Acil Tıp Bülteni
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
      • Önsöz
      • Yayın İlkeleri
    • Künye
      • Dergi Ekibi
    • İletişim
  • Gündem
  • Hobi
  • Röportaj
  • Seyahat
  • Sizden Gelenler
  • Sayılar
  • İletişim
Aidat Ödemesi Bağış
Acil Tıp Bülteni
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
      • Önsöz
      • Yayın İlkeleri
    • Künye
      • Dergi Ekibi
    • İletişim
  • Gündem
  • Hobi
  • Röportaj
  • Seyahat
  • Sizden Gelenler
  • Sayılar
  • İletişim
  • Üye Girişi
Perşembe, 3 Temmuz, 2025
Son Yazılar
Sağlıkta Şiddet Yasası
Güzel Şehir Van
Ocak 2025 sayımız çıktı. İyi okumalar.
’Bilimin Işığında’ Projesi Devam Ediyor
Bol Sosyal Programlı Özlenen Kongre
Acil Tıp Bülteni
Acil Tıp Bülteni
Aidat Ödemesi
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
      • Önsöz
      • Yayın İlkeleri
    • Künye
      • Dergi Ekibi
    • İletişim
  • Gündem
  • Hobi
  • Röportaj
  • Seyahat
  • Sizden Gelenler
  • Sayılar
  • İletişim
Copyright 2024 - All Right Reserved
Röportaj

Cemil Boz: Sağlıklı Yaşam İçin Spora, Fiziksel Egzersize Evet

by Mehmet Alp Akın 19 Mart 2019
written by Mehmet Alp Akın

Sağlık sektöründe hizmet verenler ama özellikle de acil sağlık sistemi içinde görev yapmakta olanlar, “Sağlıklı olmanın ya da kalabilmenin” ne kadar önemli olduğuna dair pek çok hayat hikayesini hasta ve yakınları ile beraber bizzat yaşayan topluluklardır. Günümüz dünyasında sağlıklı kalabilmeyi zorlaştıran pek çok çevresel faktör, pek çok bireysel yoğunluk yaratan etken ile karşılaşmaktayız. İşte, bu etkenlerle baş edebilmemizi sağlayacak temel araçlardan biri de sportif faaliyetlerdir. Bu faaliyetlerin özendirilmesi, daha fazla oranda insana ulaştırılması ve hakkımız olan kaliteli yaşam için geçtiğimiz yıl sonunda yönetim kurulu üyeliğini gerçekleştirmekte olduğum Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) kurul toplantılarının birinde “Bir meslek topluluğuna ait Basketbol Ligi olabilir mi?” sorusunu tartışmaya açtığımda, tüm kurul arkadaşlarımdan destek gördüm ve belki de ilk kez olacak bir Basketbol Liginin temellerini hep beraber atmış olduk. Sonraki günlerde, TATD’ nin ATAB ile beraber genç ve dinamik diğer grubu EMPACT’ ın başkanı değerli arkadaşım Erkman Sanrı ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalar neticelenmiş oldu.
Geldiğimiz noktada, ülkemizin bir ligi daha olmuş oldu. İşte, TATD BAL olarak kısaltılan ve Basketbol Acil Ligi olarak değerlendireceğimiz bu büyük organizasyonda en az bizler kadar pay sahibi olan İstanbul Gençlik ve Spor Müdürü Sayın Cemil Boz ile değerli ekibinin verdiği katkı da çok büyüktü. Acil Tıp Bülteninin bu sayısında sevgili Uzm. Dr. Erkman Sanrı arkadaşımızın hazırladığı röportaj ile sayın Cemil Boz bey’i  konuk edeceğiz. Kendilerine teşekkür eder, sizlere keyifli okumalar dilerim.
Doç. Dr. Serkan Emre Eroğlu

ERKMAN SANRI: Öncelikle bizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Sorularımıza başlamadan önce bir röportaj klasiği olarak sizden kendinizi tanıtmanızı isteyebilir miyiz?

CEMİL BOZ: Merhaba, 1981 yılında Artvin’ in Yusufeli ilçesinde doğdum. Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümünden 2004 yılında mezun olduktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Sportif Etkinlikler A.Ş.’de Tenis Antrenörü (2004 – 2006) olarak görev aldım. Yine tenis antrenörlüğü yaptığım süreç içerisinde Marmara Üniversitesi  Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi Ana Bilim Dalı Spor Yönetim Bilimleri Alanında Yüksek Lisansımı “Yerel Yönetimlerin Spor Tesislerinde Toplam Kalite Yönetimi Uygulamaları” adlı tez çalışmam ile tamamladım.

2006 yılında başladığım İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde farklı kademe ve birimlerde hizmet verdikten sonra 2013 yılından itibaren Gençlik Hizmetleri ile Personel Eğitim Şube Müdürlüğü ardından 24 Mayıs 2017 tarihinden itibaren İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü olarak görev yapmaktayım.

ERKMAN SANRI: Ülkemizde spor deyince akla ilk futbol gelmekte. Sanırım sonrasında da basketbol geliyor. Sizce bu iki spor dalının, halkımız tarafından diğer spor dallarına göre daha fazla sevilmesinin sebebi nedir?

CEMİL BOZ: Spor kitleleri peşinden sürükleyen toplumsal ve kültürel bir olgudur. Yaş, cinsiyet, din, dil ve ırk ayrımı olmadan evrensel bir dile sahip olan sporun gelişimi toplumların her kesiminde kabul görmüş, desteklenmiş ve özellikle bazı spor dallarında ekonomik ve sosyolojik açıdan da önemli kazanımlar getirmiştir. Ülkemizde özellikle futbolun ve basketbolun gelişimini de bu bağlamda incelemenin önemine değinmek istiyorum. Küreselleşen dünyada özellikle teknolojinin gelişimiyle birlikte sponsorluk ve reklam gibi kavramlar ön plana çıkmış ve dünyada milyonlarca belki milyarlarca insanın takip ettiği organizasyonlar aynı zamanda dev bir endüstri oluşturmuştur. Örneğin NBA, UEFA ve FIFA gibi organizasyonların kitleleri sürükleyen bir yapıya dönüşmesi bu organizasyonları küresel bazda popüler hale getirmektedir. Belirtmiş olduğunuz iki spor branşının takım olma, yardımlaşma, paylaşma, birlikte hareket etme ve mücadele anlamında ülkemizde sporseverlerde daha fazla heyecan, aidiyet ve coşku yaşattığını, ülkemiz insanının karakteristik özelliklerine daha fazla uyması nedenli, daha çok sevildiğini ve takip edildiğini düşünüyorum.

ERKMAN SANRI: Türkiye’de sporun halkımız tarafından profesyonel veya hobi olarak yeteri kadar yapıldığını düşünüyor musunuz?

CEMİL BOZ:  Gençlik ve Spor Teşkilatı olarak 7’den 77’ye sporun yaygınlaşmasını sağlamak, toplumumuzda spor kültürü oluşturmak ve gençlerimizin sağlıklı ortamlarda spor yaparak, sporla büyüyen sağlıklı nesiller olması gayretiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki; ülkemizde gerçekleşen tesisleşme hamlesi ile birlikte günümüzde spora ilgi her geçen gün artmaktadır. İstanbul’ umuzda lisanslı ve faal sporcu sayılarımız her geçen gün yükselen bir ivme ile devam etmektedir. Bir diğer önemli konu ise sivil toplum kuruluşlarımızın ve belediyelerimizin de destekleriyle birlikte ülke olarak spor ülkesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Çeşitli projelerle halkımızı spora teşvik etmek için çalışmalarda bulunuyoruz.

ERKMAN SANRI: 37 yaşındasınız, evlisiniz ve biri kız biri erkek olmak üzere 2 çocuk babasısınız ve İstanbul gibi bir metropolde yaşıyorsunuz. Bunun yanı sıra Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü gibi önemli ve yoğun bir iş yaşamınız var. Günlük koşuşturmacalarınızdan halen aktif spor yapmaya vakit bulabiliyor musunuz? Ve hangi sporlarla daha çok ilgileniyorsunuz?

CEMİL BOZ: Her bir bireyin spora bahane üretmeden  gerekli zamanı ayırması gerektiğini düşünüyorum. Yoğun iş temposundan arda kalan zamanlarda yüzme ve tenis sporuyla ilgileniyorum.

ERKMAN SANRI:  TATD ile İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü arasında gerçekleşecek İstanbul BAL projesini desteklediğiniz için teşekkür ederiz. Birlikte gerçekleştireceğimiz bu projenin topluma, acil doktorlarına ve İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğüne ne gibi katkıları olacağını öngörüyorsunuz?

CEMİL BOZ: Sporla Sağlık birbiriyle doğru orantılı iki kavram olduğu için kuruluşunuz ile işbirliği içerisinde gerçekleştirdiğimiz projenin önemli olduğunu düşünüyorum. İmzalanan bu protokol kapsamında derneğinizce İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğümüz personeline verilecek olan ‘’Temel Yaşam Desteği ve İleri Kardiyak Yaşam Desteği’’ eğitimi ile birlikte spor eğitmenlerimizin ve antrenörlerimizin sporcu sağlığı bakımından bilinçlendirilmesi hususu bizler için oldukça değerli. Ayrıca bir sezon boyunca değerli acil servis çalışanlarınızdan oluşacak olan basketbol takımlarının İl Müdürlüğümüze bağlı spor salonlarımızda sporla buluşmalarına, spor yapmalarına da kurum olarak destek olmaya çalışacağız. Toplumumuzda en etkili rehabilitasyon aracı olan spor sayesinde yoğun tempoda görev yapan sağlık çalışanlarımızın spor yapmaya vakit ayırabilmeleri ve iş verimlerinin artması açısından da faydalı olacağı kanaatini taşıyorum. Aynı zamanda bu proje, diğer meslek gruplarına örnek olması açısından önem arz etmektedir.

ERKMAN SANRI:  Takip ettiğimiz kadarıyla, İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü olarak sadece spor organizasyonlarının gerçekleştirilmesinin ötesinde toplumsal konularda da hassasiyetlerimizi kucaklayan organizasyonlarda bulunuyorsunuz. Bunlara örnek olarak Güreş camiası ile birlikte Zeytin Dalı Harekatı’ na verdiğiniz destek ve çocuklarımız için olan spor okullarının açılışlarını sayabiliriz. Bu ve benzeri sorumluluk projelerinizden bahsedebilir misiniz?

CEMİL BOZ: Kurumumuzun da isminden anlaşılacağı gibi hem gençlik hem de spor alanında çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz. İl Müdürlüğümüze bağlı 7 (yedi) gençlik merkezimizde gençlerimize yönelik gerçekleştirdiğimiz kurslar, geziler ve Bakanlığımızın kamp programları ile birlikte gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutarak, serbest zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Milli ve manevi değerlerine bağlı, topluma entegre olmuş, bilimde, sporda, sanatta bulunduğu her alanda kendini geliştiren bir gençlik tasavvur ediyoruz. Örneğin İstanbul Gençlik  ve Spor İl Müdürlüğümüz bünyesinde faaliyet gösteren Gençlik Merkezlerimizde Suriyeli kardeşlerimizin topluma entegrasyonunu sağlamak  amacıyla başlatılan “Sosyal Uyum” projesi hayata geçirilmiştir ve devam etmektedir. Yine keza Gençlik Hizmetlerinde uygulamada olan ‘Kıraathaneler Aslına Dönüyor‘ ve Kitap Okuma Halkaları da’ birer sosyal sorumluluk projesi olarak gösterilebilir. Spor Genel Müdürlüğü’ müzün başlatmış olduğu “Koşabiliyorken Koş” projesi 7’den 77’ye herkesi spor yapmaya teşvik eden bir proje olarak uygulama halindedir.

“Sporun sağlık üzerindeki olumlu etkileri yadsınamaz bir gerçek olarak hayatımızın her anında karşımıza çıkmaktadır.”

ERKMAN SANRI: Son olarak bu röportajımızı okuyacak olanlara sporun toplumlar üzerindeki olumlu etkileri hakkında neler söylemek istersiniz? Ve biz doktorlara hangi tavsiyelerde bulunursunuz?

CEMİL BOZ: Sporun sağlık üzerindeki olumlu etkileri yadsınamaz bir gerçek olarak hayatımızın her anında karşımıza çıkmaktadır. Spor ve düzenli egzersiz yapan bireyin yaşam kalitesi artar, sağlıklı bir fiziksel yapıya kavuşur ve bağışıklık sistemi güçlenir. Spor yapan bireyler, yabancı madde kullanımı ile mücadelede toplumda önemli bir rol modeldir.

Kendini daha iyi ifade edebilme ve çevresiyle daha rahat iletişim kurabilme yetenekleri gelişir, sosyalleşir. Son olarak Sağlıklı bir yaşam için spora, fiziksel egzersize evet diyorum. Sizlerin şahsında kurumunuza teşekkürlerimi sunuyor, tüm vatandaşlarımıza sağlıklı, mutlu, spor dolu günler diliyorum.

19 Mart 2019 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Portre

Bir Toksikoloğun Hikayesi

by Mehmet Alp Akın 19 Mart 2019
written by Mehmet Alp Akın

Toksikoloji ile ilgili yaşadığım süreci anlatacağım bu yazı umarım siz değerli hekim arkadaşlarım için yol gösterici ve motive edici olur. İtiraf etmeliyim ki böyle bir süreci kaleme almak rutin makale yazmaktan daha zormuş!

Ben Aynur Şahin. 2012 yılından itibaren acil tıp uzmanıyım ve yaklaşık 3 yıldır KTÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktayım. 2018 yılı Mart ayında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim dalı’ na bağlı Klinik Toksikoloji Bilim Dalı’nda yaklaşık 5 yıl süren toksikoloji doktora eğitimimi tamamlayarak bu konuda ilk PhD ünvanı alan acil tıp uzmanı oldum. Toksikoloji’ ye olan sempatim fantastik roman ve öykülerde sıklıkla yer alan “iksir-sihir” merakımdan dolayı çok eski yıllara dayanmakta. Akademik olarak klinik toksikolojinin geri dönüşümsüz olarak hayatıma girmesi ve kaderimi tam anlamıyla değiştirmesi ise 2011 yılında Trabzon’da TATD’ nin Türkiye Acil Tıp Kongresi kapsamında gerçekleşen MENATOX (Middle East North African Toxicology Ascociation) sempozyumunun sayesinde oldu. O sempozyuma katılmam ve en son oturuma kadar oradaki konuşmacıları soluksuz dinleyişim geleceğimi belirleyen en önemli anlardan bir tanesiydi. MENATOX’un hem kurucusu hem de başkanı olan aynı zamanda ABD’de Emory Üniversitesi Acil Tıp Anabilim dalı ve klinik toksikoloji bilim dalında öğretim üyesi olan Dr. Ziad Kazzi ile tanışmamın akademik hayatımda izleyeceğim yol haritasını belirlememde çok fazla katkısı oldu. Kendisinin Georgia Poison Centre’da 1 aylık toksikoloji rotasyonu teklifinden yaklaşık 5 ay sonra Atlanta’ da idim. Her ne kadar 1 ay çok uzun bir süre olmasa da oradaki sistemin işleyişine ve multidisipliner bölümlerin görev paylaşımı iyi yapıldıktan sonra günde yaklaşık 300 adet çağrıya cevap veren, gerek telefon üzerinden gerek yapılan vizitlerle hasta takibini eksiksiz yapan yoğun bir zehir danışma merkezini hem hastalar hem de sağlık çalışanları için etkili kullanabildiklerine tanık olmak unutulmaz bir deneyimdi benim için. Rotasyondan döndüğümde kararımı vermiştim en önemli hedefim toksikolog olmak ve klinik toksikoloji bilim dalının ABD’de olduğu gibi ülkemizde çok iyi bir seviyeye ulaşabilmesi için yapılması gereken her şeyi yapmak olmuştu.

Atlanta’dan döndükten yaklaşık 3 ay sonra acil asistanlığı sürecimi tamamladım ve mecburi hizmetimi yapmak üzere İzmir Dr. Faruk İlker Bergama Devlet Hastanesi’ne atandım. Mecburi hizmetimi sürdürürken ülkemizde mevcut olan toksikoloji doktora programlarını inceledim. Birçok program vardı fakat bu programların birçoğu moleküler, farmasötik, çevresel, adli toksikoloji ile ilgiliydi. Benim asıl aradığım ise klinik toksikoloji içerikli olması idi. MENATOX sempozyumunda konuşmacılar arasında Türkiye’den sadece DEÜ Tıp Fakültesi Farmakoloji AD Klinik Toksikoloji bilim dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yeşim Tunçok vardı ve kendisiyle de tanışma fırsatım olmuştu. Üniversitelerinde klinik toksikoloji doktora programı açacaklarından kısaca bahsetmişti. Mecburi hizmet görevini yaparken DEÜ’de Farmakoloji AD’ da doktora yapan bir hekim arkadaşın geçici görevle Bergama Devlet hastanesi’ne tesadüfen atanması sayesinde Yeşim Hoca’nın bahsettiği programa başvuruların başladığını ve bu doktora programına sadece acil tıp uzmanlarının başvurabileceğini öğrendim. Daha detaylı bilgi alabilmek için Klinik Toksikoloji Bilim Dalı öğretim üyeleri olan Prof. Dr. Yeşim Tunçok, Prof .Dr. Şule kalkan ve Doç Dr. Nil Hocaoğlu Aksay ile iletişime geçtim. Programın içeriğinin temel mekanizmaları anlamak adına genel farmakoloji temelinde başlayıp sonrasında diğer tüm derslerin kliniğe hitap ediyor olması, bölümün mesai saatleri içinde de olsa acil servise zehir danışmanlık hizmeti vermesi, öğretim üyelerinin önceki yıllara ait 7/24 zehir danışma hizmeti verme deneyimine sahip olmaları programı tercih etmemdeki en önemli etkendi. Doktora şartlarını sağladıktan ve mülakat sınavından sonra 5 yıllık macerama diğer 2 acil tıp uzmanı arkadaşımla birlikte başlamıştım. Haftanın 2 tam günü orada bulunmamız gerekiyordu. Bu durum ben İstanbul Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim Araştırma Hastanesine atandıktan sonrada değişmedi.

 Doktora programının içeriğini genel hatlarıyla şu şekilde tanımlayabilirim; Toplamda doktora programına devam eden 3 acil tıp uzmanı olduğumuz için dersi anlatan öğretim üyesiyle birlikte oldukça interaktif şekilde konuları tartışıyorduk. Her hafta düzenli olarak yapılan genel seminer programına katılıyor ve zaman zaman sunumlar yapıyorduk. İlk 2 yılın sonunda almam gereken dersleri tamamladıktan ve doktora yeterlilik sınavını başarıyla geçtikten sonra tez sürecim başladı. Tezim TUBİTAK 3001 projesiydi ve konusu alfa amanitin toksisitesinde yeni bir antidot adayı olabileceğini düşündüğümüz resveratrolün etkililiğinin hem invivo hem invitro koşullarda incelenmesi idi. Zorlu bir tez süreci danışmanım olan Doç. Dr. Aylin Arıcı’nın hem akademik hem manevi anlamda hayatım boyunca unutamayacağım çok büyük desteğiyle birlikte tamamlandı ve araştırmamız SCI indexinde yer alan bir dergide makale olarak yayınlandı. Makale yayına kabul edildikten sonra tez savunmasına girdim ve toksikoloji doktora programının ilk mezunu olarak Mart 2018’de PhD ünvanımı aldım.

Şu an KTÜ Tıp Fakültesinde kendi acil birimimizde 7/24 intoksikasyon hastalarına zehir danışma hizmeti vermekteyim. Yoğun bakım ihtiyacı olup olmamasına veya yer durumuna bakılmaksızın hem il içi hem il dışı tüm intoksikasyon hastaları anabilim dalımızca kabul edilmekte olup gerekli takip ve tedavisi yapılmaktadır. Kısa bir süre içinde kritik bakı ünitemizde açılacağından bu yoğun bakım hizmetinin bölgenin tüm ihtiyacını karşılayabileceğini düşünmekteyim. Bunun dışında eğitim programımızda hem intörn hem de araştırma görevlilerine gerek seminer programı dahilinde gerek düzenlenen sempozyum ve kurslarla klinik toksikoloji konusunda anabilim dalımızda görev yapan tüm öğretim üyesi arkadaşlarımın desteği ve özverisiyle eğitim verilmektedir. Yakın zamanda açılması planlanan simülasyon merkezimiz bu eğitimin kalitesini daha da üst düzeye çıkmasına katkı sağlayacaktır.

Klinik toksikoloji yan dal eğitimi şu an ABD’ de başta acil tıp uzmanlarına olmak üzere çocuk acil tıp uzmanlarına, anestezi uzmanlarına, dahiliye uzmanlarına ve farmakoloji uzmanlarına verilmektedir. Amerika’daki yan dal eğitiminde zehir danışma merkezi olmazsa olmazdır. Her üniversitesinin kendi eyaletine hizmet veren zehir danışma merkezi bulunmakta olup hem sağlık profesyonellerine hem de halka hizmet vermektedir. Zehir danışma merkezlerinin en büyük katkısı ise gereksiz acil servis başvurularının önüne geçmek ve düzenli yıllık raporlarla o bölgenin intoksikasyon profilinin belirlenmesine ve gerekli önlemlerin alınmasına yardımcı olmaktır. Zehir danışma merkezinde mutlaka her vardiyada klinik toksikolog bulunmakta ve özellikle yatış/takip gereken hastalara ayrıca yatak başı konsültasyon hizmeti de verilmektedir. Tabi bu profesyonel sürecin ülkemize uyarlanması bu konuda eğitim almış ve deneyimi bulunan hekim sayısının mevcut durumundan dolayı zor ama imkansız değil. Amerika’daki hem medikal toksikoloji yan dal eğitimini hem de zehir danışma merkezi işleyişini ve koordinasyonu daha iyi anlamak, deneyimlemek üzere birkaç ay içinde Atlanta’da Emory Üniversitesi’nde “international medical toxicology postdoctoral fellowship” programı kapsamında 1 yıl süreyle bulunacağım. Orada kazanacağım deneyimlerin özellikle ülkemizdeki toksikoloji yan dal eğitiminin şekillenmesinde, etkin, uluslararası standartları olan bölgesel özelliklere göre zehirlenen hastalar için kendi algoritmalarını oluşturabilecek profesyonel zehir danışma merkezlerinin kurulmasına katkısı olacağı inancındayım. Tabi bu süreç bireysel emeğin dışında, içinde yer almaktan her zaman gurur duyduğum anabilim dalımızın saygıdeğer öğretim üyelerinin; asistanlık sürecimden itibaren üzerimde çok emekleri olan başta Prof.Dr. Abdülkadir Gündüz ve Prof.Dr. Süleyman Türedi olmak üzere Dr. Öğr. Üyesi Özgür Tatlı ve Dr. Öğr. Üyesi Yunus Karaca’nın fedakarlıkları sayesinde gerçekleşecek çünkü 1 yıl kısa bir zaman aralığı değil. Tabi en büyük fedakarlığı tüm hayatım boyunca hem maddi hem manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen ailemin yapması gerekecek. Ancak harcanan tüm emeklerin, yapılan tüm fedakarlıkların ilerleyen zamanlardaki kazanımlarımıza değeceğini biliyorum.

Bu yazıda paylaşmak istediğim çok fazla sayıda anıyı elimden geldiğince özetlemeye çalıştım. Şu ana kadar hayattan deneyimlediklerime dayanarak gönül rahatlığıyla ifade edebilirim ki sarf edilen her emeğin karşılığı zamanı gelince alınıyor. Ayrıca gerçekleşmesi ne kadar zor, ne kadar imkansız gözükürse gözüksün kurulan hayallerden asla vazgeçilmemeli en azından en son çabayı gösterene kadar diye düşünüyorum.

Son olarak hem acil tıp uzmanlığı eğitimimde hem toksikoloji doktora eğitimimde üzerimde her türlü emeği olan KTÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD ve DEÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji AD’ da görev yapan tüm hocalarıma, acil tıp uzmanı olarak çalışırken doktora programına devam edebilmem için özveride bulunan Dr. Faruk İlker Bergama Devlet Hastanesi, Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi ve KTÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD’da çalıştığım tüm mesai arkadaşlarıma, böylesine yoğun bir hayat temposunda pes etmemem için her türlü desteği veren hayat arkadaşım Sinan ve canım oğlum Berat Eren’e, böyle bir konsepte yazı yazma deneyimini bana sağladığı için Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Ali Altunci başta olmak üzere derginin yayınlamasında emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Hoşçakalın…

19 Mart 2019 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve DuyuruTanıtım

Acil Tıp Asistan Birliği (ATAB)

by Mehmet Alp Akın 19 Mart 2019
written by Mehmet Alp Akın

Acil Tıp Asistan Birliği, Dokuz Eylül ve Fırat Üniversitelerinde 1993 yılında kurulan Acil Tıp Anabilim Dalları ile başlayan Acil Tıp Uzmanlık serüveninde 2008 yılına gelindiğinde Türkiye Acil Tıp Derneğinin asistanlık dönemini unutmayan değerli üyelerinin hayalleri ve hedefleri ile kurulmuştur. Ülkemizde görev yapmakta olan acil tıp uzmanlık öğrencilerinin tek bir çatı altında toplanmasını; birbiriyle iletişimlerinin devamlılığını sağlamayı, eğitim amaçlı toplantılar düzenleyip ve asistanların beklenti ve istekleri ilgili makamlara iletmek olarak başlayan bu hayaller ve hedefler 10 yılda birçok çalışmaya imza attı.

Asistan oryantasyon eğitimleri, temel başvuru kitaplarımızdan olan Tintinalli’nin Türkçe’ye çevrilmesi gibi Türkiye’deki tüm acil tıp asistanlarının yararına projelerin fikir kaynağı oldu. Bunların içinde bahsedilmesi gereken olmazsa olmazı asistanlar tarafında organize edilen bilimsel ve sosyal programlar ile diğer uzmanlık öğrencilerin gıpta ile baktığı Acil Tıp Asistan Sempozyumudur (ATAS). İlki Ankara’ da sonrasında İzmir, Diyarbakır, Bursa Trabzon, Rize, Adana gibi ülkemizi birçok ilinde düzenlenen ATAS, yüzü aşkın asistan katılımıyla bu yıl Kocaeli’ nde gerçekleşmiştir. ATAS’ a katılan asistanlar bilimsel programla eğitim ve uzmanlıkları için önemli bilgiler edinirken; sosyal programlar ile eğlenmeyi de ihmal etmediler. Ayrıca bir sonraki yılın ATAS’ ının yapılacağı kliniği seçerken; 7. yönetim kurul üyelerine belirlediler.

7.ATAB yönetim kurulu olarak bayrağını devraldığımız bu saygın kurumun bundan önce yaptığı birçok projeden güç ve feyz alarak Türkiye’ deki tüm acil tıp asistanlarına ulaşmayı; Uluslararası kurumlarla iletişime geçmeyi; Sosyal medyayı daha da fazla kullanarak Acil Tıp farkındalığını arttırmayı; 6. sınıf tıp öğrencileri arasında en sevilen stajı olma durumunu Tıpta Uzmanlık Sınavı tercihlerine de yansıtmayı hedeflemektedir. Ayrıca nitelikli eğitim ve eksik olan özlük hakları için de taleplerin ilgili makamlara iletmek de öncelikleri arasındadır.

Webte www.atabir.com, twitter: @ATAB2008, facebook: /groups/ATAB2008 ile onları izlemenizi öneririz.

19 Mart 2019 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve DuyuruTanıtımTeknoloji

Türkiye Acil Tıp Derneği, yeni mobil web uygulaması www.mobil-ed.net

by Mehmet Alp Akın 19 Mart 2019
written by Mehmet Alp Akın

Türkiye Acil Tıp Derneği yeni mobil web uygulaması www.mobil-ed.net yayın hayatına başladı.

www.mobil-ed.net, acil hekimlerinin günlük pratiklerinde ihtiyaç duyabilecekleri pek çok faydalı bilgiyi derleyen, uygulama yüklemeden mobil cihazlarda uygulama deneyimi sunan, üyelerin birbiriyle etkileşimine, puan toplamasına ve ödüller kazanması izin veren eden çok yönlü bir web uygulaması olarak tasarlandı.

Cep telefonu ya da tabletinizden www.mobil-ed.net sitesine girin. Android cihazlarda otomatik gelen ana ekrana ekleme isteğini ‘evet’ diyerek yanıtlayın. iOS cihazlarda alt kısımdaki ⍐ işaretine dokunun ve ‘Ana Ekrana
Ekle’ seçeneğini seçin. Artık uygulamanız hazır. İstediğiniz zaman ana ekrandaki ikondan uygulamaya erişebilirsiniz.

Mobil-ED’de neler var?

Blogg-ER: TATD çalışma grupları tarafından üretilen her türlü bilimsel içeriğe ve faaliyete buradan erişebilirsiniz

Acilci.net: Acilcinin vazgeçilmezi acilci.net artık mobil uygulama deneyimi ile elinizin altında. (Acilci.net’in muhteşem ekibinin koşulsuz desteği ile)

Sunumlar: TATD kongre ve sempozyum sunumları bu alanda

TJEM: Türkiye Acil Tıp Dergisinde yayınlanmış tüm makaleler tam metinleri ile elinizin altında.

Etkinlik: TATD’nin tüm kurs, sempozyum, kongre, sosyal etkinliklerini buradan takip edebilirsiniz.

Duyurular: Kutlamalar, resmi açıklamalar, etkinlik sonrası fotoğraflar hepsi bir arada bu alanda. Uzmanlık ve akademik yükselme kutlamaları artık zahmetsiz. Notunuzu yazmanız yeter.

Algoritmalar: Hastalık yönetim algoritmaları (Pulmoner emboli, RSI, Sepsis, Pnömoni vb.) bu alanda

Hesaplamalar: İlaç dozları, skorlamalar, mnemonikler bu alanda

Ayın olgusu: Her ay yeni bir olgu (EKG, toksikoloji, usg, görüntü)

Sanal Stand: TATD üyelerine özel bu alanda kongrelerimize destek veren firmaları ve ürünlerini görebilir, ürünler hakkında yorum yazabilir, firma temsilcilerine soru sorabilir ve demo talep edebilirsiniz.

Sosyal Medya: Dernek Facebook, Twitter ve İnstagram hesaplarını bu alandan takip edebilirsiniz.

TATD TV: Röportajlar, özel anlar, videolar bu alanda

Siz gönderin: Mobil-ed’de yer almasını istediğiniz video, resim ve yazıları bizimle paylaşabilirsiniz.

Üyeler ve Sohbet: TATD üyelerine özel bu alanda üyelerin birbirine mesaj gönderebilmesi amacıyla oluşturulmuştur.

Seçtiklerim: Uygulama içinde gezinirken beğendiğiniz ve daha sonra okumak istediğiniz içeriği seçip, daha sonra bu alandan erişerek okuyabilirsiniz.

Profil-Üyelik Kartı: Üst menüden profil sayfanıza ulaşabilir, uygulamayı her gün ziyaret ederek, uygulama içinde vakit geçirerek, yorum yazarak, duyurularımızı sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak puan toplayabilir, kurs , sempozyum ve kongrelere ücretsiz katılma hakkı kazanabilirsiniz. Sürpriz hediyelere de hazırlık olun..

Bazı bölümler sadece TATD üyeleri için, bu bölümlere ulaşmak için dernek üyeliğinde kullandığınız e-posta adresini kullanarak, şifremi unuttum seçeneği ile şifre sıfırlama işlemi yapmanız yeterlidir.

Camiamıza hayırlı olmasını diliyor, görüş ve önerilerinizi bekliyoruz.

19 Mart 2019 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve DuyuruSporTanıtım

Türkiye Acil Tıp Derneği Sağlıklı Yaşam Çalışma Grubu ve Wellness

by Mehmet Alp Akın 19 Mart 2019
written by Mehmet Alp Akın

Wellness Nedir?

Tanım olarak “wellness”; bir bütün olarak kişinin bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyi olma halidir. Fiziksel, duygusal, entelektüel, ruhsal, sosyal, çevresel ve mesleki boyutları olan wellness; aslında bir yaşam biçimidir.

Acil Tıp çalışanları olarak oldukça zorlu koşullar altında çalışıyoruz. Çalışma şartlarımız ve saatlerimiz normal bir yaşam sürdürmeye pek uygun değil. Akşam saat- lerinde, hafta sonu ve resmi tatil demeden 7 gün 24 saat çalışıyoruz. Ancak tüm bu olum- suz çalışma koşullarına rağmen, mümkün olduğunca sağlıklı yaşamalıyız ve bu hiç de olanaksız değil. Bunun için yapılabilecek çok şey var kuşkusuz; kimimiz için spor yapmak, kimimiz için bir sinema yada tiyatroya gitmek, kimimiz için doğada bir gün geçirmek, kimimiz için yeteneklerimizi geliştirebi- leceğimiz bir gruba dahil olmak gibi. Bu örnekler çoğaltılabilir; yeter ki kendimiz için en uygun yöntemi bulalım ve bunu kendimiz için bir yaşam biçimine dönüştürelim. Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) 11-17 Mart 2018 tarihleri arasında “Acil Tıp Sağlıklı Yaşam Haftası” kapsamında yurdun çeşitli yerlerinde farklı etkinlikler düzenledi ve böylece “wellness” yani sağlıklı yaşam konusunda farkındalığımız arttı. Bir kez daha anladık ki; özellikle biz Acil Tıp çalışanları için sadece fiziksel değil, ruhsal ve sosyal yönden de sağlıklı yaşam vazgeçilmez olmalı. Buradan hareketle, “TATD Sağlıklı Yaşam Çalışma Grubu” kuruldu ve böylece etkinliklerin sadece bir hafta ile sınırlı kalmayıp, tüm yıl boyunca hatta tüm yaşam boyunca devam etmesi amaçlandı.

Başkanlığını Doç. Dr. Özlem Köksal’ın yürütmekte olduğu bu çalışma grubunun hedefleri;

  • Acil Tıpta Sağlıklı Yaşam konusunda ve fiziksel, ruhsal ve sosyal bileşenleri hakkında bir farkındalık yaratmak,
  • Acil Tıpta Sağlıklı Yaşam çalışma grubu olarak çeşitli sosyal etkinlikler, faaliyetler ve sempozyumlar düzenlemek,
  • Türkiye Acil Tıp Derneğini bünyesinde düzenlenen kongre ve sempozyumlarda çeşitli oturumlar düzenlemek, stantlar açmak ve etkinlikler düzenlemek,
  • Sağlıklı yaşam ve Acil Tıp ile ilgili yazılı ve görsel materyaller üretmek,
  • Acil Tıpta Sağlıklı Yaşam ile ilgili uluslararası platformlarda Türkiye Acil Tıp Derneğini temsil etmek,
  • Acil Tıpta Sağlıklı Yaşam ile ilgili uluslararası diğer dernekler ve kuruluşlarla iş birliği yapmak,
  • Acil Tıpta Sağlıklı Yaşam ile ilgili ulusal/uluslararası projeler üretmek ve bu konuda üretilmiş projelerde yer almaktır.
19 Mart 2019 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Genel

’Bilimin Işığında’ Projesi Devam Ediyor

by Mehmet Alp Akın 14 Temmuz 2018
written by Mehmet Alp Akın

Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) , acil tıp uzmanlığı eğitimi alan asistanları bilgi ve görgülerini artırmaları ve ülkemizdeki acil sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi amacıyla yurt dışına eğitime göndermektedir.

Proje kapsamında acil tıp uzmanlığı eğitimi alan asistanları ve genç acil tıp uzmanlarını, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere acil tıp hizmetlerinin gelişmiş olduğu Avrupa ülkelerine giderek 1 ay süreyle gözlemci statüsünde eğitim alaktadırlar. ’Bilimin Işığında’ adı verilen projeyle Bilim İlaç firması TATD bursiyerlerine koşulsuz destek vermektedir.

BAŞVURU KOŞULLARI

TATD bağışçılarından gelen destek ile gerçekleşen burs fonundan, acil tıp uzmanı ve tıpta uzmanlık

öğrencilerinin bilgi, görgü ve uygulamalarını geliştirmek, döndüğü zaman bu birikimini çalıştığı kurumda

uygulamaya koymak amacı ile bir yurtdışı burs programı oluşturmuştur.

BURS KAPSAMI

Acil tıp uzmanlık alanına giren her konuda, TATD tarafından önceden protokol yapılan Amerika Birleşik

Devletleri ve Avrupa Ülkelerindeki bir acil tıp uzmanlık eğitim programında gerçekleştirilecektir.

BURSUN SÜRESİ

1 (bir) ay

BURS BAŞVURULARI

Başvurular, Mart, Haziran, Eylül ve Aralık ayının 15. gününe kadar başvuru formu ve gerekli ekleri ile birlikte

TATD Merkezine posta/kargo yolu ile iletilecektir.

BAŞVURUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

TATD Burs Komitesi dönem içinde gelen başvuruları Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarının ikinci yarısı içinde

belirlenen kriterlere göre değerlendirir ve ilgili ayın son günü sonuçlar ilan edilir.

3 asıl ve 3 yedek aday belirlenir.

Zorunlu kriterleri karşılayan çok sayıda aday başvurusu durumunda bilimsel yayınları dikkate alınır.

Her dönemde en az bir tıpta uzmanlık öğrencisi başvurusu kabul edilir.

Yedek aday uzman ve tıpta uzmanlık öğrencisi yerine seçilir.

Eksik başvuru, başvuru son tarihinden sonra evrakların ulaşması veya bir klinikten son bir yıl içinde burs alan kişi

varsa adayın başvurusu dikkate alınmaz.

Uzmanlık eğitimi veren bir kurumundan 1 yıl içerisinde en fazla 2 kişi burstan yararlanabilir.

BURSUN ESASLARI

TATD Yurtdışı Bursu, Burs Fonundaki bütçe imkânlarına göre planlanır.

Bursiyer, sadece kendisine bildirilen acil tıp uzmanlık eğitim programında belirlenen süre ile bulunur.

Burs kapsamında bursiyerin ulaşım ve konaklama giderleri karşılanır. Uçak bileti ve konaklama TATD tarafından

ayarlanır.

Bursiyerin gittiği eğitim kurumunda yapması beklenenler protokolde tanımlanmıştır; devam zorunluluğu vardır.

Bursiyerler başvuru formunu doldururken mutlaka beklenti ve hedeflerini açık bir şekilde belirtmelidir. Gidilen

kurumdaki program bu beklentilere göre şekillendirilecektir.

Burs dönüşünde bursiyer TATD Yönetim Kuruluna bir rapor sunar. Bursiyerden deneyimlerini TATD bilimsel

aktivitelerinde sunması talep edilebilir.

Ziyaret edilen kurum bursiyer için bir geribildirim formu doldurur. Bursiyere verilen bursun olumlu şekilde

kapatılması için bu belgenin olumlu olması zorunludur.

ADAYLARDA ARANACAK KRİTERLER

• TC vatandaşı olmak

• TATD üyesi olmak

• 40 yaşın altında olmak

• Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş bir acil tıp uzmanlık eğitim programında en az iki yıllını

tamamlamış acil tıp uzmanlık öğrencisi olmak veya bu programlardan birisinden mezun olmak

• Çalışmaları sürdürebilecek düzeyde İngilizce dil bilgisine hâkim olmak (Dil kriteri açıklamasına bakınız*)

• Halen bir üniversite, devlet veya özel hastanede görevli olmak.

• Görev yaptığı birim ve kurumdan aday olmasında sakınca olmadığına dair destek kararı olmak

• Geçerli bir pasaportu olmak

• Vize almasında sakıncası ve yurt dışı çıkış yasağı olmamak

*Dil Kriterleri:

• Tıpta Uzmanlık Sınavı için girdiği dil sınavı belgesi ibraz edilecektir.

• Belirlenecek bir tarihte, bursiyerler ile yüz yüze görüşme tekniği yoluyla dil seviyesi için gidilecek olan

kurumun ilgilisi ve/veya TATD Burs Komitesi tarafından video konferans sistemi yolu ile (örn., skype®) ek

bir değerlendirme yapılacaktır.

ADAYLARDAN İSTENECEK BELGELER

• Başvuru formu

• Ayrıntılı özgeçmiş (www.yok.gov.tr/documents/10279/30380731/Ek_2_Ozgecmis.doc formatında)

• Nüfus cüzdanı fotokopisi ve 2 adet vesikalık fotoğraf

• Halen çalışmakta olduğu kurumda görev yaptığını belirten Dekanlık veya Başhekimlik onaylı belge

• Halen çalışmakta olduğu uzmanlık eğitim programında akademik kurul veya klinikte klinik şefi tarafından

adaylıkta sakınca olmadığına ve yapılacak ziyaretin aday yararlı olacağına dair bir belge

• Yabancı dil belgesi (Tıpta Uzmanlık Sınavı için girdiği dil sınavı belgesi)

14 Temmuz 2018 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Haber ve Duyuru

Derneğimiz

by Mehmet Alp Akın 14 Temmuz 2018
written by Mehmet Alp Akın

Misyonumuz

Türkiye’de, Acil Tıp Sistemi içinde yer alan konularda – acil tıp uzmanlığı, acil servisler, hastane öncesi acil yardım, ilkyardım, afet organizasyonu – projeler üretmek ve bu sistemin gelişmesine destek olmaktır.

Vizyonumuz

Acil Tıp Sisteminin tüm Türkiye’de gelişmesini sağlayarak dünyada önder ve örnek kuruluş olmaktır.

Kuruluş Amaçları

  • Acil Tıp Uzmanlığı eğitim standartlarını oluşturmak ve bunları en yüksek seviyeye çıkarmak.
  • Acil hekimlerini, uzmanlık ve mezuniyet sonrası eğitimine teşvik etmek ve eğitimin standartlarını belirlemek,
  • Tüm hekimlerin ve tıp öğrencilerinin temel acil tıp konularında eğitim almalarını teşvik etmek ve eğitimin standartlarını belirlemek,
  • Acil sağlık hizmetlerinin sosyal ve ekonomik yönlerini değerlendirmek,
  • Halkı acil tıp hizmetleri konusunda bilinçlendirmek (poster, seminer, broşür, radyo, gazete, dergi, televizyon vs.),
  • Acil tıp ile ilgili yapılacak temel ve klinik araştırmaları teşvik etmek, desteklemek,
  • Acil hekimlerinin hem kamuda hem de özel olarak çalışabilmelerini teşvik etmek,
  • Acil hekimlerinin hem akademik kuruluşlarda hem de bilimsel/tıbbi kuruluşlarda temsil edilmelerini teşvik etmek,
  • Acil hekimlerinin, hastane öncesi acil hizmetler sisteminde ve felaket afet planlamasında lider rolü oynamalarını desteklemek,
  • Acil sağlık hizmeti veren kurum ve kuruluşlarda kaliteli acil sağlık hizmetleri ve hasta nakli standartlarını belirleyip aralarındaki koordinasyonunun sağlanmasını teşvik etmek,
  • Acil tıp hizmetlerinde “toplam kalite” felsefesini tüm sağlık ekibine anlatılarak eğitilmelerini teşvik etmek,
  • Acil servislerde çalışan hekimlerin ve personelin tıbbi bilgisini geliştirmek için sürekli eğitim programlarının uygulanmasına katkıda bulunmak,
  • Acil hekimlerinin eğitim ve tecrübe ile kazandıkları becerileri uygulayabilecekleri ortamın sağlanmasını teşvik etmek.
14 Temmuz 2018 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Tanıtım

TATKON (TÜRKİYE ACİL TIP KONGRESİ)

by Mehmet Alp Akın 19 Mayıs 2018
written by Mehmet Alp Akın

TATD tarafından ilki 2004 yılında düzenlenmeye başlayan Türkiye Acil Tıp Kongresinin (TATKON) kongresinin 14.üsü 2018 yılında gerçekleştirilmiştir. Düzenli olarak her yıl Ekim-Kasım aylarında düzenlenen TATKON acil tıbbın ülkemizdeki referans kongresidir.

Detaylı bilgi için; https://tatkon2019.org

19 Mayıs 2018 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Newer Posts
Older Posts

Hakkımızda

  • Üyelik Başvuru Formu
  • Kurumsal Kimliğimiz
  • Gizlilik Politikası

Bize Ulaşın

  • Mustafa Kemal Mahallesi Dumlupınar Blv. No:274 Mahall E Blok Daire:18 Ankara
  • Telefon: (0312) 438 12 66
  • Email: bilgi@tatd.org.tr
@2024 – All Right Reserved. Designed and Developed by Themis
Facebook Twitter Instagram Linkedin Youtube Email
Acil Tıp Bülteni
  • Home
Giriş

Çıkış yapana kadar oturumumu açık tut

Şifrenizi mi unuttunuz?

Password Recovery

A new password will be emailed to you.

Have received a new password? Login here