Kırk sekiz adet ödülü olan kitap İngiltere’nin saygın edebiyat ödüllerinden Coratta Scott King ödüllü ve yazar Sharon M. Draper’dan hüzün veren ama umudu da canlı tutan; bir solukta okunacak sürükleyici ve samimi bir hikaye…
En iyi kitaplar arasında 8 hafta boyunca 4. sırada kaldı
New York Times Bestseller Publishers Weekly Bestseller listelerinde toplam 8 hafta boyunca 4. Sırada popülerliğini korumuş olan bu kitap 11 yaşındaki bir kız çocuğunun hayatını anlatmaktadır. 11 yaşındaki Melody’nin spastik kuadripleji hastalığı vardır. Hiçbir uzvunu hareket ettiremediği gibi konuşamamaktadır da.
Kitabın editörü gerçek bir yaşam öyküsünden ilham alan bu kitap için şu cümlelere vurulduğunu söylüyor: “Kelimeler kar taneleri gibi etrafımda uçuşuyor. Her biri narin ve eşsiz, yere düşmeden avucumda eriyip gidiyor. İçimde kocaman bir yığın halinde birikiyorlar.’’
Düşüncelerin kelimelere ihtiyacı vardır, kelimelerinse sese. Melody kelimelerin iletilmesi için sadece sese gerek olmadığını yaşayarak deneyimliyor ve bizlere anlatıyor. Kitabın son sayfalarına geldiğimde keşke daha önce okusaydım diye içimden geçirdim. Bence tüm eğitmenler ve öğretmenler bu kitabı okumalı. Melody özel çocuklardan bir tanesiydi. Belki şanslı da denebilirdi; çünkü ondaki cevheri fark edebilen ve elinden tutan birileri olmuştu.
Her çocuk veya her birey özeldir ve eğitimde hiçbir çocuk feda edilemez, edilmemelidir.
Özel eğitim alan ya da özel eğitime yönlendirilen tüm çocukların aslında zeka problemi olmadığını ispatlıyor bu yaşanmış hikaye bizlere. Sadece keşfedilmeyi bekleyen gizli hazineler onlar ve bu gizli hazineleri sergilemek öyle kolay olmuyor. Belki iltifat etmek belki yüreklendirmek gerek onlar.
“Marifet iltifata tabiidir”
Belki pozitif feedback de denilebilir. Yapabildiğini ve yapabileceğini göstermek gerek bireylere. Küçümsemek, bir kenara atmak o insanları; bizim için insanlık için bir kayıptır, utançtır.
“Her eğitimci okumalı ve kendini gözden geçirmeli”
Sadece özel eğitim veren çocuk eğitmenleri değil tüm eğitmenleredir sözüm. Her bireyin içinde yatan ve yüceltilmeyi bekleyen bir cevher yatıyor.
Burada, Yeryüzündeki Yıldızlar filmini de önermemek olmaz. Horlanan, toplumdan biraz farklı diye dışlanan bir çocuk ve o farklılığı kullanıp şekil veren bir öğretmen. Sonuç bir mucize…
Normal denilen toplumun dahi yapamadığını yapabilen bir bireyi izlediğimiz Mucize filminde nasıl gözyaşlarımızı tutamadığımızı hatırlayın. “İçimdeki Müzik” kitabını okurken de aynı duyguları yaşayacağınıza eminim.
Keyifli okumalar diliyorum…
Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Mayıs 2022 tarihli 11. sayısında yayımlanmıştır.