Home Afet Yazı Dizisi İkinci Basamak Sağlık Kuruluşlarında Afet Yönetiminin Zorlukları

İkinci Basamak Sağlık Kuruluşlarında Afet Yönetiminin Zorlukları

by Ayşegül SAVRAN
0 comments

Kısaltmalar:

  • AFAD: Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
  • ASH: Acil Sağlık Hizmetleri
  • ASM: Aile sağlığı merkezi
  • CABG: Koroner arter by-pass greft
  • CK: kreatin kinaz
  • DSÖ: Dünya Sağlık Örgütü
  • FAST: Travma için Odaklanmış Değerlendirme Sonografisi (Focused Assesment Sonography for Trauma)
  • GSM: Global System for Mobile Communications
  • HAP: Hastane Afet ve Acil Durum Planı
  • ISMEP: İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi
  • KBB: Kulak Burun Boğaz
  • KBRN-e: Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer saldırılar ve patlamalar
  • SGK: Sosyal Güvenlik Kurumu
  • SALT: Sıralama, Değerlendirme, Hayat Kurtarma, Müdahaleler, Tedavi ve Nakil (Sort, Assess, Lifesaving, Interventions, Treatment and Transportation)
  • START: Basit triyaj hızlı yönetim (Simple Triage and Rapid Treatment)
  • TAMP: Türkiye Afet Müdahale Planı
  • TSM: Toplum sağlığı merkezi
  • UMKE: Ulusal Tıbbi Kurtarma Ekipleri
  • USG: Ultrasonografi

Giriş

Afet tıbbının asıl hedefi, afetlerin toplum sağlığına verdiği zararı en aza indirgemek, hatta mümkünse tamamen önlemektir[1]. Bu kapsamda, afetler sırasında sağlık sistemlerinin etkin bir şekilde yaralılara müdahale etmesini sağlamak, sağlık koşullarını afet öncesi seviyelere geri döndürebilmek ve sağlık hizmetlerini korumak veya yeniden inşa etmek önceliklidir.

Afet tıbbı konusunda bilimsel çalışmalar yaklaşık 50 yıl önce başlamıştır[2]. Uluslararası Afet Tıbbı Derneği ve Dünya Afet ve Acil Tıp Derneği (WADEM) hastane öncesi ve acil sağlık hizmetleri, halk sağlığı ve benzeri konularda küresel çalışmalar geliştirmek amacıyla daha sonra meslek birlikleri olarak 2 Ekim 1976’da kurulmuştur.[3]. WADEM, tıp, hemşirelik, acil durum yönetimi, akademi, askeriye, veterinerlik, psikoloji ve sosyoloji alanlarında 55 farklı ülkeden resmi veya sivil toplum üyesi olan en eski afet tıbbı organizasyonudur[4].

Afet tıbbı sadece bir deprem için değil birçok insan eliyle ve doğal kaynaklı ortaya çıkan birçok afeti inceler. Bu nedenle, multidisipliner bir hiyerarşiye sahiptir ve arama kurtarma ekipleri, acil sağlık hizmetleri, acil tıp, afet yönetimi ve halk sağlığı gibi birçok tıbbı halkanın dinamik yönetimini gerektirir (Şekil 1). Bu kavramları daha da somutlaştırmak için yazımız özelinde özellikle sismik bir olay sonrası ortaya çıkan ve birçok yapıya zarar vererek içerisindeki insanların yaralanması ve ölmesi başta olmak üzre birçok etkiye sahip olan deprem üzerinden ilerleyeceğiz.

Şekil 1.Afet tıbbının temel komponentleri ve dağılımı

Afet halkaları incelendiğinde afetlere güçlü ve tam cevap verebilmenin anahtarı afetlere hazırlık aşamasıdır[5]. Ülkemizde 1999 Marmara depreminin ardından afet risklerinin azaltılması amacıyla İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) başlatılmıştır[6]. Afet tıbbı alanında İSMEP’te 48 hastane binası ile 59 poliklinik ve sağlık merkezi binası depreme karşı güçlendirilmiş, İstanbul’un en büyük hastanelerinden üçü tamamen yıkılıp sismik izolatör teknolojisiyle yeniden inşa edilmiştir. Bu proje kapsamında ek olarak Ulusal Tıbbi Kurtarma Ekipleri (UMKE) için aşı, kan ürünleri taşıma aracı, çeşitli tıbbi ilk müdahale ekipmanları, forkliftler, mobil jeneratör, ışık kuleleri, soğuk hava depoları, mobil iletişim aracı, analog radyo bölgesel vericileri ve merkez üniteleri gibi birçok yatırım yapılmıştır. İyi bir hazırlık,

Afet sonrası erken bir cevap için kritik öneme sahiptir. Dünya genelinde yaşanan doğal afet verilerine bakarsak Ermenistan’da deprem sonrası verilere göre ilk 3 saatte yaralıların yüzde 90’ı, ilk 6 saatte ise yüzde 50’si kurtarılmış. Depremden sonraki ilk 72 saat, kurtarma çalışmalarının altın saatleri olarak nitelendirilir[7].

Sağlık hizmeti basamakları

Gelişmiş ülkelerde geniş kapsamlı sağlık sistemi içinde, sağlık bakımı uygulamalarının çeşitli düzeyleri veya alanları vardır. Genellikle, kademeli branşlaşmış ve donanımı yeterli kademelerini temsil eden, genellikle artan bakım maliyetleriyle birlikte, üç veya bazen dördüncü basamak sağlık hizmetinden oluşan piramit şeklinde bir yapı olarak tanımlanırlar[8]. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), temel birinci basamak sağlık hizmetinin sağlanmasını, kapsayıcı bir birinci basamak sağlık hizmeti stratejisinin ayrılmaz bir bileşeni olarak nitelendirmekte ve birinci basamak sağlık hizmeti yaklaşımının aşağıdaki üç bileşeni içermesi gerektiğini önermektedir:

Bunlar:

  1. İnsanların yaşamları boyunca sağlık ihtiyaçlarının karşılanması;
  2. Çok sektörlü politika ve eylem aracılığıyla sağlığın daha geniş belirleyicilerinin ele alınması
  3. Bireyleri, aileleri ve toplulukları kendi sağlıklarının sorumluluğunu üstlenmeleri için güçlendirmek. 

Birinci basamak sağlık hizmetleri, kişinin yaşamı boyunca fiziksel, zihinsel ve sosyal refahı da dahil olmak üzere sağlık ihtiyaçlarının çoğunu karşılayan, hastalık merkezli olmaktan ziyade insan merkezli bir hizmettir[9]. Birinci basamak sağlık hizmeti genellikle hastaların tıbbi endişeleri veya ihtiyaçları olduğunda aldıkları ilk bakım düzeyidir ve sağlığın geliştirilmesi, hastalıkların önlenmesi, tedavi, rehabilitasyon ve palyatif bakımı içeren bir bütün-toplum yaklaşımını benimser. Birinci basamak sağlık hizmetinde kişinin sağlık hizmeti sağlayıcısı aynıdır (aile hekimleri gibi, ancak sistemde geriatri uzmanları, pediatristler de birincil sağlık hizmetini uygun hasta gruplarında devam ettirmektedir.) Yeni bir semptom/hastalık varlığında, soğuk algınlığı, grip veya başka bir enfeksiyon durumunda, akut travmaya bağlı kırık dahil yaralanmalarda ve diğer basamaklara sevk durumunda hastaların öncelikli başvurduğu sağlık hizmeti basamağıdır.

İkinci basamak sağlık hizmeti; birinci basamaktan hastayı spesifik uzmanlık dalına sevki ile başlar. Bu durum koroner arter hastalıkları ile kardiyoloğa sevki, kronik metabolik hastalıklar için endokrinoloji, kronik böbrek yetmezliği ile nefrolojiye sevki gibi durumları gerektirir. Birinci ve ikinci basamaktaki hekimler de hasta için yine iletişim halinde kalmaktadır.

Üçüncü basamak sağlık hizmeti de yine ikinci basamaktan daha özelleşmiş branş uzmanlarına hastanın yönlendirilmesi/sevki ile başlar.  Organ nakilleri, koroner arter by-pass greft (CABG) veya estetik ameliyatlar gibi özelleşmiş cerrahi branşlar, beyin cerrahi için üçüncü basamak sağlık merkezlerine sevki gerçekleştirilerek sağlık hizmeti sürdürülmektedir.

Dördüncü basamak sağlık hizmetleri ise daha özelleşmiş branşları barındırmakta ancak çok özellikli durumlarda gerekmektedir. Üçüncü basamağın bir uzantısı olarak kabul edilir. Bu nedenle de her hastanede ya da tıp merkezinde bulunmamaktadır.

Türkiye’de sağlık hizmetleri 

Kamu ve özel sağlık hizmetlerinin her ikisinin de devamı ve birlikteliği ile oluşmaktadır. İlgili mevzuatlarındaki tanımlara uygun olarak birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları mevcuttur. İlk iki basamak hastaların ayaktan veya yataklı teşhis ve tedavilerinin yapıldığı sağlık kuruluşlarıdır.

Türkiye, Genel Sağlık Sigortası sistemi kapsamında evrensel sağlık hizmetlerine sahiptir. Bu sistem kapsamında, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) kayıtlı tüm vatandaşlar, SGK ile sözleşmeli hastanelerde muayene, tetkik hakkı ve tedavi alabilmektedir. Ülkemizde; birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri mevcuttur.

Birinci basamak sağlık hizmet sunucuları şunlardır:

  • Bünyesinde birinci basamak sağlık kuruluşu bulunan ilçe sağlık müdürlüğü. 
  • Toplum sağlığı merkezi (TSM).
  • Aile sağlığı merkezi (ASM).
  • Halk sağlığı laboratuvarı (L1ve L2). 
  • Kurum tabipliği.
  • 112 Acil sağlık hizmeti
  • Evde bakım hizmetleri
  • İşyeri sağlık ve güvenlik hizmeti sunulan birimler.
  • Belediyelere ait poliklinikler.
  • Özel poliklinikler.
  • Ağız ve diş sağlığı hizmeti veren özel sağlık kuruluşları.
  • Üniversiteler bünyesindeki mediko-sosyal birimler.
  • Türk Silahlı Kuvvetlerinin birinci basamak sağlık üniteleri.
  • 18/12/1953 tarihli ve 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun kapsamında serbest faaliyet gösteren eczaneler.
  • Muayenehaneler

İkinci basamak sağlık hizmet sunucuları şunlardır:

  • Eğitim ve araştırma hastanesi olmayan devlet hastaneleri ve dal hastaneleri ile bu hastanelere bağlı semt poliklinikleri.
  • Entegre ilçe hastanesi.
  • Bakanlığa bağlı ağız ve diş sağlığı merkezleri
  • Kamu kurumlarına ait olup bakanlıkça ruhsatlandırılmış olan hastaneler, tıp merkezleri ve dal merkezleri.
  • Özel hastaneler.
  • Özel tıp merkezleri ve dal merkezleri.
  • Diyaliz merkezleri, üremeye yardımcı tedavi merkezleri, hiperbarik oksijen tedavi merkezleri, tıbbi laboratuvarlar gibi müstakil olarak ruhsatlandırılan tanı ve tedavi merkezleri.    
  • İkinci basamak sağlık hizmet sunucularına ait faaliyet izin belgelerine; ilgili birim tarafından açılış onayı alınmış, alkol ve madde bağımlılığı tedavi ve eğitim merkezi, çocuk ergen madde bağımlılığı tedavi merkezi, diyaliz merkezi, gebe okulu, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulama birimi, obezite merkezi, toplum ruh sağlığı merkezi, üremeye yardımcı tedavi merkezi, semt poliklinikleri, ek hizmet binaları ve benzeri birimler bağlı birim olarak eklenir.

Üçüncü basamak sağlık hizmet sunucuları ileri tetkik ve tedavi gerektiren hastalıklar için yüksek teknoloji içeren ve/veya eğitim ve araştırma hizmetlerinin verilebileceği altyapıya sahip üst düzey sağlık hizmet sunucularıdır.  Üçüncü basamak sağlık hizmet sunucuları, kurum harici veya il dışından üçüncü basamak sağlık hizmeti ihtiyacı için sevkle gelen hastaların kabulünü yapar ve sağlık hizmeti ihtiyaçlarını karşılar.  Üçüncü basamak sağlık hizmet sunucularına ait faaliyet izin belgelerine; ilgili mevzuatı ve bakanlık planlama ilkeleri çerçevesinde açılış onayı alınmış, bağımlılık arındırma merkezi, bağımlılık rehabilitasyon merkezi, çocuk izlem merkezi, toplum ruh sağlığı merkezi, diyaliz merkezi, gebe okulu, obezite merkezi, üremeye yardımcı tedavi merkezi, semt poliklinikleri, ek hizmet binaları ve benzeri birimler de ilgili mevzuat çerçevesinde bağlı birim olarak eklenebilir[10].

06 Şubat 2023 tarihinde, Türkiye saatiyle 04:17’de ve aynı gün içerisinde 13:24’te, merkez üssü Pazarcık (Kahramanmaraş) ve Elbistan (Kahramanmaraş) olan, sırasıyla 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir[11]. Türkiye Afet Müdahale Planı’na (TAMP) göre Türkiye’de yaşanması olası afetlerde arama-kurtarma çalışmalarından ve koordinasyonundan sorumlu kurum olan AFAD’ın verilerine göre 11 şehirde (Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Şanlıurfa, Elâzığ, Kilis, Osmaniye, Adana, Diyarbakır) ağır yıkım ve can kaybı ile sonuçlanan bu depremde “resmi” verilere göre 53.537 kişi hayatını kaybetmiştir.

Hastane Afet ve Acil Durum Planı (HAP) 20 Mart 2015 tarihli ve 29301 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Ardından, HAP Hazırlama Kılavuzu’nun Aralık 2015 tarihinde yayınlanmasıyla önemli bir eksik tamamlanmıştır. Süreç içerisinde geri dönüşler ve dünyadaki güncel gelişmeler değerlendirilerek HAP Kılavuzu’nun güncellenerek yayınlanması uygun bulunmuştur. Devamında yeni HAP Uygulama Yönetmeliği 18 Mart 2020 tarih 31072 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır. Daha önceki kılavuz ise yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusu yönetmelikte HAP’ların amacı “ülke genelindeki tüm hastanelerin, afetlere yönelik risklere yönelik tedbir almalarını, yurt içinde meydana gelen afet ve acil durumlarda sunulacak sağlık hizmetleri konusunda gerekli hazırlıkları önceden yapmalarını ve ilk 72 saat boyunca hastane dışından hiçbir yardım almadan da kendi kendine yeterli olmalarını sağlayabilmek” olarak ifade edilmektedir[12].

Afet durumunda ilk yapılması gereken afetin büyüklüğü ve özelliğine göre hastane afet planı aktivasyonudur[13]. Fiziki alanlar hazırlanırken şu soruların yanıtlanması organizasyonu belirleyip kolaylaştırmak adına büyük önem taşır[14]:

  1. Afet durumunu oluşturan olayın boyutu ve niteliği nedir?
  2. Olay merkezinin hastaneye uzaklığı ve hastaneyi fiziksel ve işlevsel olarak etkileme riski nedir, etkilenmiş ise hasta bakımını ne boyutta etkilemiştir?
  3.  Acil serviste mevcut hizmeti engelleyecek fiziki veya işlevsel hasar var mıdır?
  4. Olaydan etkilenen nüfus ve başvurabilecek yaralı sayısı kaçtır?
  5. Kontamine yaralı başvurma olasılığı var mıdır? (Dekontaminasyon? Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer saldırılar ve patlamalar [KBRN-e]?)
  6. Hastanenin yataklı servislerinde, yoğun bakımlarda boş yatak sayısı nedir? Mevcut yatan hastalardan kaçı birkaç saat içinde taburcu edilebilir?
  7. Mevcut yatak kapasitesinin üstüne kabul edilebilecek yaralı sayısı kaçtır?
  8. Çalışabilecek ameliyathane ve elektif olup ertelenebilecek ameliyat sayısı kaçtır?
  9. Aktif çalışan personel sayısı (özellikle cerrahi birimlerde) ve takviye gelecek personel sayısı kaçtır?
  10. Kan bankası, radyoloji, laboratuvar gibi destek birimlerinde kapasite artışı için rutin işlemlerin ertelenmesi ve hizmetlerin afet durumuna yöneltilmesi gerekecek midir?
  11. Güvenlik, beslenme ve transport hizmetleri için personel sayısı yeterli mi, ek personele ihtiyaç var mıdır?

Afet durumunda triyajın ana ilkesi “en fazla sayıda yaralı için en büyük faydayı” sağlamaktır. START (Simple Triage and Rapid Treatment) ve SALT (Sort, Assess, Lifesaving, Interventions, Treatment and Transportation) afet durumunda en fazla kullanılan ve kullanılması önerilen 4 basamaklı triyaj sistemleridir[15,16]. Kırmızı, Sarı, Yeşil ve Siyah olarak kullandığımız olay yerindeki triyajda “siyah” sağlık kurumuna götürülmeyecek ve olay yerinde müdahale edilmeyecek ölü ya da kurtarılma imkânı olmayan hastalar içindir. “Kırmızı” en öncelikli hastaneye götürülmesi ve müdahale edilmesi gereken hastalar için olup “sarı” kodlu hastalar bekleyebilecek hastaları tanımlar. “Yeşil” renk hastalar için ambulans kullanılmaksızın kendi imkanlarıyla sağlık kurumuna başvurabilecek hastaları tanımlar. Acil servisteki düzende kırmızı ve sarı alanların düzenlemesi yapılırken özellikle afet durumunda yeşil alanların acil servis fiziki yapılanması içinde olmaması tercih edilmelidir. Yeşil alanlar için uygun ve kabul edilebilir seçim hastane bahçelerinde belirli bir alanın buna ayrılmasıdır.

Yaşanan afet sonrası görevlendirme çıkmaksızın yardım amaçlı acil servise gelen sağlık personellerinin düzenlenmesi ve organizasyonu oldukça önemlidir. Acil serviste ne yapması gerektiğini bilmeden kaotik kalabalığı oluşturan ve her işin her hasta bakımının yarıda kalmasına neden olacak karmaşalar yaşanabilir. Doğal afetten etkilenimin ne kadar süreceği bilinmiyor ise başta oluşan fazla sayıdaki gönüllü sağlık çalışanının uzun sürede devamlılığını sağlamak gerekir. Kimlerin hangi alanda kaçar saat çalışacakları belirlenmelidir.

Şanlıurfa’da deprem gecesi ne yazık ki nöbetçiydim. Deprem sonrası ilk beş on dakika yakınlarımıza ulaşmaya çalışıp sedyeleri acil servis önüne alıp triyaja geçtik. İkinci basamak olan Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi’nde hastanemizin yıkılmaması ve çalışanlarımızın yaralanmaması, deprem nedenli can kaybı olmaması gibi avantajlarımız vardı ve bunlarla övünüyor muyuz buna da pek emin değilim açıkçası. Acil serviste önce doktorlu etkin triyaj ile hastaların alanlarını ayırdıktan sonra mevcut nöbetçi olan ve destek amaçlı acil servise gelen eski hekimlerimiz dahil geniş bir ekip ile çalışmaya başladık. Ortopedi, beyin cerrahi, genel cerrahi, anestezi, radyoloji, dahiliye ve KBB branş uzmanlarımızın hastaneye: hızla gelmesi üzerine ilk müdahaleler ve yatışlar, ameliyatlar hızla gerçekleştirildi. Fazla sayıda doktor hemşire sağlık personelinin oluşturduğu kaosu yaşamadık, çünkü her gelen hekim bize “ne yapabilirim?” sorusunu sordu. Radyoloji hekimimiz geldikten sonra tomografideki diğer acil uzmanımızdan görevi devralıp bilgisayarlı tomografiye geçip o an çekilen bütün tomografilerin patolojik bulgularını hasta dosyalarına yazmaya başladı. Kırmızı alanda kritik CRUSH yaralanmalı ve resüsitasyon gereken hastalara bakılıp sarı alanda majör yaralanması olmayan görüntüleme tetkiki için hastalar kabul edildi. Yeşil alanlar kapatıldı. Cerrahi branşlar acil operasyonlara hastaları ile çıkarken radyoloji uzmanı ile bilgisayarlı tomografide acil sözel görüntüleme raporlamaları yapıldı ve bu da aslında süreci oldukça hızlandırdı. İlk üç gün il içindeki deprem mağdurlarının değerlendirmesi yapıldıktan sonra yakın ve çevre illerden aldığımız sevkler ile deprem sürecini devam ettirdik.

Operasyon ya da yatış endikasyonu bulunmayan hastaları CRUSH sendromu ve rabdomiyoliz takibi açısından yüksek kreatin kinaz (CK) düzeyleri mevcut hastalar ise (Evet, CK dahil bütün tetkik ve görüntüleme sistemlerimiz altyapı sorunu olmaksızın çalıştı) dahiliye tarafından yatışı yapılıp akut böbrek hasarı gelişmeden tedavi ile taburculukları yapıldı. İkinci günün bitiminde artık yeşil alan ihtiyacının artması nedenli tekrar yeşil alanı açtık.

Depremi takip eden günlerde ise; anksiyete bozukluğu, havanın soğuk olması ve buna bağlı yanlış ısınma yöntemi teknikleri nedenli karbonmonoksit zehirlenmeleri, solunum yolu ve gastrointestinal enfeksiyonlar ile panik bozukluklar- baş dönmeleri, acil servise başvuruların majör sebepleri oldu. Bu hastaları depremden direkt olarak değil dolaylı etkilenim olarak değerlendirdik. Şubat ayı kış mevsimi nedenli çadırda ya da minibüs gibi büyük araçlarda barınan özellikle sığınmacıların dışarıda ateş yakması ve köz halinde barınma alanlarına ısınma için getirmesi nedenli her nöbet geceleri en az 30-40 hastamız karbonmonoksit zehirlenmesi nedenli tetkik ve tedavilerini aldı. En yakın il olması nedenli Adıyaman’dan bolca sevk alınıp Adıyaman’da enkazdan çıkarılıp yakın ilçe olan Şanlıurfa/Bozova Devlet Hastanesine başvuran hastalar da görüntüleme ve ileri tetkik tedavi amaçlı sevklerini kabul ettik.

Deprem süreci boyunca genel cerrahi beyin cerrahi ve ortopedinin bu kadar çok vaka almasına rağmen hastanemizin ikinci basamak olması nedenli kompartman sendromlu fasyotomili ya da özellikli branş ve üçüncü basamak hastane gereksinimi olan vakaların kabulü ve sevki ile ilgili normalde olduğundan çok daha fazla sorun yaşadık ancak elimizden geldiğince tolere etmeye çalıştık. Depremin merkezi olan illerde; hastanelerin yıkılıp sağlık çalışanlarının hayatlarını kaybettiği bir durumda olsaydık biz de bu kadar başarılı olamayabilirdik.

Bu yazının sonu için deprem bölgesinin merkezinde Adıyaman Kahta Devlet Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Ayşegül İşlek Yüksel ile depremde yaşadıklarını konuştuk. Yıkımın boyutu arttıkça öneriler ve kılavuzlar yetersiz kalıyor, biz hastanemizde triyaj doktor dağılımı ve branşlarla iş birliği ile kapasiteyi aşmadan döngüyü hızlıca sürdürerek Şanlıurfa’da depremi yönetebildik. Ancak sistemler çalışıyor, internet gitmemiş, altyapılar bozulmamış ve binamız da ağır hasar almamışken bu bizi hiç zorlamadan hasta bakmaya odaklanmamızı sağladı. Değerli katkıları için Dr. Ayşegül İşlek’e teşekkürlerimi iletiyorum, dilerim bir daha böyle bir afet yaşanmaz. Dilerim zarar görmeden işimizi yapmaya devam edebiliriz. İyi okumalar dilerim.:

  • Depremin boyutu hastanenizde nasıldı? Hastanenin fiziki yapısı ve işleyişin aksamasına yol açacak personel yaralanmaları ve can kaybınız oldu mu?

Adıyaman devlet hastanesi önünde kilometrelerce kuyruk vardı. Biz saat 09:30 gibi Kahta’ya vardık. Kahta da on bina bile yıkılmamıştı. Hastane hafif hasarlı idi. Polikliniklerde fiziki hasar mevcuttu ancak acil serviste hasar yoktu. Alt yapı yoktu. İnternet olmadığı için hastaneye giriş açılamıyordu. Telefonlar çekmiyordu. 112 ye götürün buradan çıkarın diyorduk, Adıyaman merkeze değil en yakın Şanlıurfa olur ilçesi Siverek olur en yakın yere götürmeye çalışıyordu majör yaralanmalı depremzedeleri. Şanlıurfa ya da Antep bize zorluk çıkarmadı durumun farkındaydılar. Öğlen 13:15’te de ikinci depreme hastanede yakalandık. Hiçbir altyapı olmadığı ve telefonlar çekmediği için üç tane çocuğumu bıraktığım komşuma dahil ulaşamadım. Hastanemiz yıkılmamıştı ancak Adıyaman merkezde ağır yıkım ve doktor personel kaybı da mevcuttu. Merkezde hastane otoparkında sıralı ölüler yatıyordu.

  • Kayıtları nasıl tuttunuz? Görüntülemeleri nasıl yaptınız? Tetkikleri yapma imkânınız oldu mu? Konsültasyon ve sevkleri nasıl yaptınız?

İnternet, telefon, Global System for Mobile Communications (GSM) operatörleri, her şey gitmişti. Haberleşmenin dahi mümkün olmadığını düşünün. Ortopedisti arayıp hastayı anlatamadığınızı görüntüsünü yollayamadığınızı düşünün. Telefonlar çekmediği için 112’yi de arayamıyorduk sevk açmak için. Gelen ambulanslara sevk için hasta vermeye başladık bu kez. Yakın neresi varsa, Şanlıurfa’ya götürüyorlardı çoğunlukla. Karşı hastanelerden de hiçbir sorun çıkmadı. Çünkü herkes neler yaşadığımızı aşağı yukarı tahmin ediyordu. Kimliği olmayan tanınacak halde olmayan insanlar ölü ya da yaralı getiriliyordu ve kayıtlarını başvurdukları gün ve saat olarak vermeye başladık. 6 Şubat saat 14:30’da gelen hasta 061430 diye numaralandırılıyordu. A4 kağıdına kayıtları tutup fotoğraflarını telefonumuza çekiyor ve başhekime yolluyorduk. Kayıtları bu şekilde tuttuk. Eşim radyoloji uzmanıydı ve hastalarla beraber bilgisayarlı tomografiye (BT) gidip görüntüyü o anda çekip yorumunu kâğıda yazıp tekrar hastayla gönderiyordu. Sadece hemogram, kan gazı ve kan grubu çalışabiliyorduk ve o da sisteme kaydı olmaksızın direkt cihazdan aldığımız sonuca bakabiliyorduk*. İki tane ultrasonografi (USG) kırmızı alana çektik, gelen kritik hastaların Focused Assesment Sonography for Trauma (FAST) USG bakısını mutlaka yapıyorduk. Ortopedi uzmanımız acilden çıkmamıştı. Bütün uzmanlar canla başla çalıştık Kahta’da.

  • Triyajı nasıl yaptınız?

Etkin triyajın olay yerinde yapılması çok mümkün olmadı tabii ki. Ambulans yaralıları getirdiğinden daha fazla enkaz altından ölü çıkan insanı da getiriyordu ve insanlar bir ölüm belgesi alabilmek için getiriyordu acile ölmüş yakınlarını. Ex torbasını dahi bulamayıp siyah büyük poşetlerle sarılan insanlar vardı. Yeşil alanı kapatıp ventilatöre bağlı hastaları da oraya almaya başladık. Hafif yaralılara 5. günden sonra bakabilme imkânımız oldu.

  • Resüsitasyon alanınız yeterli miydi? İlaç ve malzeme eksiğiniz oldu mu?

Ayrı bir resüsitasyon alanım yok ne yazık ki 4 yataklı kırmızı alanım var sadece, ama elbette yeterli olmadı. 3 tane defibrilatörüm var ancak ne yazık ki o da yeterli değildi. Sadece resüsitasyon alanı değil elbette, morgun kapasitesi de yeterli değildi. İlaçlarımız yeterliydi ancak atelimiz yeterli değildi.

  • Ne zaman rutine dönebildiniz? Siz bununla nasıl baş ettiniz?

Mart ayından itibaren rutin düzenine dönmeye başlayıp altı ayda da tamamen rutine dönüldü. Acilci olduğumuz için sanırım ölümle yaşam arasındayız sürekli, o kadar da ağır etkilenmedim gibi geliyor ancak elbette profesyonel yardım aldık. Ortalama altı ayı buldu toparlanmamız. Bundan sonra böyle bir afet bugün bir başka yerde olsa, hepimiz koşarak gideceğiz biliyorum. Dilerim bir daha böyle bir afet yaşanmaz.

Kaynaklar:

[1] H. KOCAK, K. KINIK, C. CALISKAN, K. ACIKSARI, The Science of Disaster Medicine: From Response to Risk Reduction, Medeni Med J 36 (2021) 333–342. https://doi.org/10.4274/MMJ.galenos.2021.50375.

[2] E.K. NOJI, Advances in disaster medicine, European Journal of Emergency Medicine : Official Journal of the European Society for Emergency Medicine 9 (2002) 185–91. https://doi.org/10.1097/00063110-200206000-00019.

[3] Keim: Managing health in disasters – Google Akademik, (n.d.). https://scholar.google.com/scholar_lookup?journal=Lancet.&title=Managing+health+in+disasters&author=M+Keim&volume=362&publication_year=2003&pages=2029& (accessed April 30, 2024).

[4] Association Overview, WADEM (n.d.). https://wadem.org/about/association-overview/ (accessed April 30, 2024).

[5] Disaster Phases, Center for Disaster Philanthropy (n.d.). https://disasterphilanthropy.org/resources/disaster-phases/ (accessed April 30, 2024).

[6] İsmep, (n.d.). https://istanbul.afad.gov.tr/ismep (accessed April 30, 2024).

[7] E.K. Noji, G.D. Kelen, H.K. Armenian, A. Oganessian, N.P. Jones, K.T. Sivertson, The 1988 earthquake in Soviet Armenia: a case study, Ann Emerg Med 19 (1990) 891–897. https://doi.org/10.1016/s0196-0644(05)81563-x.

[8] Medicine | Definition, Fields, Research, & Facts | Britannica, (n.d.). https://www.britannica.com/science/medicine (accessed April 30, 2024).

[9] Primary health care, (n.d.). https://www.who.int/health-topics/primary-health-care (accessed April 30, 2024).

[10]10 Şubat 2022 PERŞEMBE, (n.d.). https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/02/20220210-1.htm (accessed April 30, 2024).

[11] S. Yılmaz, O. Karakayali, S. Yilmaz, M. Çetin, S.E. Eroglu, O. Dikme, A. Özhasenekler, M. Orak, Ö. Yavaşi, F.K. Akarca, M.G. Eneyli, B. Erbil, H. Akoğlu, Emergency Medicine Association of Turkey Disaster Committee Summary of Field Observations of February 6th Kahramanmaraş Earthquakes, Prehospital and Disaster Medicine 38 (2023) 415–418. https://doi.org/10.1017/S1049023X23000523.

[12] Hastane Afet ve Acil Durum Planı (HAP) Hazırlama Kılavuzu, (n.d.). https://www.saglik.gov.tr/TR,1789/hastane-afet-ve-acil-durum-plani-hap-hazirlama-kilavuzu.html (accessed April 30, 2024).

[13] Emergency Preparedness—Planning and Management – PMC, (n.d.). https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7152024/ (accessed April 30, 2024).

[14] Afet Yönetimi ve Tıbbi Uygulamalar Serkan Emre Eroğlu, https://www.kitapbankasi.com/ (n.d.). https://www.kitapbankasi.com/afet-yonetimi-ve-tibbi-uygulamalar (accessed April 30, 2024).

[15] M.C. Bhalla, J. Frey, C. Rider, M. Nord, M. Hegerhorst, Simple Triage Algorithm and Rapid Treatment and Sort, Assess, Lifesaving, Interventions, Treatment, and Transportation mass casualty triage methods for sensitivity, specificity, and predictive values, Am J Emerg Med 33 (2015) 1687–1691. https://doi.org/10.1016/j.ajem.2015.08.021.

[16] P. Halpern, S.A. Goldberg, J.G. Keng, K.L. Koenig, Principles of Emergency Department facility design for optimal management of mass-casualty incidents, Prehosp Disaster Med 27 (2012) 204–212. https://doi.org/10.1017/S1049023X12000623.

You may also like

Leave a Comment