Bir asistan hekim arkadaşımızı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Başta ailesine olmak üzere tüm topluluğumuza baş sağlığı diliyoruz. Bugün bizim beyaz önlüğümüz karlar altında kaldı. Bugün gazete satırlarında neden yaşamaktan vazgeçtiğimiz değil kullandığımız arabanın modeli, ihtiyaç duyduğumuz antidepresanımız dile getirildi.
Bizler hatırı sayılır derecede zor bir lisans eğitiminin ardından yine hatırı sayılır derecede zorlukta olan Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda yeterli başarıyı göstermiş ve uzmanlık eğitimi almaya hak kazanmış asistan hekimleriz. Büyük heyecanla başladığımız uzmanlık eğitiminin verildiği tüm branşlarda iş yükü, çalışma koşulları ve saatleri gün geçtikçe dayanılmaz hale gelmektedir. Aylık ortalama 10’u bulan ve sonrasında izin olmadan 36 saate varan uykusuz nöbetler tutmaktayız. Mesai saatleri ve nöbetlerimizde acil servisler, poliklinikler, yataklı servisler, yoğun bakımlar ve ameliyathanelerde çoğu zaman yalnız bırakılıp hastanelerin iş yükünü kaldırmamız beklenmektedir. Eğitim aldığımız kliniklerde oldukça zorlu şartlarda çalışıp, bunun yanında ailemiz ve kendimizi sağlıklı tutmakta oldukça zorlanmaktayız. Özellikle içinde bulunduğumuz pandemi döneminde en ön safta mücadelemizi sürdürdüğümüz halde gelir adaletsizliği nedeniyle emeğimizin karşılığını alamamaktayız.
Tüm bunlara rağmen son zamanlarda dayanılmaz hale gelen ve eğitim adı altında şiddeti ve derecesi değişkenlik göstererek uygulanan mobbing; zaten oldukça yoğun ve zor olan bu süreci nefes alamaz hale getirmektedir. Mobbing eğitim değildir, mobbing meslek etiğini ve değerlerini yerle bir etmektir. Bu problem tüm eğitim kliniklerinde olmasa da sorumlusu maalesef bütün eğitim klinikleri, öğretim üyeleri ve asistanlarıdır. Ve göz ardı edilip, bir sorun olarak görülmeyip, çözüm için çaba harcanmadığı sürece devam edecektir. Biz mesleğimizin gereklerini yerine getirirken Hipokrat andında da söylediğimiz gibi ‘’Mesleğimizi bize öğretenlere, meslektaşlarımıza ve öğrencilerimize hak ettikleri saygıyı ve minnettarlığı göstereceğimize’’ söz verdik ve bu sözü tutmakta hep beraber yol alacağımıza güvenimiz tamdır.
Bizler nitelikli eğitim, insanca sağlık hizmeti verebileceğimiz çalışma koşulları, iş barışı, gelir adaleti istiyor ve bu yolda bir kişinin daha ümitsizliğe sürüklenmesini istemiyoruz. Mobbinge karşı üzerine düşen sorumluluğu almaktan çekinenleri sorumluluk almaya, tüm meslektaşlarımıza bu süreçte gayret etmeye ve birbirimize destek olmaya davet ediyoruz. Biz başta kaybettiğimiz Mustafa Yalçın olmak üzere mobbing sebebiyle kaybettiğimiz, tedavi gören, emeklerinden vazgeçen hekim arkadaşlarımızın haklarını aramalıyız. Bunun takipçisi olacağımızı da kamuoyuna açık yüreklilikle belirtiriz. Çünkü bir hekim arkadaşımızı daha korku krallıklarına teslim etmeye niyetimiz yok. Hep birlikte bu düzeni değiştirebiliriz.
ATAB YK