Home Hukuk Köşesi Sağlıkta Şiddet ve Malpraktise İlişkin Yeni Yasal Düzenleme

Sağlıkta Şiddet ve Malpraktise İlişkin Yeni Yasal Düzenleme

by İbrahim ALTUNOK
0 comments

Bu ayki konumuz, Tıp Bayramı’nda açıklanan, Meclis Adalet Komisyonu’nca kabul edilen, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve özlük haklarına ilişkin yeni yasal düzenleme. Pozitif küçük değişiklikler söz konusu olsa da maalesef beklentiyi karşılamakta oldukça yetersiz.. Ne gibi değişiklikler getirildiğinden bahsedelim;

Takdiri İndirim Sebepleri Sınırlandırıldı

Türk Ceza Kanunu madde 62, hakimin şahsi kanaatine göre cezada indirim uygulayabileceği halleri düzenlemektedir. Bu düzenleme şu şekilde değiştirildi;

“Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki –pişmanlık gösteren (eklendi)- davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar (çıkarıldı) göz önünde bulundurulabilir.”

Maddeye “pişmanlık gösteren” sözünün eklemesi; hiç değilse işlediği suçu kabul etme dürüstlüğünü ve pişmanlığını gösteren kişiler açısından bu indirim halinin devam edebilmesi, ancak “ben yapmadım” savunmasıyla cezadan kurtulmayı amaçlayan kişilere, artık bu maddenin gelişigüzel cezada indirim sebebi yapılamayacağı manasına geliyor.

Kadın Sağlık Çalışanlara Karşı İşlenen Bazı Suçlar Açısından, Cezaların Alt Sınırı Yükseltildi

Türk Ceza Kanunu 86. maddesi, “kasten yaralama suçu”na ilişkindir. 86/2; mağdurun basit tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralanması halinde normalde 4 ay olan ceza alt sınırının,  mağdurun kadın olması halinde 6 ay olarak yükseltilmesi şeklinde değiştirildi.

Bu madde, esasen sadece sağlık çalışanlarının çıkarı için değil, ülkemizde kanayan yara olan kadına şiddet vakaları düşünülerek değiştirilmiştir.

Yine Ceza Kanunu 106. maddesindeki “tehdit” suçu açısından, mağdurun kadın olması halinde ceza alt sınırı 6 ayken 9 aya çıkarılmıştır.

Değişikliğin; erkekleri kapsamayışıyla genel manada sağlık personeli açısından, caydırıcılıkta hiçbir etkisi olmayacak 2-3 aylık artışla da şiddet mağduru kadınlar açısından yetersiz olduğunu açıklamaya gerek olduğunu zannetmiyorum.

Mesainiz Sırasında Kamu Hizmeti Yönünden Yaşanan Aksaklık Cezada Artış Nedeni

Sanıyorum ki bu madde bireysel olarak sizleri değil, aldığı hizmet aksayan diğer hastaları düşünerek değiştirilmiştir. Ne var ki, karşı tarafın alacağı cezada 1/6 oranında artış da ucundan kıyısından sağlık personeline etki edecektir.

“Israrlı Takip Mağdurları” Yönünden Eklenen Bir Detay

Ceza Kanunu madde 123’e eklenen bu değişiklik, daha çok aile içi şiddet düşünülerek yapılmıştır. Fakat bu sene başında yaşanmış bir olayı anımsattığı için, bu değişikliğin hekimlerimiz ve genel olarak kadın yahut erkek tarafından rahatsız edilen insanlar yararına da nasıl kullanılabileceğinden bahsetmeden geçmek istemedim:

Derneğimizi arayarak hukuki destek talep eden bir üyemiz; bir hasta yakınının, tabiri caizse kendisine nasıl musallat olduğundan şikayetçiydi. Kişinin hekim arkadaşımıza verdiği rahatsızlık öyle boyuta gelmişti ki, ailesi ve kendisi adına hissettiği endişelerden ötürü, başka bir şehre tayinini istemek zorunda kaldı.

Basında “ısrarlı takip mağdurları” tanımı genel olarak kadın şiddeti boyutuyla gündeme gelse de; aslında kadın-erkek herkes bu suçun mağduru olabilmektedir. Örneğin bir hastanın numaranıza ulaşarak sizi taciz boyutuna varacak derecede rahatsız etmesi yahut hakkında beyaz kod verdiğiniz kişinin dava dosyasından adres-telefon bilgilerinize ulaşarak sizi tehdit etmesi vb. durumlarda, eğer mesele işyeri veya ev adresinizi değiştirmeye ya da pek sık bu raddeye gelinmese de hekim arkadaşımız gibi tayin istemeye varacak boyuta geldiyse, bu değişiklik, mevcut davanızda veya şahsa karşı uzaklaştırma kararı çıkarmanızda işinizi kolaylaştırabilecektir.

Sağlık Çalışanını Kasten Yaralama Suçu Katalog Suçlar Arasına Alınmıştır

Katalog suç; işlendiğine dair, somut delillere dayalı kuvvetli şüphe olan suçlara denir. Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 100/3, bu suç tiplerini bir bir saymıştır. Madde 100/3-j eklemesiyle; bu sayılı suçlar arasına “sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu” da tutuklama sebebi olarak dahil edilmiştir.

Esasen, bu cümlenin aynısı 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Kanunu Ek/12-1’de, 2014 senesinden beri vardır. Maalesef ki geçtiğimiz 8 yıl boyunca nadiren uygulanmıştır. Yapılan güncel hareket; yürürlükte olan aynı cümleyi farklı kanuna taşıyıp, madde ek/12-1’i yürürlükten kaldırılmaktan ibarettir. Bu konuda sorun düzenleme değil, uygulamadır.

Mesleki Sorumluluk Kurulu Oluşturulacak

Bu yeni düzenleme ile birlikte, hekimlerin tıbbi işlem ve uygulamalarına ilişkin doğrudan soruşturma başlatılamayacak; soruşturmalar, oluşturulacak “Mesleki Sorumluluk Kurulu”nun iznine tabi hale gelecek.

Yerli yersiz her şikayetin, hekimi tehdit altında hissettiren bir soruşturma olarak dönmesi, hekim için eminim ki yorucudur. Mesleki Sorumluluk Kurulu denen oluşumla birlikte, haksız ve asılsız şikayetlerin elenerek hekime yansımayacağını umuyorum.

Yine, İdare yani bu durumda Sağlık Bakanlığı tarafından, davacı hastaya tazminat ödenmesi durumunda, kamu sağlık çalışanlarına rücu edilip edilmeyeceğini, rücu tutarına ilgilinin görevinin gereklerine aykırı davranmak suretiyle görevini kötüye kullanıp kullanmadığını, kusur durumunu göz önüne alarak bu Kurul karar verecektir.

Öte yandan; Mesleki Sorumluluk Kurulu, mevcut davaları ötelemek dışında anlamlı bir çözüm üretemeyecektir. Yine, rücu davalarında, hekimin Bakanlık’ın ödediği tazminattan rücuen sorumlu olup olmayacağına karar verecek merciin, Bakanlık’ın kendisine bağlı oluşuyla tarafsız ve adil kararlar veremeyeceğini düşünüyorum.

Özetle, yeni düzenlemeler yine caydırıcı ve yeterli değildir. Sağlık çalışanları, çalışma şartlarının iyileştirilmesini, hedef gösterilmemeyi, şiddetin azalmasını, yani herkes gibi insanca çalışabilmeyi istemektedir.

Hal böyleyken, getirilen yenilikler; esas sorunların hekimler ve meslek örgütleriyle konuşulmaksızın, buzdağının görünen yüzüne dair bazı düzenlemelerden öteye gidememiştir.

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Mayıs 2022 tarihli 11. sayısında yayımlanmıştır.

You may also like

Leave a Comment