Dağların ve Doğanın İçinde Bir Kuş Misali Hayatım


Bundan yıllar önce bana biri doğa tutkunu olacaksın diyecek olsaydı; biraz düşünür, sonra güler geçerdim sanırım.

Üniversite yıllarında kendimi doğa da daha iyi hissettiğimi anladığımdan bu yana, kendi arayışımı sürdürmeye devam ettim. Bireysel olarak sürdürdüğüm tabiatı tanıma çabam, arkadaşımın beni bir doğa kulübü ile tanıştırmasıyla rotasını bulmuş oldu.

Başlarda kolay yürüyüşlerle başladığım bu yolculukta, sonraları sırasıyla hiking, trekking, dağcılık ve kaya tırmanışını deneyimlemeye başladım ve kendi sınırlarımı keşif yolculuğum böylelikle başladı.

Bu sürecin zorlukları da vardı tabi ki. Örneğin bir dağın zirvesine çıkmak için yola çıktığınızda, irtifa kazandıkça oksijen miktarı azaldığından dolayı ağaçları ve ya çiçekleri değil zirvelerdeki taş ve toprak zeminleri görmeye başlayabilirsiniz. Dağcılık tutkunu olmayan bir insana bu durumu anlattığınızda alacağınız cevap çoğu zaman size motive edici olmayacaktır. Dağları henüz keşfetmemiş insanlara, her zirvenin bir coşku, bir tutku aynı zamanda bir sınav olduğunu anlatmanız oldukça zor olacaktır.

30 yıllık yaşam deneyimim insanın tutkularını keşfederken cömert olması gerektiği yönündedir.

Zirveyi tırmanırken her seferinde, mavi önlüklerinizi giydiğiniz zamanlardaki saflık ve coşkuyla, modern hayatım bulamayacağım  mutluluğa erişiyorum.

Sürecin sonu coşkulu, fakat gidiş yolu her zaman o kadar kolay olmuyor. Yaz dağcılığı eğitimini ilk almaya karar verdiğimde, yükseklik korkum vardı. Kayaların üzerinde kendimi bulduğumu farkettiğimde kendi kendime dedim ki ‘ Korkular, tutkulara ulaşmak için aşılması gereken ufak bir engel sadece. Korkularım hayatı yaşamamın önünde engel olamaz’.

Bilen bilir, yaz dağcılığı eğitimi bu işin başlangıcıdır.

Kış dağcılığı için hem maddi, hem manevi olarak kendini hazırlaman gerekir.

Hayatta bazı şeylere yatırım yapmak gerekir. Örneğin kendinize ev alabilirsiniz, ya da tüm maddi birikimleri bırakıp heyecanınız peşinden koşarsınız. Bir mesai çıkışı hayatı sorgularken, kendimi fiziksel ve zihinsel olarak en çok doyuracak aktivitenin doğaya dört elle sarılmak olduğunu farkettim. Böylelikle kış dağcılığı eğitimlerinde kendimi buldum. Ekipmanlarımı tamamladım ve zirvelere doğru yol almaya başladım. Bu hayatta kendime yaptığım en iyi yatırımlardan biri olduğunun farkında olarak, kayalara tırmanıyorum.

Deneyimlerimi başkalarına da aktarmak için, gönüllü yürüyüş liderliği yapmaya başladım.
Yürüyüş liderliğinin de zor yönlerinin olmadığını söylemek yanlış olur. Farklı farklı insanlar bir araya geliyor, yürüyüş temposunu ayarlamak, herkesin ekip olarak hareket etmesini sağlamak, molaları kısa veya uzun olmasını engellemek, herkesi güvende tutmak,bir yandan da  rotayı takip etmek gibi sorumluluklarımız var. Fakat insanların doğayla buluştuklarında hissettikleri duygulara ortak olmak çok değerli.

 Her bir insan farklı bir deneyim, her bir yürüyüş mutlu bir anı olarak kalıyor hafızamda.

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Mayıs 2022 tarihli 11. sayısında yayımlanmıştır.

Galeri


Paylaş Paylaş