Herkes Almanca çalışıyor herkes gitmeyi planlıyor. Üniversitemizdeki öğrencilerin hepsi online Almanca kurslarına son derece hakim. Peki, şartlar anlatıldığı gibi mi yoksa aslında yurtdışında yeni bir yaşam kurmak büyük bir yalnızlık mı?
Avrupa ve özellikle Almanya sistemine hayran bir insan ve her tatilini orda geçirmeyi çok seven birisi olarak bu yaz Münih LMU Acil Servisinde kendime gözlemci olarak bir görev ayarladım. Öncesinde tanıdığım başka bir hoca buna vesile oldu (hakkı ödenmez ve bence genetik kökenlerinde Türk olan bir Alman). Davet mektubu, kalacak yer ayarlaması ve diğer işleri de halledip yola çıktık.
Münih bana göre Almanya’nın en güzel şehirlerinden biri ve üniversitelerinde özellikle Tıp Fakültesinde eğitim kalitesi son derece yüksek. İlk gün öğrendiğim; Almanyada artık acil tıp biriminin kurulduğu, çok yeni de olsa önü açık bir alan olduğu idi. Bu beni çok mutlu etti ve gelip tecrübe yaşamak isteyen meslektaşlarım için harika bir fırsat olabileceğini düşündüm.
Acil servisi dahili ve cerrahi aciller olarak ayırmışlar ve ben daha çok cerrahi tarafta bulundum. Acil servis konum olarak şehir merkezinde ve toplu taşıma ile ulaşımı son derece kolay. Buna rağmen 24 saatte gelen hasta sayısı 50-60 arasında. Benim geldiğim 3. Gün 70 hasta oldu diye tüm doktorlar ‘İNANILMAZ BİR ÇILGINLIK YAŞADIK’ ifadesi kullandılar (insan tatlı bir tebessümle bakıyor bu şekilde konuşanlara).
Cerrahi tarafta cerrahi branş asistanları ve dahili tarafta dahili branş asistanları görev yapıyor. Tüm doktorlar forma giymek zorunda ve hastane yönetimi bunu sağlıyor. Doktor odalarında hasta bilgilerine erişimi sağlayan bir ağ sistemi var ve aynen bizdeki gibi detaylı bir şekilde dosya doldurmak ÇOK AMA ÇOK önemli! Sigorta şirketleri bu konuda her gün gelip kontrol ediyorlar.
Gelelim doktor ne yapıyor hemşire ne yapıyor konusuna. Hasta anamnezi, muayene, kan alma ve tedavi düzenlenmesi doktor tarafından yapılıyor. 6. sınıf öğrencileri aynen bizdeki gibi hastaya ilk bakı ve değerlendirmeyi yaptıktan sonra ilgili asistanı çağırıyor. Hasta sayısı normal düzeyde olduğu için her hasta ile detaylı ilgilenme mümkün. Kalan işler hemşirelerde. Ben yabancı olmama rağmen hepsi çok yardımcı ve çok tatlıydı. Hep dediğim gibi iyilik evrensel bir olay. Kesinlikle dil, din ve ırk ayrımı yok.
Cihazlar, odalar, malzemeler ve acilin dizaynı son derece kullanışlı yapılmış. Hastaların ve çalışanların rahatı için düzenlenmiş (fotoğrafa izin olmadığı için maalesef sizlere gösterme imkanım olmadı). Yardımcı personel arasında çok fazla Türk var ve çalışma şartlarından memnunlar.
Gelelim dil konusuna; ben A2 sınavına girmiş ve geçmiş birisi olarak muayene esnasında kullanılan basit kalıpları kullanabildim, ama kalan kısımlarda hep İngilizce devreye girdi. Hastalardan İngilizce bilmeyen neredeyse yoktu.
Acilde olan birkaç yabancı doktorla da görüştüm ve sanırım Almanlar her konuda çok daha yardımcı olma gayretindeler. B2 sertifikası şart hatta C1’de isteyen yerler var ve mesleki Almanca sınavı (FSP) meselesi var bir de.
Son olarak benim yaptığım çıkarım şu yönde oldu; biz gerçekten kendi ülkemizde muhteşem bir eğitim alarak tıp eğitimini tamamlıyoruz ve gerek teorik gerekse pratik becerimiz yabancı yurtdışındaki meslektaşlarımızla eşdeğer (bazı alanlarda üstte), ama yine de bu şekilde çalışma hayali olanlar için doğru bir planlama ile kolayca başarılabilir bir konu.
Bu noktada esas cevaplanması gereken şu ki; BEN BUNU GERÇEKTEN İSTİYOR MUYUM?
Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.