Home Seyahat Tropik Tatil Meraklılarına Mavi-Yeşil Bir Rüya: Seyşeller

Tropik Tatil Meraklılarına Mavi-Yeşil Bir Rüya: Seyşeller

by İbrahim ALTUNOK
0 comments

Kimine göre bir balayi destinasyonu, kimine göre dalış fırsatı, kimisi için pek çok kültürün bir arada olduğu, bir gün tapınak gezip bir gün yerlilerle denize girebileceği ada ülkesi; bu kez egzotik bir cennet olan Seyseller’deyiz.

Daha önce Mauritus planları yapıp, o kadar alışveriş ve hayalden sonra uçağın kapısından dönmüş bir talihsiz olarak (nasıl olduğu kısmı tamamen ayrı bir yazı konusu) bu kez rotayı Seyşeller’e çevirdim. Çevirdim diyorum çünkü ben ne kadar su kuşu bir insansam, eşim de bir o kadar uykusever. Tatillerde ben dalışta gördüğüm balıkları heyecanla anlatırken, O tatilde ne kadar dinlendiği üzerinden not verir bir daha gidilip gidilmeyeceğine 🙂 Ee sonuçta bu gezi yazılarinin yazılabilmesi için benim gezenti olmam yetiyor, bırakalım o da bu sırada dinlensin:) Şaka bir yana benim pek sevgili gezi arkadaşımla çıktık yola. Gecikmiş bir evlilik yıl dönümü hediyesiydi laf aramızda, o yüzden heyecanım iki kat arttı diyebilirim. 

THY’nin Seyşeller’e direkt uçuşları bulunuyor. İstanbul’dan 7 saat 50 dakikada saat farkı yaşamadan Seyşeller’e iniyorsunuz. Seyşeller’e seyahat edecek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları (tüm pasaport türlerinde) iş ve turizm amaçlı seyahatlerde 90 güne kadar vizeden muaftır ibaresi vardır resmi Dışişleri Bakanlığı sisteminde ancak; gitmeden önce online ülkeye giriş izin formu dolduruyorsunuz. Bu belge sayesinde Seyşeller için seyahat onamı almış oluyorsunuz. Doldurmayı unutmanız halinde ülkeye giriş sırasında ücretli olarak da bu hizmeti alabiliyorsunuz ama hayli tuzlu oluyor. O yüzden aradaki fiyat farkını ödememek için bu işi 5 dk’da gitmeden halletmek önemli. Gidecekler için linki bırakıyorum.

https://seychelles.govtas.com

Gelelim Seyşeller neresidir?

Bu Dünyadaki cennet ada ülkesi. Un gibi incecik beyaz kuma sahip sahilleri, her yerde palmiye ağaçları, alabildiğince yeşillik ve mercan resifleriyle oluşmuş bir deniz… Hint Okyanusu’nun popüler noktası Seyşeller’e Hoşgeldiniz…  Aslında Seyşeller ya da resmî adıyla Seyşeller Cumhuriyeti, Afrika kıtasına bağlı bir ada ülkesidir. Seyşeller, Hint Okyanusu’ndaki 115’ten fazla ada üzerinde kurulu bir ülke olup, Afrika ana kıtasının doğusunda, Madagaskar’ın ise kuzeydoğusunda yer almaktadır. Ülkenin başkenti Victoria’dır. Dönem dönem yağmur yağışları etkili olsa da Seyşeller’e yılın her dönemi gelebilirsiniz. Ortalama hava sıcaklığı 25-32 derece arasında değişiyor. Nem kış döneminde biraz daha yüksek. Bunun yanında yazlar daha kuru geçiyor. Mercan resifleriyle süslü deniz muhteşem, çoğu insan dalış için geliyor buraya, ama benim gibi dalış eğitiminiz yok ama sualtı yaşamına da aşıksanız takın gözlüğünüzü tutun nefesinizi, yüzeye yakın güzellikleri de hayran olmak için yeter. 

Burada ufak bir hatırlatma yapmakta fayda var. Ben kendi çapımdaki yüzeyel dalışlarımın 2. gününde maalesef ki deniz ayakkabısı giymemiş bulundum ve sörf için de çok uygun olan denizde kocaman bir dalganın bana bir tokat atmasıyla kendimi suyun dibinde buldum. Hızlanabilmek için zemine sağlam bir basmamla o da ne! Canımdan adeta can çıktı,bir acı bir acı ki sormayın… Resmen sarı ön poliklinik teyzelerinin ‘ölüyorum çocuğuuuuum’ çığlıkları gibi bir inleme… Kendimi yüzeye zor attım. Topuğumda 10-15 cm lik dikenler vardı! Meğer burada kaya diplerinde pek çok deniz kestanesi konuşlanırmış ve ben yanlışlıkla bir veya birkaçının üstüne basmışım. Sonrası tam bir dramdı. Tatil burnumdan geldi demeyelim ama acı dolu birkaç saatin ardından katlanabilir bir ağrıya bıraktı yerini. Bu bahaneyle öğrendik ki zeytinyağı, sirke ve limon ile dikenler kendini dışarı bırakıyormuş. Bir yeşil alan hastası edasıyla adanın hastanesinin acil servisine gittik, ama triyajdaki hemşire bize gülerek bunun acil bir durum olmadığını söyledi ve sağlık sistemimizi ve alışmışlıklarımızı kötü bir şekilde yüzümüze vurdu. Halbuki o hiç bir şeyin farkında değildi 🙂

Oysa ki tatil rüya gibi başlamıştı. Havalimanına indiğimizde ülkedeki nemden şıp şıp terlemeye başlamıştık bile ki o sırada hafiften yağmur yağmaya başladı.. Seyşellerin başkenti ve en büyük adası olan Victoria’dayız, zaten havalimanı da burada bulunuyor. Adanın doğu ve batı kıyısındaki oteller aslında ne tür bir tatil istediğinize göre değişiyor. Doğu kıyıları daha ziyade sörf için uygunken batı kıyısındaki deniz daha durgun ve su altı keşfi için mükemmel mercan resifleriyle dolu. Yüzeyden dahi yüzen rengarenk balıkları görmeniz mümkün. 

Okuduğum ve öğrendiğim kadarıyla adadaki otel çalışanlarının neredeyse hepsi yerli. Dışarıdan göçle işçi almıyorlarmış ve hepsi kültürlerinden olsa gerek çok misafirperverdi. Otelin kapısında soğuk içeceklerimizle karşılandık. Otelde bir sonsuzluk havuzu mevcuttu ama bembeyaz sahiliyle Seyşeller o kadar güzel ki, tuzlu su dururken havuza dönüp bakan yoktu. 

Otelimiz havalimanına çok uzak değildi biz araba kiralamayı tercih ettik. Araç kiralama ücretleri makul denilebilecek seviyede. Adadaki meşhur birkaç plajı da görmek, adanın en tepesine çıkıp bir kez de kuşbakışı seyretmek,bir de meşhur kamplumbağa botanik parkına gitmek için araba kiralamak mantıklı bir seçenek olacaktır. 

Ana ada Mahe’de kalıyorsanız, otelin uzaklığına göre süre 30 dakika ile 1 saat arasında değişiyor. Yollar virajlı. Diğer adalara pervaneli Twin Otter tipi uçaklarla veya sürat botları ile ulaşabilirsiniz. Genellikle sürat botları ve 10 dakikalık uçuşun fiyatları neredeyse aynı. Okyanus dalgalı olduğunda uçağı tercih etmenizi öneriyorlar.

Biz bu botanik parka son günümüzde gittik ve akıl yemelik anlar yaşadık. Yaklaşık 300 kg lık dev kaplumbağalara yakından bakabilmek, dokunanabilmek, onları beslemek hayatta bir kez yaşanabilecek bir tecrübe gibi geldi bana. 120 cm’e kadar büyüyebilen ve 150 yıldan fazla yaşayabilen kaplumbağalar yemyeşil doğaya fazlasıyla uyum sağlamış durumda. Bir de Aldabra Atoll adası varmış ki kaplumbağaların doğal yaşam ortamı olarak anlatılıyor ama ben sudan çıkmayı bilmediğim için o kısmı atlamış bulunuyoruz. Tabii Sir Selwyn Clarke Market’e uğrayıp bol bol meyve sebze standı gezmeyi ihmal etmedik. Bizde bulunmayan pekçok tropikal balık çeşidine de burada rastlamak mümkün. 

Botanik Park’a gittiğimiz gün şehir merkezini de gezmiş olduk. Ülkenin yaklaşık %90’ını hristiyan nüfus, geriye kalan kısmını ise müslümanlar, hindular ve diğerleri oluşturuyor. Başkent Victoria’da 1982 yılında inşa edilen Şeyh Muhammed bin Khalifa Camii, küçük bir topluluk olan Müslümanlara hizmet vermektedir. Mont Flueri eteklerinde konumlanan sevimli cami yakın geçmişte restore edilmiş. Revolution Caddesi üzerindeki St. Paul Katedrali, Anglikan Kilisesi olup, orijinali 1859 yılına dayanmaktadır. Birkaç kez tadilat gördükten sonra 2001 yılında yeniden yapılmış. Yine 1892 yılında yapılıp, 1990’da yenilenmiş olan Meryem Ana Katedrali, bir Katolik Kilisesi olup aynı zamanda Piskoposluğun da ana kilisesidir. 

Otel Seyşeller’de çok önemli, çünkü tatilinizin büyük bir kısmını otelde geçiriyorsunuz. Nerden baksanız en az 3 günü otelde geçireceğinizi, bir günü adanın etrafındaki meşhur plajlara ayıracağınızı ve bir gün de botanik park, ada etrafında bir tur, şehir merkezinde gezinti şeklinde planlayacak olursanız, tatil için minimum 5 gün ayırmanız şart. Ama daha uzun kalma fırsatınız varsa merkez ada Mahe, Victoria dışında botlarla ya da pırpır uçaklarla ulaşılabilen çevre adalara da gidebilir. Köylerdeki yerlilerle sohbet edebilir, bu güzel tropikal memleketteki sevecen, misafirperver Afrika insanlarının kültürüne şahitlik edebilirsiniz. 

Seyşeller ile ilgili daha çok şey yazmak istiyorum, unutulmaz bir balayı tatiliydi benim için evliliğimizin 6. Yılını doldurmamız anısına:) Ama dediğim gibi arkadaş grupları, geniş aile kısaca denizsever, gezenti herkes ile gitmek için ideal bir ada. Belki başka balayı alternatiflerine göre bir tık tuzlu kabul edilebilir. 

Ama biliyorsunuz ki pahalı uçak bileti değil, erken alınmamış uçak bileti vardır. Biz acilciyiz, hep bir pratik yolunu buluruz değil mi? Gidenler benden adaya selam söylesin,tadı damağımda kaldı bembeyaz sahillerin… 

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Temmuz 2023 tarihli 14. sayısında yayımlanmıştır.

You may also like

Leave a Comment