Home Mercek Avucundaki Öpücük

Avucundaki Öpücük

by İbrahim ALTUNOK
0 comments

Okula gitme kaygısı taşıyan Minik Rakun’un ve ona rehberlik eden annesinin hikâyesi. Ebeveynlerin ve çocukların çok seveceği sevgi dolu bir “sır” da içinde gizli.

Özlem Şirin

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Psikoloji Bölümü Mezunu. Bir Sivil toplum örgütünde çocuk eğitimi üzerine çalışan bir psikolog. Çocuklarla bağ kurma konusunda çocuk kitaplarından ne denli faydalanıldığını birebir yaşamış bir anne… “Psikolog gözüyle” adı ile kendisne ayrılan bu köşede, kendi hayatında iz bırakan çocuk ya da yetişkin kitapları eleştirilerinden, ve bazen de bunlardan bağımsız bambaşka yazılarla okurlarının karşısında…

Okula başlamak, taşınmak, ilk defa arkadaşında yatıya kalmak gibi; çocuklar ve aynı zamanda yetişkinler için de kaygıya sebep olan gündelik konularla başa çıkma yöntemleri hediye ediyor bize Audrey Penn, üstelik yumuşak bir dokunuşla ve sıcacık bir oyunla…

Butik Yayıncılık’tan çıkan “Avucundaki Öpücük” çizimleriyle de okuyucuyu hemen yörüngesine almayı başarıyor. Yuvaya başlamak için pek de can atmayan bir Minik Rakun ve bu endişenin azalmasına yardımcı olmak için yavrusuna ihtiyaç duyduğu desteği, sevgi dolu bir oyunla sunan Anne Rakun’un hikâyesi ile tanışıyoruz.

İlk sayfada gözleri yaşlı, kaygılı, tatlı bir Rakun yavrusu bizi karşılıyor. Rakun’un mutsuzluğunun sebebini anlamamız ise bir cümle uzaklıkta. Minik Rakun, ebeveynlerin 2-3 yaşından itibaren duymaya başladıkları ve çocukların da söylemekten ne zaman vazgeçecekleri belli olmayan o tanıdık cümleyi söyleyiveriyor: “Ben okula gitmek istemiyorum, evde oyuncaklarımla oynamak istiyorum, salıncakta sallanmak istiyorum, evde seninle kalmak istiyorum…Okuyucuların zihni ise otomatik olarak cümleleri şöyle tamamlıyor: “Anne ben senden ayrılmak istemiyorum.”

Annesi hak veriyor yavrusuna, evet başlarda okula gitmenin zor geleceğini ama sonra alışacağını iletiyor; yeni arkadaşlar edineceğini, yepyeni oyuncaklarla karşılaşacağını ve onlarla kim bilir ne de güzel oynayacağını anlatıyor. Ve okunacak yeni kitapları, sallanacak farklı salıncakları da…  Ama bunları sadece söylemekle yetinmiyor Anne Rakun, işe yarayacağına emin olduğu tatlı bir “sırrını” da Minik Rakun’la paylaşıyor.

“Okuldaki zamanının, evdeki kadar sıcak ve içten olmasını sağlayacak muhteşem bir sırrım var.”

Çocuklar ve hatta yetişkinler için dahi her daim merak uyandıran ve gizemini koruyan “sır” kelimesi karşısında, Minik Rakun gözyaşlarını kuruluyor ve annesine kulak kesiliyor. “Bir sır mı, ne tür bir sır?“

“Avucundaki Öpücük” diyor annesi, ben annemden öğrendim, o da kendi annesinden öğrenmiş, çok eski bir sır. Minik Rakun merakla açıyor gözlerini ve annesinin biraz daha açıklama yapması için hevesli hevesli kaldırıyor başını annesine doğru.

Annesi sana göstereceğim diyor, yavrusunun minik elini avucunun içine alıyor ve avucunun tam ortasına yumuşacık bir öpücük konduruyor. Minik Rakun annesinin öpücüğünün elinden koluna, oradan da kalbine ulaştığını hissediyor. O küçücük bedeni bu çok özel sıcaklıkla titreşiveriyor, Minik Rakun’un içi mutlulukla doluyor.

Ve ekliyor Anne Rakun; “Ne zaman yalnız hissedersen ve birazcık evdeki sevgiye ihtiyaç duyarsan, elini yanağına bastır ve şöyle düşün; annen seni seviyor, annen seni seviyor; o sırada bu öpücük yüzüne atlayacak ve içini sevimli, sıcacık hislerle dolduracak.” Bu sıcacık öpücükle Minik Rakun’un içi biraz rahatlıyor. Kaygısıyla başa çıkma yöntemi ile karşılaşmak kimi rahatlatmaz ki? Rakun’un gözleri ışıldayıveriyor yine boncuk boncuk.

Minik Rakun avucundaki öpücüğü çok seviyor ve artık nereye giderse gitsin annesinin sevgisinin onunla birlikte olacağını biliyor.

Taşınabilir bir anne sevgisi Ne de güzel bir sırmış bu. Bu sefer de başka bir telaş alıyor Minik Rakun’u. Ya “Avucundaki Öpücük” elinden düşerse, ya kaybolursa, ya silinirse… Hemen yetişiyor annesi imdanına ve anlatıyor güzel güzel, “merak etme elini açtığında düşmez, elini yıkadığında bile asla silinmez, kaybolmaz.”

Sevgiyi, tatlı ve içten bir öpücükle somutlaştırmak, avucuna hapsederek taşınabilir kılmak, ve ne olursa olsun asla çıkmayacağına da çocuğu inandırmak, soyut kavramları anlamlandırmakta zorlanan minikler için, ebeveynlere sunulmuş nasıl da muhteşem bir yöntem.

Audrey Penn’in bu kitabı, okuma zevkinin, çizimlerin büyüsünde kaybolmanın yanı sıra,  bir pedagog misali hayat kolaylaştıran bir yöntem sunarak ebeveynlere kucak açıyor. Sarılın

Artık okula gitme zamanı geliyor ve bu sefer, Minik Rakun annesinin eline bir öpücük konduruyor.

Artık annenin avucunda da bir öpücük var, ne mutlu! Minik Rakun annesinin parmaklarını yelpaze gibi açıyor, tıpkı onun yaptığı gibi. Ve annesine, ne zaman kendisinin sevgisini hissetmeye ihtiyaç duysa, avucunu yanağına koymasını ve “Minik Rakun beni seviyor” diye tekrarlamasını söylüyor, sonra hoplaya zıplaya okula gidiyor.

Minikler bilmiyor ki bir annenin yavrusunun sevgisini hissetmesi için öpücüğe ihtiyacı yoktur. O sevgi çünkü zaten annenin her hücresini sarmış durumdadır ve yıkansa bile asla çıkmaz

Öğretmenler ve çocuklara yönelik işler yapan profesyoneller için konferanslar veren ve çocuklar için eğitim programları düzenleyen Audrey Penn; 1993 yılından bu yana, bizi hikayeleriyle güzel yolculuklara çıkarıyor. Kitaplarıyla çocuk ve ebeveyn arasında, her iki tarafı da kaygılandıran konularla başa çıkma yöntemleri sunuyor. Ruth E. Herper ve Nancy M. Leak’in özgün çizimleri de bu okuma deneyimini zenginleştiriyor. 7 kitaplık bir serinin parçası olan Avucundaki Öpücük’le birlikte, serinin diğer kitapları da göz atmanızı öneririm.

Avucundaki Öpücük, Amerika Ulusal Eğitim Birliği’nce öğretmenlerin seçtiği ilk yüz kitap, Amerika Okul Kütüphaneleri Dergisi’nin seçkisine göre de ilk yüz resimli kitap arasına giriyor; aynı zamanda New York Times’ın çok satanlar listesinde de yer alıyor.

Neredeyse her gün avuçlarımın içinin öpülmesini ve sıcacık bir minik avucu öpmemi sağlayan bu kitaba bir teşekkür borçluyum. Hayatımızın çok tatlı ve vazgeçilmez bir rutini şu an “Avucundaki Öpücük”. Kimi zaman asansörden geri döndürdü bizi, kimi zaman otoparktan, bazen okul kapısından, hatta bazen de işten. Sayesinde “ya çıktıysa” diye ağlama krizlerini de kucakladık, “düşmesin” diye sımsıkı yumruk olmuş iki minik eli de… Bize hiç unutmayacağımız tatlı anılar kazandırdı bu sevgi dolu ritüel.

Unutmayın, “Bazen, annenizin veya yavrunuzun sıcaklığını hissetmek için, avucunuzu yanağınıza götürmeniz yeterli”

3 yaş üstü herkes, keyifle okuyun ve minik avuçları öpmeye hazır olun

Yazar: Audrey Penn

Çizen: Ruth E. Harper – Nancy M. Leak

Basım Tarihi: 2011

Sayfa Sayısı: 32 Sayfa

Yayınevi: Butik Yayıncılık

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Eylül 2021 tarihli 9. sayısında yayımlanmıştır.

You may also like

Leave a Comment