Arama – Kurtarmada Medikal Ekiplerin Önemi ve Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) Birimlerinde Acil Uzmanı Olmak


Afet bir toplumu ve ülkeyi fiziksel, ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak etkileyerek kayıplara neden olan olaylar olarak adlandırılır. Afetlerde etkilenen bölgenin yaşanan olayla başa çıkma kapasitesi aşılmış, insani faaliyetler kesintiye uğramış ya da durmuştur. Türkiye Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı arasında deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak sık sık deprem yaşamakta ve ne yazıkki bunların bazıları kitlesel ölümlere neden olmaktadır. 1900-2000 yılları arasında 5 Mw ve üzerinde 72, 2000 yılından günümüze dek ise 55 adet deprem yaşanmıştır (1). 6 şubat 2023 yılında Kahramanmaraş Pazarcıkta saat 04:17 de yaşanan 7.8Mw lik deprem ve Kahramanmaraş Elbistanda Yaşanan 7.5Mw lik depremler sonrası 53537 kişi Türkyede, 8476 kişi de Suriyede olmak üzere toplam 62013 kişi hayatını yitirmiştir. Yine ülkemizde değişen iklim şartları, küresel ısınmanın etkisi gibi nedenler şiddetli yağmurlara, sel ve su baskınlara neden olabilmektedir. 2000 yılından sonra ülkemizde 6 adet sel felaketi yaşanmıştır. 2009 Marmara sel felaketinde 31 kişi ölmüş 9 kişi kaybolmuştur. 2020 Dereli sel felaketinde 8 kişi, 2021 Batı Karadeniz Sel felaketinde 97 kişi, 2022 Ankara sel felaketinde 6 kişi, 2023 Adıyaman-Şanlıurfa sel felaketinde ise 21 kişi hayatını kaybetmiştir. 2015 yılında Bodrumda metrekareye 230 kg yağış düşmesine rağmen can kaybı yaşanmamış ancak büyük çaplı maddi hasar meydana gelmiştir. Yine çığ düşmesi, yangınlar gibi daha az sıklıkta gördüğümüz can kaybına yol açan diğer afetler ülkemizde hayatımızın bir gerçeği olarak karşımıza çıkmaktadır. 2015 yılında yapılan bir çalışmada son 30 yılda dünyamızda doğal afetlerden etkilenen insan sayısının 1 milyar, hayatını kaybeden insan sayısının ise 800.000 civarında olduğu bildirilmektedir (2).

Afeterle başa çıkabilmek için ülkelerin afet ve acil durumlara hazırlık, risklerin belirlenmesi ve önlenmesi, afet sonrası müdahale ve iyileştirme aşamalarını içeren kendi coğrafyalarına, iklimlerine ve insanlarına yönelik Acil durum ve Afet yönetim planlarının olması gereklidir. Ülkemizde ilk olarak 03 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe giren ve düzenlemeler yapılarak 15.09.2022 tarih ve 31954 Sayılı Resmi Gazete’de  yayınlanan Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) ile afet ve acil durumlarda görev alacak grup ve koordinasyon birimlerinin görev tanımları ve sorumlulukları belirlenmiştir. TAMP’ın bünyesinde ulusal düzeyde 25, yerel düzeyde 23 grup yer almaktadır. TAMP tarafından bir afet oluştuğunda ilk olarak hangi düzeyde müdahale gerektirdiğini bildiren bir seviyelendirme yapılır.

  • S1: yerel imkânların yeterli olduğu,
  • S2: ise; bir ilde meydana gelen afet ve acil durumun büyüklüğü göz önüne alınarak, o ilin imkanları yetersiz kaldığı durumlarda destek illerin takviyesine ihtiyaç duyulduğu,
  • S3: ulusal düzeyde desteğe ihtiyaç duyulduğu,
  • S4: uluslararası desteğe ihtiyaç duyulduğu seviyedir.

6 Şubat depremi sonrasında S4 seviyelendirme yapılarak uluslararası destek istenmiştir. Ülkemize ilk arama kurtarma ekibi gönderen ülkeler Azerbaycan, İsrail, Meksika, Yunanistan ve ABD’dir. Birinci hafta sonunda ülkemize desteğe 72 ülkeden 10336 personel gelmiştir (3).  Bu ülkelerden Fransa, Belçika,Rusya,İspanya, İsrail, Hindistan ve Amerika Birleşik Devletleri sahra hastanesi kurarak sağlık hizmeti vermeye başlamıştır.

Acil Tıp ekipleri (Emergency Medical Team-EMT) Dünya Sağlık Örgütü tarafından doğal afetten etkilenen nüfusa özellikle sağlık hizmeti sağlamayı amaçlayan, kendi ülkelerinin dışındaki sağlık profesyonelleri ve destek personeli grupları olarak tanımlanır (4). EMT ler büyüklükleri, sağladıkları bakım türü ve yeteneklerine göre 3 sınıfa ayrılırlar.

  • Tip 1, acil hastane dışı bakım sağlar
  • Tip 2, yatan ve yatan olmayan cerrahi acil bakım sağlar
  • Tip 3, karmaşık yüksek düzeyde cerrahi ve tıbbi bakım sağlayan yatan hasta sevk ekipleridir.

Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) 2020 yılında EMT-2 verifikasyonu aldı ve ülkemiz dünyada EMT-2 verifikasyonuna sahip 30. ülke oldu. Afetler sonrası ilk 72 saat hayati öneme sahiptir. Bu sürecin nasıl yönetildiği sonraki sonuçlar için belirleyicidir.  EMT lerin sahadaki başarılarını etkileyen faktörlerin başında ekipler arası koordinasyonun başarılı şekilde sağlanması gelmektedir. Afet bölgesine etkin bir koordinasyon merkezi kurulması ve bölgeye gelen EMT lerin bu koordinasyon merkezinin yönlendirmesiyle hareket etmesi başarı şansını arttıracaktır. EMT ekipleri sahada olsalar bile operasyonel hale gelmeleri zaman alabilir. 2010 Haiti depremine birçok EMT’nin katılımına rağmen, kötü koordinasyon, ekipler arası iletişim kopukluğu ve uyum eksikliği nedeniyle fırsat kayıpları yaşandığı belirtilmiştir (5). Ekiplerin uygun ekipmana sahip olmaları, haberleşme ağının sağlanması, olay ve bölge hakkında yeterli bilginin sağlanması operasyonel kabiliyet kazanma hızını yükseltecektir. EMT birliklerinin bölgeye hızla intikal etmelerini ve daha koordine biçimde çalışarak daha etkin hareket etmelerini sağlamak amacıyla 1988 Ermenistan Spitak Depremine müdahale eden uluslararası arama kurtarma ekiplerinin girişimleriyle 1991 yılında Türkiyeden de birçok resmi ve sivil arama kurtarma ekibinin de üyesi olduğu Uluslararası Arama Kurtarma Danışma Grubu (International Search And Rescue Advisory Grou- INSARAG) kurulmuştur (6). Ardından 2024 yılında Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) ve Avrupa Komisyonu tarafından Küresel Afet Alarm ve Koordinasyon Sistemi (Global Disaster Alert and Coordination System-GDACS) kurulmuştur (7). Ani başlayan bir felaket durumunda uyarı bildirimleri sağlayan ve devam eden felaketler sırasında gerçek zamanlı bilgi güncellemeleri ve koordinasyon sağlayan GDACS uluslararası yardım çabalarının koordinasyonunu iyileştirmeyi amaçlamaktadır.

Medikal kurtarma arama kurtarma faaliyetleri içerisinde medikal müdahaleye ihtiyaç duyan afetzedelere olay yerinde ya da yakınında yer alan tıbbi uç noktalarda tıbbi yardımda bulunarak gerekli hallerde afetzedelerin güvenli şekilde daha kapsamlı tedavi alabilecekleri üst merkezlere nakledilmesi olarak tanımlanır. 1999 marmara depremi sonrası göçük altından yaralıların kurtarılmasında gerek yaralıyı taşıma tekniği, gerek crush sendromunun önlenmesi gerek ise travmaya eşlik eden hipotermi, hipoglisemi v.b. gibi ikincil durumlarla mücadelede tıbbi usul ve esasların uygulanabilmesi açısından arama kurtarmalara sağlık profesyonellerinin eşlik etmesinin sağkalıma pozitif etkisi nedeniyle arama kurtarmaya ek olarak medikal kurtarma ihtiyacı doğmuştur. Ülkemizde 2004 yılında kurulan ve tamamı gönüllü sağlık profesyonellerinden oluşan özel donanıma ve özel eğitime sahip Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) ulusal ve uluslar arası düzeyde medikal arama kurtarma konusunda en yetkin resmi kuruluştur. Şuanda 30 bölgede toplamda 16.000 üzerinde gönüllü personel ile hizmet vermektedir (8). Afet ve acil durumlar dışında KBRN olayları, yangın ve patlamalar, büyük trafik kazaları, toplumsal olaylar, toplu göç ve büyük nüfus hareketleri, ulusal ve uluslararası spor müsabakaları, tehlikeli ve salgın hastalıklar vb. olaylarda da görev almaktadır. İhtiyaç halinde askeri bölgeleri desteklemek amacıyla kurulan çadır hastanelerde sağlık hizmeti sunmaktadırlar. Personelin tamamı kritik olan ilk 72 saat kendi kendine yetebilecek düzeyde eğitime ve barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçlarını kendi kendilerine idame ettirebilecek ekipmana sahiptirler. Bir UMKE timi genellikle bir tanesi doktor olmak üzere toplam 5 elemandan oluşur ve ekip liderinin yönetimi ile hareket eder. Daha çok sahada olay yerinde görev almaktadırlar ancak ihtiyaç halinde kurdukları çadır hastanelerde de görev yapmaktadırlar. Sağlık tesislerinin kapasitesinin aşılması ya da afetten etkilenerek kullanılamaz hale gelmesi durumunda UMKE birlikleri hızlı bir şekilde çadır hastane kurup EMT-2 düzeyinde hizmet verebilmektedir. Göçük altında yaralıya ulaşıldığı anda aynı zamanda ekibin medikal lideri olan doktorun hastayı yönetmesi beklenir. Hastanın ilk muayenesi doktor tarafından yapıldıktan sonra damar yolu ihtiyacı olup olmadığı var ise hangi sıvıların ya da ilaçların gideceği, hastanın stabillenmesi, travma tahtasına alınması, amputasyon gerekip gerekmediği gibi konular değerlendirilmektedir.

14 yıllık UMKE geçmişimde aklımda en fazla yer eden afetleri saymam gerekirse 13 mayıs 2014 yılında gittiğim 301 madencinin hayatını yitirdiği Soma Maden Kazası ve 6 şubat 2023 yılında gittiğim Kahramanmaraş depremi benim için unutamadığım anlardı. Somada hissettiğim çaresizliğin aynısını görevli gittiğim Hatayda da hissettim. Bir çok şey yapmak istiyorum ancak yapamıyorum. Nereye yetişeceğim bilemiyordum. Ancak bunlardan bahsetmek yerine dikkatinizi başka konulara çekmek istiyorum.

6 şubat depremlerinde İzmirden sabah 08:45 de görevli olarak bölgeye gitmek üzere görevlendirildim. Askeri uçakla Adanaya iner inmez ekip sorumlumuz sağlık kordinasyon merkezine (SAKOM) bölgeye geldiğimizi ve başta uzman hekimlerimiz olmak üzere personellerimizin sayısı ve niteliğini bildirdi görevlendirme istedi. SAKOM ihtiyaç duyulan personellere göre hangi hastaneye kaç kişinin gitmesi gerektiğini bildirdi ve Adanadan otobüslerle görevlendirildiğimiz hastanelere dağıldık. Ben Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesine görevlendirilen ekipteydim. Acil servise varmadan önce ekip içerisinde iş dağılımını yaptık ve acile girer girmez herkes görevli olduğu yere dağıldı. Ertesi gün hastaneye çok sayıda gönüllü sağlık çalışanı geldi ancak bir süre sonra ihtiyacımızın üzerinde personelimiz olmuş oldu. Çünkü yardıma koşan gönüllüler en yakın sağlık kuruluşuna baş vurup ellerinden geleni yapmak istiyorlardı. Herkes merkeze dağılıyordu bu da ilçelere giden gönüllü sayısının az olmasına neden oldu. Örneğin hastanemizde yaklaşık 19 gönüllü genel cerrah vardı Samandağ bölgesinde ise birkaç tane genel cerrah olduğunu öğrendik. Yine hastanemizde 9 gönüllü beyin cerrahı vardı ancak bazı ilçelerde hiç beyin cerrahı yoktu. 2 UMKE personeli acil uzmanı olarak hastanenin işleyişi yürütüyorduk. Hastanelerin ihtiyacına göre hekimlerin dağılımını sağlamaya çalıştık ve ihtiyaç olan hastanelere yönlendirmeler yaptık. Koordinasyonun önemini bir kez daha görmüş olduk.

Yine hastanemiz her ne kadar kullanılabilir durumda olsa da tekrar bir deprem olma olasılığına karşın hastane bahçesine toplam 6 çadırdan oluşan bir çadır hastane kurduk ve kullanıma hazır hale getirdik. 20 şubat 2023 yılında Hatayda yaşanan 6.6 Mw lık deprem sonrası hiçbir hasta mağdur olmadan tüm hastanede yatan hastaları bahçeye kurduğumuz çadır hastanelere taşıdık ve sağlık sisteminde bir aksama yaşanmadan hizmet vermeye devam ettik.

Acil servise ilk girdiğimiz andan itibaren bilgi işlemin çalışmaması nedeniyle manuel şekilde bütün gelen hastaların kayıtlarını tuttuk. Konuşabilenlerin adı ne, T.C. kimlik numarası ne, nereden geldi, neyi var ve nereye sevk oldu. Hastanenin ilk 2 günkü tek kayıt verileri UMKE nin tutuğunu verilerdir.

Hastaneden yapılan bütün hava nakillerini UMKE olarak biz yaptık. Hem telsiz kullanım eğitimimiz olması, hem triaj bilgimiz, hem SAKOM iletişim deneyimimiz, hem de acil uzmanı olarak hastaların uçup uçamayacağı, helikopterde yatarak mı oturarak mı gidebileceği gibi kararlar vererek yeri geldi tek seferde askeri helikopterlerle 10 hasta sevk ettiğimiz oldu.

Depremin 3. Günü artık hastanede acil uzmanı ihtiyacı kalmayınca sahaya çıkmaya ve göçük altında ulaşılan hastalara müdahale etmeye başladım. Hiç unutamadığım bir enkaz görevini depremin 5. Günü yaşadım. Cebrail mahellesinde bir göçükten ses duyulduğu ihbarı alarak bir enkaza yönlendirildim. İstanbul itfaiyesi kazı çalışmaları yapıyordu gittiğimizde ve içeriden bir ses geldiğini belirttiler. Birkaç saat sonra yaralıya ilk temas sağlandı ve arama kurtarma ekip sorumlusu UMKE yi enkaz başına çağırarak yaralıya ulaştıklarını içeri girip kontrol etmemizi istedi. İçeri girdiğimde yaklaşık 40 cm yükselikte bir alanda üzerinde oğlunun ceseti bulunan sol kolu omzundan kolon altında kalmış bir kadın ile karşılaştım. Kadının sadece ayaklarını görebiliyordum. Kadınla konuştum ve sakinleştirmeye çalıştım. Damar yolu açmaya çalıştım koluna yetişemiyordum. Ayaklarından denedim ancak o kadar dehidrateydi ki ayaklarından açamadım. Ardından oğlunun üzerinden sürünerek biraz ilerledim ve damar yolunu açabildim. Ardından enkazdan çıktım. Arama kurtarma sorumlusunun ilk sorduğu soru “Kolu ampute edecek misin hocam? Yoksa kolonu kırmaya çalışalım mı? Ama içeri büyük alet sokacak kadar yer yok kırmak 3-4 saat sürer.” oldu. Hayır kolonu kıralım ben ara ara kontrol edeceğim dedim. Nitekim defalarca enkaza girip çıkarak hastaya hem hipotermi hem crush sendromu tedavisini imkanlarımız el verdiği kadarı ile göçük altında başlayarak hastanın kolunu kolon altından kurtardık ve perde kornişinden yaptığımız atel ile sağ salim dışarı çıkartabildik.

Sözün özü acil uzmanları acilleri, kaosu yönetmeye alışıklar. Bu konuda deneyimliler. Ancak sahada çalışmak ayrı bir deneyim. Triajda siyah kodun devreye girdiği anda acilin işleyişi değişiyor. Tıbbi konuları çok iyi biliyor olsak da afet ortamlarında çadır hastane nasıl kurulur, SAKOM nedir nasıl çalışır, telsiz nasıl kullanılır, helikoptere nasıl yaklaşılır gibi konuları biliyor olmamız bizi afetlerde sağlık hizmetleri konusunda avantajlı hale getirecektir. Hem UMKE nin gelişmesi, daha etkin ve nitelikti hizmet vermesi hem de afetlerle yaşamayı öğrenmemiz gereken ülkemizde afetlere hazırlık için daha fazla acil tıp uzmanının UMKE gönüllüsü olması gerekmektedir.

Afetsiz günler dilerim.

Kaynaklar

  1. https://deprem.afad.gov.tr/event-instrumental
  2. Peiris S, Buenaventura J, Zagaria N (2015) Is registration of foreign medical teams needed for disaster response? Findings from the response to Typhoon Haiyan. Western Pac Surveill Response J 6(Suppl 1):29–33
  3. https://www.bbc.com/turkce/articles/cje12j5xny3o
  4. Foreign Medical Team Working Group (2013) Registration and coordination of foreign medical teams responding to sudden onset disasters: the way forward. World Health Organization & Health Clusters, Geneva
  5. Levie F, Burke CM, Lannon J (2017) Filling the gaps: an investigation of project governance in a non-governmental organisation’s response to the Haiti earthquake disaster. Int J Proj Manag 35(5):875–888
  6. https://vosocc.unocha.org/USAR_Directory/MemberCountriesOverview.asp
  7. De Groeve, Tom & Peter, Thomas & Annunziato, Alessandro & Vernaccini, Luca. (2006). Global Disaster Alert and Coordination System. Proceedings of the 3rd International ISCRAM Conference.
  8. https://ashgmafetacildb.saglik.gov.tr/TR-80255/ulusal-medikal-kurtarma-ekibi-birimi-umke.html

Galeri


Paylaş Paylaş