Home Seyahat Japonya… Doğan Güneşin Ülkesi…

Japonya… Doğan Güneşin Ülkesi…

by Zeynep Kekeç
0 comments

Japonya’nın geleneklerine en bağlı olduğu güzel ve ruhani eski başkent Kyoto, aynı zamanda halkın geleneksel kıyafetlerle dolaştığını görebileceğimiz ender yerlerden biridir. Geçmişte 300 yıla yakın bir süre boyunca Japonya’nın başkentliğini yapmış, bu özelliği sebebi ile de “Başkentlerin Başkenti” olarak da isimlendirilen ve bu tarihi derinliği sebebi ile sayısız kültür mirasını içinde barındıran bir şehirdir.

Shinto Tapınağı / Tokyo

Altından akan suyun kutsal olduğuna inanılan Kiyomizu Tapınağı ve altın rengindeki Kinkakuji Tapınağı göreceğimiz yerler arasındadır.

Bambu Ormanı / Kyoto

Burada dolaşırken alışveriş yapma imkânı da bulduk. Her türlü gıda ürünü, sebze, meyve, et ve balık ürünleri ile kıyafetlerin bulunduğu kapalı semt pazarlarını gezdik. Kyoto gezimiz sonrasında Japonya’nın yemekleri ile ünlü liman kenti Osaka’ya hareket ediyoruz.

Kapalı Pazar Yeri / Kyoto

Osaka (Japonca: 大阪市 Ōsaka-shi), Japonya’nın Osaka prefektörlüğünün merkezi ve Kansai bölgesinin en büyük şehridir. Şehir, Osaka Körfezi’ne dökülen Yodo Nehrinin döküldüğü yerde yer almaktadır. Sıklıkla Japonya’nın ikinci şehri olarak anılan Osaka, ülkenin tarihteki ticari merkezi idi. Osaka, 1 Ocak 2012 tarihi itibari ile yaklaşık 2,6 milyon nüfusu ile Japonya’nın Tokyo ve Yokohama’dan sonraki üçüncü büyük kentidir ve 19 milyon nüfusu ile dünyanın dokuzuncu büyük metropolitan alanı olan Keihanshin’nin kalbidir. Osaka’ya geleneksel olarak “Milletin Mutfağı” (天下の台所, tenka no daidokoro) veya Japonya’nın gurme yiyecekler başkenti gözüyle bakılmaktadır. Osaka’ya geleneksel olarak “Milletin Mutfağı” veya Japonya’nın gurme yiyecekler başkenti gözüyle bakılmaktadır. Osaka sade anlamıyla “Büyük Tepe” ya da “Büyük Bayır” anlamına gelir.

Oseka Şehir Manzarası / Umeda Gök Binası
Osaka

Osaka’da yapacağımız şehir turumuzda öncelikle 16. yüzyılda inşa edilen ve Japon mimarisinin en güzel örneklerinden birisi olan Osaka Kalesi ile başlıyoruz. Kale, 1585-1598 seneleri arasında Japonya’ya hükmeden, ulusal birliği sağlayan “Toyotomi Hideyoshi” tarafından inşa ettirilmiş olup, kalenin inşasında da ortalama 100.000 işçinin çalıştığı bilinmektedir.

Osaka Kalesi

1496’da, Jōdo Shinshū Budist tarikatı, karargâhlarını eski Naniwa imparatorluk sarayının kalıntılarının üstüne, yoğunca sağlamlaştırılmış Ishiyama Hongan-ji’nin içine inşa ettiler. 1570’te Oda Nobunaga, 10 yıl sürecek olan ‘tapınağın kuşatılmasına başladı. Keşişler sonunda 1580’de teslim oldular, tapınak yıkıldı ve Toyotomi Hideyoshi o arazinin üstüne Osaka Kalesi’ni yaptırdı.

Osaka, nüfusunun büyük bir yüzdeliğinin tüccar sınıfına ait olmasıyla uzun bir süre Japonya’nın en önemli ekonomik merkezi oldu. Edo Dönemi (1603-1867) ile, Osaka Japonya’nın büyük şehirlerinden biri oldu; eskideki işlek ve önemli bir liman işlevine geri döndü. Popüler kültürü yakın bir şekilde, Edo’da yaşamın ukiyo-e betimlemeleriyle alakalı idi. Kyoto ve Edo’daki sokak kültüründeki gelişmeye paralel olarak, Osaka’da çeşitli bunraku ve büyük kabuki üretimleri, eğlence bölgeleri ve işlek bir sanatsal toplum gelişmişti.

1837’de, düşük dereceli bir samuray olan Ōshio Heihachirō, kentin bölgedeki pek çok fakir ve çilekeş aileyi desteklemedeki isteksizliğine yanıt olarak bir köylü ayaklanmasına önderlik etti. Shogun memurları ayaklanmayı bastırana ve ardından Ōshio’nun kendini öldürmesine dek, yaklaşık olarak şehrin dörtte biri yerle bir edildi.

Osaka Kalesi sonrası Japonya’nın en eski tapınaklarından birisi olan Shitennoji Tapınağı’nı ziyaret ediyoruz. Shitennoji, Japonya nın en eski tapınaklarından birisi olup, 593 senesinde Japon Prensi Shotoku tarafından inşa ettirilmiştir. Bu ziyaretlerimiz sonrasında Osaka’nın çarşılarında serbest zaman ayırıyor, alışveriş ve yeme içme cenneti sayılabilecek bu şehrin lezzet duraklarını keşfetme şansına sahip oluyoruz.

Özetle.. Paylaşımın her türlüsü keyiflidir.. Dostlarla yemeği paylaşmak , iyi ve kötü günleri, dertleri ve mutlulukları  paylaşmak… Ben de Acil Tıbba gönül vermiş tüm dostlarla  Japonya gezime dair anılarımı ve gözlemlerimi paylaştım.. Umarım sizler de okurken keyif almış, bir miktar farklı rotaların dinginliğinde dinlenmişsinizdir..

Sağlıcakla ve sevgiyle kalın…

Zeynep Kekeç

You may also like

Leave a Comment