Kuzey Kıbrıs ve Acil Tıp


Sevgili Acil Tıp gönüllüleri… Birçoğunuz belki de kongre veya sempozyum amacıyla beş yıldızlı bir otele Kıbrıs diye geldiniz. Otelden bir tur otobüsü de sizi Girne’ye limana götürdü, çarşıda gezdiniz, içki ve hellim aldınız. “Kıbrıs da çok iyiymiş yahu! Çok da ucuz!” diyip otelinize geri döndünüz. Kumarhane ve gece hayatı için özel olarak gelip gidenler de cabası tabi. Ama Kıbrıs, işte o sizin bildiğiniz Kıbrıs değil. Bir kere adı bile farklı; KIPRIS

Ege Üniversitesi Acil Tıp 2014 ihtisaslı olan bendeniz Mayıs 2018’den beri Ada’da, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi bünyesinde Acil Servis Sorumlu Hekimi ve de Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktayım. Bu yazıda size Kuzey Kıbrıs’ta TC vatandaşı bir hekim olmaktan ve Acil Tıp Uzmanlığı’ndan biraz bahsetmek istiyorum.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı teşkilat yapısı oldukça basittir. Sağlık Bakanı, Bakanlık Müsteşarı, Özel Kalem Müdürü, Bakanlık Müdürü, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi (sağlık merkezleri, sağlık ocakları, sağlık odaları) ve de Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi olarak kabaca ayrılır. Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’ne bağlı sadece biri 3. basamak niteliğinde olan toplam 5 hastane vardır. Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi (3. basamak – 379 yatak), Gazimağusa Devlet Hastanesi (2. basamak – 186 yatak), Girne Dr. Akçiçek Hastanesi (2. basamak – 48 yatak), Güzelyurt Cengiz Topel Hastanesi (2. basamak – 45 yatak) ve Lefkoşa Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi (180 yatak). İl sağlık müdürlüğü, ilçe sağlık gibi kavramlar yoktur. Herhangi bir probleminizde direk Sağlık Bakanı’nın kapısını çalabilirsiniz. Size bir gavecik söyler, muhabbet edersiniz fakat probleminiz öyle kolay çözülmez. Bürokrasi ağırdır. Günler kısadır. Perşembe günleri hariç devlet daireleri saat 14:00’ de paydos der. Perşembe ise saat 16:00’da biter. Sanmayın ki saat 14:00’te biten günlerde öğle tatili yoktur; bir saatcik o da vardır.

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin (KTTB) resmi internet sitesinde yaklaşık 1138 hekimin kaydı vardır. Yalnızca KKTC vatandaşlığı olan hekimlerdir bu listedekiler. Bunlardan yaklaşık 254’ü diş hekimi ve 143’ü ise pratisyen hekim olarak göze çarpar. Geri kalan 741 hekimin ise uzmanlığı mevcuttur. Bu uzman hekimlerden ise sadece 3 tanesi Acil Tıp Uzmanıdır. Ama bahsettiğim gibi bu kayıtlar KKTC vatandaşlığına sahip hekimlerin listesidir. Bunlardan ayrı olarak, içlerinde benim de bulunduğum 3’ü klinisyen, 2’si ise sadece üniversitede öğretim elemanı/akademisyen olan 5 Acil Tıp Uzmanı daha vardır KKTC’de; yani toplam Kuzey Kıbrıs Acil Tıp Uzmanı sayısı 8’dir. Devlet hastanelerinde memur olarak çalışan ikisi dışında, Yakın Doğu Üniversitesi’nde 4, Dr Suat Günsel Girne Üniversitesi’nde 1 ve Lefke Avrupa Üniversitesi’nde de 1 olmak üzere dağılmışlardır. Bu saydığım üniversiteler özel okul statüsünde olup Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu tarafından da tanınmaktadırlar.

KKTC vatandaşı değilseniz Ada’da hekimlik yapabilmek için önce bir çalışma iznine ihtiyacınız vardır. Bu çalışma izni oturma iznini de barındırır ve haliyle bir işvereninizin olması gerekir. İşveren ile anlaşıp sözleşme imzaladığınızda anlaştığınız kurum sizin adınıza, sizden gerekli evrakları da toplayarak, Çalışma Dairesi’ ne çalışma izniniz için başvuru yapar. Bu süreçte Ada’dan çıkıp tekrar çağrılana kadar başka ülkede olmalısınız. İşler yolunda gider ve ön izniniz çıkarsa kurum sizi tekrar Ada’ya çağırır ve bu sefer TC vatandaşı dahi olsanız, kimliğinizle değil de pasaportunuzla ülkeye giriş yapmanız gerekir. Çalışmaya başlasanız bile sigorta primlerinin yatması için bu verilen ön iznin kesinleşmesi gerekir. Bunun için sistemin size otomatik olarak atadığı bir laboratuvara gidip bulaşıcı hastalık taraması için kan ve gaita tetkiki vermeli, akciğer filmi çektirmelisinizdir. Sonra da KTTB’ye kurumunuz sizin adınıza üyelik için başvuruda bulunur. Bu süreçler 1.5-2 ay kadar sürdükten sonra artık resmi olarak KKTC’de çalışma ve oturma hakkı olan bir hekimsiniz. Fakat sadece 1 yıllık… Her sene bu tetkikler tekrar yapılır ve işvereniniz sizin için yıllık çalışma izni harcını öder, siz çalışmaya devam ederken bu izinler, bu sefer Ada’dan çıkmadan yenilenebilir. Fakat KTTB kayıt ücretini ve de yıllık aidatını cepten vermeniz gerekmektedir. Yıllık aidat her yıl peşin alınır (2020 yılı için 680 TL kayıt ücreti + 1360 TL 1 Yıllık aidat). 2 yılda bir de kayıt ücreti tekrar talep edilir. Anlaştığınız kurum dışında başka hiçbir kurumda çalışmaya izniniz yoktur. Öyle bir niyetiniz varsa tekrar KTTB’ den izin almanız gerekir. Son şartımız ise minimum yılın 9 ayı KKTC’ de ikamet zorunluluğudur. Bunun adına ise “KTTB Geçici Üyelik” denmektedir.

1976 yılında çıkarılmış 13 sayılı KTTB yasası şöyle özetler: “Geçici üyeler, devamlı üyeler gibi üyelik yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadırlar ve giriş ücreti ile üyelik aidatını şahsen ödemekle mükelleftirler. Geçici üyeler, Birliğin ve bağlı olduğu Odanın Genel Kurullarına seçme, seçilme ve oy kullanma hakkı olmaksızın katılabilirler; söz alarak görüş bildirebilirler”.

KKTC’ de acil sağlık hizmetleri; devlet hastanelerinin acil servisleri, Yakın Doğu ve Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanelerinin acil servisleri ve birçok küçük ölçekli özel hastane acil servisleri bünyesinde verilmekle birlikte, Sağlık Bakanlığı Acil Yanıt Sistemi telefon numarası ise Türkiye’deki gibi 112’dir. KKTC genelinde bulunan 16 istasyonda 112 Acil Ambulans Servisi hizmeti hemşire ve paramediklerce verilmekte olup bu servisin başındaki sorumlu hekim ise deneyimli bir pratisyendir. Doktorlu hasta transferleri yok denecek kadar az yapılmaktadır. Lefkoşa ve Girne’deki devlet hastanelerinde görevli birer Acil Tıp Uzmanı (ATU) dışında devlette başka ATU yoktur. Ülkenin en donanımlı hastanesi olan Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesi, ülkenin ikinci en donanımlı hastanesi olma özelliğini taşıyan Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi (GÜ) Hastanesi ile koordineli çalışmaktadır. YDÜ’de 3 tane, GÜ’de ise 1 tane ATU tam zamanlı olarak görev yapmaktadır. Merkezi YDÜ olan 153 Acil Yanıt Sistemi, 7/24, bu iki hastaneye hizmet vermektedir.

KKTC halkının almak istedikleri hizmetin türüne göre acil durumlarda 112’yi değil de 153’ü arayıp özel hizmet talep etme gibi bir şansları bulunmaktadır. 153 Acil bünyesinde 10 adet tam donanımlı ambulans Ada genelinde hizmet vermektedir. Çağrıları ise o nöbet şiftinde görevli olan paramedikler YDÜ Acil Servis deskinde karşılayıp hızlıca vakaya çıkmakta veya GÜ 153 ambulansını yönlendirmektedir. 112 ambulansları çıktıkları vakaların hiçbirini devlet harici özel merkezlere nakletmezken, 153’de hiçbir zaman YDÜ ve GÜ dışında bir hastaneye nakletmez. Çalıştığım kurum olan YDÜ Hastanesi; Lefkoşa’da, YDÜ Kampüsü içerisinde, 55.000 metrekarelik kapalı alana sahip olan, fonksiyonel olarak üç, dört ve dokuz katlı üç ana bloktan oluşmaktadır Yirmiikisi VIP olmak üzere, 209 tek kişilik hasta odası, 8 ameliyathane, 30 yoğun bakım ve 17 yeni doğan yoğun bakım ünitesi ile sağlık hizmetleri sunmaktadır. Ada’da TC SGK ile anlaşması olan tek kurumdur. Acil servisimizde, resüsitasyon, travma, üç adet muayene odası, bir triaj odası ve yatak başı monitörleri olan on iki kişilik müşahade alanı bulunmakla birlikte, elimizin altında bir EKO ve bir de konveks ve lineer problu bir Ultrason cihazı her zaman bulunur.

Yirmidört saatte acile başvuran hasta sayısı ortalaması (2019-2020 Ocak arası) 50 hastadır. Biz 3 ATU bir ayda yedişer tane 24 saatlik nöbeti yanımızda bir pratisyen hekimle beraber tutuyoruz. Fakat nöbet ertesi veya boş olan günlerimizde lisans veya önlisans sağlık bölümlerine anlatmamız gereken teorik ve uygulamalı derslerimiz olabiliyor. İntörn ve stajyer doktorların eğitimleri de buna dahil tabi. Olumsuz bir noktaya da değinmeden geçemedim. Hem zaten az olan ülke nüfusu, hem devletin genel sağlık sigortasının özel hastaneleri kapsamaması, hem de TC SGK’nın bile TC ile eş değerde geniş geniş herşeyi ödememesi nedeniyle, vaka çeşitsizliğinden ve basitliğinden, KKTC’de özel sektörde Acil Tıp Uzmanı olmak klinik becerilerinizin ve reflekslerinizin körelmesini hızlandırabilir.

Kurumum baz alındığında, yıllık, performansa dayalı olmayan, sabit ve her ay tek kalemde ödenen bir gelir ile Türkiye’de şu sıralar sözleşmeli olarak çalışan bir ATU’nun yıllık net maaşına eşit sayılabilecek bir gelirden bahsedebiliriz. Tabi bu durum aktif klinisyenlik de yapan özel sektör ATU’ları için geçerlidir. Sadece eğitmenlik ise ortalama bir akademisyen maaşına karşılık geliyor.

KKTC’de hayat Türkiye’den pahalı mı?

Aslında bu sorunun cevabı size kalmış. Ev kiraları genelde yıllık veya 6 aylık, sterlin olarak isteniyor (daireler aylık 300 – 500 £). Market fiyatları özellikle meyve ve sebzede daha fazla, markalı giyim kuşam abartı pahalı. Dışarıda lüks kategorisinde olmayan yemek sipariş etmek daha pahalı. Alkol ve benzin daha ucuz olsa da sürekli arabayla gezip sadece alkol ile beslenilmediği için fazla bir anlam ifade etmiyor. Araba fiyatları da daha ucuz tabi (ÖTV vermediğinizi düşünün). İlginç bir anekdot; taşıt vergisi arabanın silindir hacmine göre değil de ağırlığına göre sınıflandırılmış. Çocuğu olanlar için çok önemli bir gider kalemi olan özel okul fiyatları ise Türkiye’ye göre oldukça uygun. Tüm bunlar ele alındığında tamamıyla hayat felsefeniz, sosyal yaşantınız ve aile şartlarınızın nasıl olduğu ile ilişkili olarak hem Türkiye hem de KKTC ekonomik açıdan birbirleriyle yarışabilir.

“Acil sağlık hizmetlerinin desteklenmesi gerekli”

Sonuç olarak, KKTC Acil Tıp Uzmanı bakımından fakir bir ülkedir. Acil sağlık hizmetlerinin acilen deneyimli ATU kadroları ile hem yönetimsel hem de sahada desteklenmesi gerekmektedir. Kadrosuna ATU alabilen ya da almak isteyen sadece iki özel Tıp Fakültesi Hastanesi dışında çalışma imkânı yoktur. Akademik anlamda güzel işlerin yapılabileceği, özgür, özgün ve fırsatlarla dolu bu iki üniversite Ada’nın sağlık hizmeti açığının büyük bir kısmını da karşılamaktadır.

Türkiye’nin en batısında ve en doğusunda hem kamu hem de özel sektörde Acil Tıp uzmanlığı yapmış biri olarak, beni iki buçuk yıldır KKTC’ ye bağlayan belki de en önemli iki faktörden; ilki mesleki anlamda; muayene ettiğim ve iletişim kurduğum çoğu hastanın – KKTC veya yabancı uyruklu olması sebebi ile bu seviyede olduğunu düşündüğüm – bazı özelliklerinin (tıbba saygı duyma, dinlediğini anlama, doktora önyargısız yaklaşım, zorla ilaç istememe, parasetamol dışında ağrı kesici pek bilmeme, vb.) beni mest etmesidir. İkincisi ise rahatına ve keyfine düşkün Akdeniz tipi insan olmamdan ileri gelen mangalcılık ve meyhaneciliğin KKTC’de muasır medeniyetler seviyesinde olmasıdır.

Cuma saat 14:00 oldu mu kasaplar ve marketlerin et reyonları talan edilir, 3 saat içinde raflar boşaltılır ve Ada duman altı olmaya başlar. Kuzey Kıbrıs gibi kendi şahsına münhasır bir adanın Türkiye’ye bu kadar yakın olması ve ulaşım kolaylığı, ada ruhunu, atmosferini ve rahatlığını sevenler için eşsiz bir avantajdır. Yaz aylarındaki nem oranı insanı çileden çıkaracak kadar yüksek olabildiğinden, Ada’ya en çok yakışan ilkbahar ve sonbahar aylarında Kıbrıs’ın tadına doyum olmuyor.

Bir Ege sahil kasabasında bahar akşamları denizden gelen esinti eşliğinde Müzeyyen Hanım ile birlikte dertleşmeyi sevenler için Kıbrıs, tam birebir tutmasa da iyidir, güzeldir.

Galeri


Paylaş Paylaş