Acil Tıp camiasında bir çoğumuz dalış sporu ile ilgileniyoruz. Kimimiz serbest dalış kimimiz ise aletli dalış ile ilgileniyor. Bizim kliniğimizde de hem hocalarımızdan hem de asistanlarımızdan bu sporu yapanlar olması üzerine ben de bir süre önce merak ederek başladığım aletli dalışa PADI Advanced Open Water Diver olarak devam etmekteyim. Dalış konusunda benim en çok ilgimi çeken ise, batıklar ve arkeolojik buluntular denebilir. Dalış sırasında da mümkün olduğu kadar, daha sonra paylaşmak üzere kayıt altına almaya çalışırım.
Bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak için ekipçe Çanakkale Savaşı batıklarına dalış düzenlemeye karar verdik. 29-30 Ekim günlerinde toplamda 4 başarılı dalış gerçekleştirerek, hem Cumhuriyet Bayramı’nı kutladık, hem de cumhuriyete giden yolda ilk adım olan Çanakkale Savaşlarını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şanlı mehmetçiğimizi andık.
Savaş Başlıyor
Osmanlı Devleti İttifak Devletleri ile I.Dünya Savaşı’na girdiğinde, savaş bütün Avrupa’yı sarmış, dört bir yanda yeni cepheler açılmaktadır. Rusya ekonomik olarak zor durumdaydı, İtilaf Devletleri’nin Rusya’ya en kısa yoldan ulaşması için Çanakkale ve boğazların geçilmesi gerekiyordu. Yeni açılacak bu cephe ile diğer cephelerin yükü azaltılacak bu esnada Osmanlı başkenti olan İstanbul da zapt edilecek ve savaş daha erken sonlanacaktı. Bu amaçla İngilizlerin ve Fransızların önderliğinde daha önce hiç görülmemiş büyüklükte bir donanma kuvveti toplanarak Çanakkale Deniz Harekatı planlandı. Fakat hiç de umdukları gibi olmadı. Kahraman Mehmetçik, kanının son damlasına kadar çarpıştı vatan toprağını terk etmedi. Müttefikler bu direnç karşısında uzun çabalar gösterseler de en sonunda ellerinde kalan ne varsa toplayıp gittiler…
“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Dalış planı
Bizim planımızda rekrasyonel dalışa uygun no-deco planı ile yapılacak olan 4 nokta mevcuttu. Bunlar H.M.S. Louis, H.M.S. Lundy, Gana Wreck ve H.M.S. Majestic. Fakat kuvvetli akıntı ve sert hava koşullarından H.M.S. Majestic dalışını güvenli bulamadığımızdan iptal ettik. Aslında bazı başka batıklar da mevcut fakat bunlar 60-100 metre arası derinlikte ve boğaz hattında yer aldığı için rekrasyonel dalışa uygun değiller.
Dalış günü
İlk günkü dalışımız, için sabah erkenden kalkıp teknemizin kalkacağı Kabatepe iskelesine geliyoruz.
Hava oldukça rüzgarlı deniz ise epey dalgalı, Çanakkale çıkartmalarının yapıldığı kıyıları, tepeleri izleyerek yaklaşık 30 dakika sonra ilk dalış noktasına varıyoruz. Ekipçe brifing yapıp, dalış planımızı konuşuyoruz. İlk olarak H.M.S. Lundy’e klavuz ip yardımı ile ineceğiz fakat akıntı ve dalga çok kuvvetli.
Bir süre dalglalar ve akıntı ile cebelleşip aşağı doğru inişe geçiyoruz. Günün ilk dalışına bu şekilde başlamak oldukça yorucu oluyor haliyle. Maalesef ki girişte harcanan enerji ve hava gezinti süresinin kısalacağını gösteriyor. Yavaşça Çanakkale’nin mavi sularını katman katman geçiyoruz, her katmanda suyun rengi değişiyor ve dibe doğru yaklaşırken batığımızın silüeti ortaya çıkıyor. H.M.S. Lundy yaklaşık 28-30 metre derinlikte bulunuyor. H.M.S. Lundy aslında 188 tonluk bir balıkçı gemisi olarak 1908 yılında inşa edilmiş, I Dünya Savaşı ile İngiliz Donanması’na katılmıştır. Çanakkale Savaşları sırasında mayın arama tarama faaliyetlerinde kullanılan gemi, Suvla koyunda hasar alması sonucunda batmıştır. Batık oldukça sağlam durumda ve deniz canlılığı da son derece yüksek. Batığı sakince baştan sona gezerken, Çanakkale Savaşlarını düşününce ürpermemek elde değil… Vaktin nasıl dolduğunu anlamadan dalış lideri çıkışı işaret ediyor, grupça toplanıp yüzeye çıkıyoruz.
Sırada ikinci batığımız H.M.S Louis var. Biz dinlenirken, teknemiz H.M.S. Louis batığının olduğu noktaya doğru yola çıkıyor. Gözüm Conkbayırı’na takılıyor… Ah ne büyük fedakarlıklar ah!
H.M.S. Louis için yine klavuz ip yardımı ile aşağıya iniyoruz, bu sefer hava daha yumuşak, dalgalar azalmış fakat akıntının kuvveti yine hissediliyor. H.M.S. Louis Laforey sınıfı İngiliz Kraliyet ordusu destroyeridir. 30 Aralık 1913 yılında hizmete açılmış, Çanakkale çıkarması sırasında aktif görev almıştır. Geminin su kazanları askerlerin su ihtiyacını gidermek için kullanılmaktaydı. Çıkartma sırasında Suvla koyunda, 31 Ekim 1915’te Türk topçusunun başarılı atışı sonrası hasar almış daha sonra sürüklenerek karaya oturmuştur. Bugün yaklaşık olarak 15 metre derinlikte büyük çoğunluğu kuma gömülü halde bulunmakta olan gemi enkazı tipik su kaynatıcı kazanları ile hemen kendini belli etmektedir. Dalış noktasından direkt olarak batık üzerine inerek dalışımıza devam ediyoruz. İlk önce su kazanları gözümüze çarpıyor, 100 yılı aşkın süredir burada kalan enkaz yarısından çoğu kuma gömülmüş bir halde ve parçalara ayrılmış. Bir önceki ekip burada bir Akya sürüsü görmüşler fakat biz indiğimizde alanda çok az canlılık vardı.
2. Gün yine erkenden kalkıp teknemiz ile açıldık. Bugün Gana batığı ve Bebek kayalıkları reefine dalış planlıyoruz. Düne göre sakin ve güzel bir hava mevcut. Kısa bir yolculuğun ardından Anzak koyuna varıyoruz. Savaş sırasında kıyıya asker, mühimmat, gıda vb malzemeleri taşıdığı düşünülen 18 metre uzunluğunda bir tekne olan Gana batığının 25 Nisan 1915’te battığı düşünülmektedir.
Ahşap bir tekne olmasına karşın büyük oranda korunmuş halde olan batığın çevresinde deniz canlılığı son derece fazlaydı. Çevresinde birkaç kez dolandıktan sonra yüzeyde buluşuyoruz.
Son olarak Bebek kayalıklarına dalışımız gerçekleştiriyoruz. Mitolojiye göre bölgede antik bir kent olan Agospatami önemli bir yerleşim noktasıdır ve korsanların ilgi odağıdır.Altın post anlamını taşıyan bu antik şehrin mitolojide kişiye ölümsüzlük verdiğine inanılıyormuş .Bu ölümsüzlüğü ele geçirmek isteyen korsanlar şehre devamlı saldırıda bulunup burayı istila etmeye çalışırlar. Korsan baskınlarından korkup kaçan halk ise bebeklerini denizin ortasındaki bu kayalıklara bırakır, savaş sonrası da gelip alırmış. Gezmesi oldukça keyifli olan bir reef, canlılık son derecek bol, yer yere kayalıklar üzerinden 15 metreye varan seviye kayıpları size uçuyormuş hissi veriyor.
Dalış sırasında çektiğim videolar ve arşiv görüntülerinden oluşturduğum video:
Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Şubat 2023 tarihli 13. sayısında yayımlanmıştır.