meslektaş desteği, hasta güvenliği ve risk yönetimi, mağduru olaydan kurtarmak için güvenli bir alana sahip olmasını sağlamada önemli bir rol oynamaktadır.
“Son evre devam etmek”
Bu evrede kişi ya öğrenerek gelişir, ya sadece iyileşmeden hayatta kalır ya da düşer. Bu süreç boyunca yeterli destek ve rehberlik sağlandığı takdirde, profesyonel ve kişisel gelişim ile iyileşmiş olarak devam edecektir.
“en etkili yardım aynı uzmanlık alanından meslektaşları ile yapılan paylaşımdır…”
İkincil mağdura nasıl destek verebiliriz?
Destek aşamasında, en etkili yardım ikincil mağdurların, hasta bakımının karmaşık yapısı hakkında ortak bir anlayış duygusu sunması nedeniyle aynı uzmanlık alanından meslektaşları ile yapılan paylaşımdır. Bu paylaşım durumu normalleştirebilir ve bazı olayların kaçınılmaz olduğunu kabullenmede yardımcı olur. İkincil mağdur iyileştirme yönetiminde kurum içinde müdahale ekipleri kurulması gerekmektedir. Duygusal ilk yardım sağlamak için eğitilmiş destek ekipleri son derece faydalıdır.
Kurum içi güçlü destek ağı oluşturmak, olumsuz hasta olayları ve tıbbi hatalar hakkında destekleyici tartışmaları teşvik etmek, asistan doktorlar ve gelecekteki klinik uygulamalar için, ikincil mağdur sendromunun etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir. Morbidite ve mortalite veya hasta güvenliği seminerleri düzenlemesi, bu seminerlerin destekleyici olması ve hasta güvenliğini artırmaya ve mağdurun suçunu işaret etmekten ziyade “adil kültür” ortamını teşvik etmeye odaklanması gerekir.
İkincil mağdurlara normal hayata dönebilmeleri için ve destek olmak için kurumların çalışanlarını suçlama yerine bir destek kültürü sağlamaları beklenir.
Olumsuz bir olaydan sonra, mentorluk içeren grup tartışmaları sağlamak üzere kriz müdahalesine hakim, eğitilmiş risk yöneticilerinden kurulmuş ekipler kılavuzluğunda destek toplantıları amaçlanmalıdır. Son olarak, etkilenen kişiye daha fazla yardım sağlamak için; bu durumlarda iletişime geçilebilecek klinik psikologlarını, asistanlık programlarını ve sosyal çalışanları içeren bir başvuru ağı geliştirilmelidir.
Sonuç olarak, bir empatik dinleyici olarak, yargılamadan ve suçlamadan, kendi hatalarımızın kişisel bir deneyimini paylaşarak, hepimiz tıbbi kariyer ve toplumumuzda birbirimize yardım edebiliriz. Doğru bir ikincil mağdur desteği ile kendimiz ve hastalarımız için daha güvenli bir alan yaratabiliriz.
Yalnız olmadığımızı ve bu hataların bizi tanımlamadığını hatırlamak önemlidir.