Home Seyahat Tek Başına da Olur

Tek Başına da Olur

by İbrahim ALTUNOK
0 comments

Bolu Gezisi ile bu sene Kar Kampı’na neredeyse doydum diyebilirim. 2017 – 12 – 23 Aralık arasında Bolu ve çevresinde yaptığım geziden derlediğim rotamı kısa notlar ekleyerek sizinle paylaşmak istedim. Hem gezdiğim yerler hakkında bilgiler aktarmaya çalıştım  hem de konumları paylaştım. Yaklaşık 950 km yol yaparak 25 saatimi araba kullanarak geçirdiğim oldukça keyifli bir gezi oldu.

11 GÜNLÜK BOLU GEZİSİ VE 7 KAMP ÖNERİSİ

Bolu Gezisi ve Kış Kampı

Bu gezinin ilk 2 gününde bana Melike @melkeontheroad ve Tuğçe @bilinmeyenrota eşlik etti. İstanbul’dan yola çıktıktan sonra ilk kamp yapacağımız yer olarak Kardüz Yaylası’nı seçtik. Bu güzel ekiple Kardüz Yaylası’nda 2 gün geçirdikten sonra ben “tek başına da olur” diyerek yola yalnız devam ettim.

Kardüz Yaylası

Düzce’den yaklaşık 48 km uzaklıktaki Kardüz Yaylası oldukça büyük. Daha çok bir tepeyi andırdığı için biraz sarp bir yapısı var. Çıkış yolu normal araçla çıkmak için uygun. Kış değilse her türlü araçla çıkılabilir. Telefon bazı bölgelerde çekiyor. Manzarası nefis. İlkbahar ve yaz ayları ziyaret için uygun zamanlar olacaktır. Tabii Kardüz Yaylası’nın 1830 m rakım ile Düzce’nin en yüksek noktalarından biri olduğunu düşünürsek en sıcak mevsimde bile soğuk olacağını unutmayın.

Aladağ Göleti

Kardüz Yaylası’nda sonra ekipten ayrılarak Kartalkaya ‘ya doğru yöneldim ve aslında planda olmayan ama gördükten sonra çok beğendiğim Aladağ Göleti’nde kamp yaptım. Bolu – Kartalkaya yolu üzerinde bulunan Aladağ Göleti ve ona bağlanan Aladağ Çayı çevresinde kamp yapacak güzel yerler yakalamak mümkün. Bana sorarsanız kamp için en uygun mevsim kış ama bölgedeki vahşi yaşama dikkat etmek lazım. Yazın ise hemen batısındaki Göksu Tabiat Parkı kamp için daha uygun olabilir.

Yedigöller Milli Parkı

Doğa ile başbaşa zaman geçirmeyi seven biriyseniz Yedigöller’i es geçebilirsiniz. Ben biraz hayal kırıklığı yaşadım. Pek bana göre bir yer değilmiş. Ayrıca Yedigöller değil, Yedigöletler demek daha uygun olurdu , zira oldukça küçükler. İçeride restoran ve kafeler mevcut. Turistik bir tesis gibi kurgulanmış. Kamp için izin verilen alanın oldukça küçük olmasının yanı sıra piknik alanlarının ve aynı zamanda otoparkın dibinde olduğu için sabah gelen otobüslerin ve piknikçilerin sesleri ile uyanabilirsiniz. Görmek isteyenlere günübirlik bir gezi öneriyorum.

Yedigöller’de 1-2 saat geçirdikten sonra Bolu’ya geri dönmeye karar verdim. Akşam saatleri yaklaşıyordu ve kalacak yer bulmam gerekiyordu. Yedigöller’den çıktıktan sonra Bolu’ya dönüş yolu üzerinde gördüğüm karlı bir orman yoluna girdim ve bulduğum ilk geniş alana çadırımı kurdum. Telefon çekmediği için tam konumu maalesef yok ama burada çektiğim kamp videosunu aşağıda izleyebilirsiniz. Aynı gecede hem kar yağışına, hem de sağanak yağmura şahit oldum. Gerçekten çok keyifliydi.

Sinekli Yaylası

Sabah kalkar kalkmaz kahve yapıp yola koyuldum ve rotayı sonbaharda keşfe geldiğim Sinekli Yaylası’na doğru çevirdim. Vardığımda Aladağ ve Yedigöller’e göre oldukça sıcak bir hava (6-7 derece) karşıladı beni. Bahar gibi başlayan kamp gece havanın -5 dereceye düşmesi ve kar yağışı ile kış kampına döndü. Sinekli Yaylası Bolu Gezisi boyunca kamp yapmaktan en çok keyif aldığım yer oldu.

Abant Gölü ‘ne 3 km uzaklıkta. Kalabalık sevmiyorsanız eylül ve nisan ayları arası en güzel zamanları diyebilirim.

Kocayayla – Düzce

Sinekli Yaylası hem güzel bir deneyim, hem de sakin bir kamp olmuştu. Buraya çok yakın olan ve sözüne değer verdiğim doğa sever arkadaşlarımdan adını çok duyduğum Kocayayla’yı da dönüş yoluna çıkmadan önce ziyaret etmek istiyordum.

Kocayayla’nın yolu çok zevkli. Samandere Şelalesi ile birlikte anayoldan ayrıldıktan sonra 10 km’lik yolun neredeyse tümünü bir derenin yanından gidiyorsunuz. Bazı yerlerde coşuyor, bazı yerlerde sakin ama hep bir su sesi ve mis gibi orman size eşlik ediyor. Kocayayla’ya vardığınızda ise görkemli çam ağaçları ile birlikte yemyeşil ve temiz bir yayla sizi karşılıyor. Oldukça etkileyici bir doğası var. En çok keyif aldığım yaylalardan biri burası. 1450 m rakımda ve Düzce’ye yaklaşık 35 km mesafede.

Sülüklü Göl Tabiat Parkı

Bolu Gezisi’nin en can alıcı yerlerden biriydi. Koca bir dağın çökmesi ile oluşmuş Sülüklü göl tam bir doğa harikası. 1100 metre rakıma sahip ve 38’i endemik olmak kaydı ile 400 üzerinde bitki türünü barındırıyor. Sülüklü Göl yolu biraz bozuk. Anayoldan ayrıldıktan sonra 9 km’lik yol yaklaşık 30-40 dakika civarında sürüyor. Ziyaret için benim önerim soğuk aylar olacaktır. Sıcak zamanlarda oldukça kalabalık olduğu için rahat edilemeyebilir.

Sülüklü Göl aslında tam bir tabiat harikası ama maalesef çok popüler olduğu için çok pis. Bu da çok üzücü. Giderseniz mutlaka mıntıka temizliği yapmaya özen gösterin.

Kuzuyayla Tabiat Parkı

Bu 11 günlük gezinin son durağı Kartepe civarında bulunan Kuzuyayla oldu. Burası benim ilk kış kampı yaptığım yer. O yüzden ayrıca önemli. Her sene 1-2 defa mutlaka uğruyorum. Asfalt yol yaylaya kadar çıktığı için yaz aylarında hafta içi dahi kalabalık oluyor maalesef. İçinde restoran, tuvaletler, elektrik vs. imkanlar da buna eklenince çok uğrak bir yer haline geliyor. Kar yağdığı zamanlarda beyaz bir örtü ile kaplandığı ve çok sakin olduğu için benim önerim Sonbahar ve kış aylarında ziyaret edilmesi olacaktır.

Ayrıca yürüyüş sevenler için Kuzuyayla’ dan birkaç kilometre uzaklıktaki Altıoluk Yaylası’na doğru güzel rotalar çıkarılabilir.

2-23 Aralık 2017 tarihinde yaptığım bu 11 günlük Bolu Gezisi’nde ziyaret ettiğim ve kamp yaptığım konumlar bu şekilde ama gördüğüm yerler anlatmakla bitmez. Bu rotada 15 günüm daha olsaydı bile gidilecek yerleri bitiremezdim sanıyorum. Zaman sınırlaması nedeni ile birçok yeri de es geçtim. Ve bir kere daha gördüm ki; Türkiye gezerek bitirilecek bir ülke değil. Siz de boş durmayın, yola çıkın, doğanın ve hayatın tadını çıkarın, ertelemeyin, bahane üretmeyin…

NOT
Lütfen gittiğiniz yerleri temiz bırakın,
ayrılırken mutlaka mıntıka temizliği yapın,
doğayı koruyun.

@tekbasinadaolur

https://www.tekbasinadaolur.com/

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Ekim 2022 tarihli 12. sayısında yayımlanmıştır.

You may also like

Leave a Comment