Dağlarında Çiçekler Açan Şehir İzmir


Bu röportajımızda milli mücadelemizde büyük anlam ve önemi olan, Ege bölgemizin incisi İzmir’deyiz. Acil tıp uzmanı Dr. Ayşe Yekta ÖZTÜRK ile çok keyifli ve bilgilendirici bir sohbetimiz oldu. Bizler çok eğlendik okurken umarım sizler de çok eğlenirsiniz. Tüm acil tıp camiasına sevgilerle…

Merhabalar doktor hanım. Nerede ve ne zamandır mecburi hizmet yapmaktasınız?

Merhaba, 8 aydır İzmir’de 3. basamak bir eğitim araştırma hastanesinde görev yapmaktayım

İzmir’de mecburi hizmeti tercih etmenizde en çok etkili olan şey nedir?

Gezmek tabii ki :)) Acil tıp uzmanı olmaktaki en büyük motivasyonum da birçoğumuz gibi ay içindeki nöbetler arasında boşluklar yaratmak ve bu boşluklarda yeni yerler keşfetmek, yeni ülkeler görmekti. İzmir bu anlamda sıcak denizlere inmek için en uygun seçeneklerden biriydi 

Bölgenin bir acil tıp doktoru için avantajları nelerdir sizce? 

11 yıllık Ankara macerasından sonra burada ilk fark ettiğim şey bürokrasi eksikliğinin getirdiği rahatlık oldu. Avantaj olarak sunulur mu bilmem ama burada insanların kişisel hırsları daha az, dolayısıyla da herkes sakin ve rahatın peşinde. Kimsenin kimseye karışmadığı da doğru ama sonuçta İzmir de Türkiye’nin sınırlarına dahil ve yerine göre bu durumundan değişebileceğini söyleyebiliriz. 

Sosyal anlamda elinizin altında her şey var, çevrede gezilecek harika doğal güzellikler var, güzel şaraplar içme, harika yemekler tatma şansınız var. İki – üç günlük kısa tatiller planlayıp kendinizi deşarj etme fırsatınız var. Scrubslarınızın içine bikini giyip nöbet çıkışı denize gitme keyfini yaşayabileceğiniz yerlerden biri İzmir. Günü sahilde sonlandırabilirsiniz. Ama bunların hepsi artık sadece maaşının alamama gücü kadar var 🙂

İzmir dışında başka bir Ege ilinde uzmanlık yapmak ister miydiniz? Neden? 

Büyükşehirde yaşam çok pahalı maalesef. Evet İzmir’de uzmanlık yapmak birçoğumuzun hayali belki ama Manisa, Denizli gibi belki denize kıyısı olmayan ama daha ucuz olan bir şehirde yaşamak daha kolay olabilirdi. En azından ay sonunu nasıl getireceğim derdi olmadan daha az stresli bir hayatım olurdu diye düşünüyorum.

Asistanlığınızı Ankara’da yaptınız diye biliyorum. İzmir’de asistanlık eğitimini yapmak ister miydiniz?  Ankara’dan ne gibi farkları olacağını düşünüyorsunuz?

Ben Ankara’yı çok seviyorum. İzmir’de asistanlık güzel olur muydu olurdu elbet ama bir şehri güzel yapan içindeki insanlar o yüzden keşke Ankara’da değil İzmir’de yapsaydım diyemem. Ankara’da geçen 11 yılıma haksızlık olur. Ha Ankara’daki hayatımı içindeki insanlarla beraber İzmir’e taşırsak ona okeyim 🙂

Şu an çalıştığınız acil serviste yaşadığınız bir anıyı paylaşmak ister misiniz?

Sosyokültürel ve sosyoekonomik olarak çok düşük bir çevreye hizmet veren bir hastanede çalışıyorum. Dolayısıyla madde, alkol, yaralanma, ihmal, istismar çok fazla görüyoruz. Asistanlarımız da dolayısıyla çok alışmışlar bu tür hastalara. 

Daha ikinci nöbetimdi, yine o günkü yüzüncü madde alımına bakıyoruz. Vizit atarken taşikardisi, yüzünde kızarıklığı olan bir hasta vardı. Ne aldığını bilmiyoruz. Bilinci kapalı, yakını yok vs. kokain almış olabilir mi demiştim kıdemli asistanımıza, hepsi dönüp bana gülmüştü. “Abla burayı sen Bahçeli ile karıştırdın galiba. Buradakilerin kokain alacak parası mı var” demişlerdi. Nereye geldiğimi idrak etmemi o cümle sağlamıştı.

İzmir’e acil serviste çalışmak üzere gelecek doktor arkadaşlara tavsiyeniz neler olacaktır?

Para biriktirerek gelsinler

İzmir’i sosyal yaşantı açısından değerlendirirsek sizce nasıl?

Sosyal yaşam çok canlı. Gerek tatil bölgeleri gerekse şehir içi olsun. Kar ve güneş varsa İzmirliler sokakta, yeter ki yağmur yağmasın onlara. Sahilde restoranlara parsellenmiş alanlar yok, dolayısıyla sandalyesini alan çimlere koyup oturup keyfini yapıyor. 

Yaz gelince herkes hafta sonu denize gidiyor. Günübirlik, tek günlük tatil kültürü çok yaygın burada haliyle. Ayrıca çevrede ormanlık alanlar da çok fazla olduğundan o bölgeler de ormanın içinde bungalov veya kamp alanı olarak değerlendirilip turizme açılmış durumda. 

Yine yaz aylarında burası festival cenneti haline geliyor. Urla Ot festivali, çöp festivali, jazz festivali, rock festival, gençlik festivali, çadır festivali, beach festivali. Seç beğen al. Ama kötü haber maalesef ki bunların hepsi paran kadar var!

Genel olarak geçim sıkıntısından bahsettiniz. İzmir’de yaşamanın ve çalışmanın başka nasıl zorlukları var?

Büyükşehirde hayat çok pahalı. Zaten enflasyon aldı başını yürüdü. Malum maaşlarımızın enflasyon karşısında düştüğü durum da belli. Kiralar çok pahalı, trafik leş gibi, çalıştığımız yerler uzak, yakıt pahalı, yemek pahalı, maaş az, döner yok, ek mesai yok, sözleşme yok. Durumun özeti bu aslında. Keyif almak istesen de keyif yapmak için ay sonunda paranın kalmış olması gerekiyor.

Bölgede hasta sayısının fazla olması acil servisteki çalışma yükünüzü etkiliyor mu?

Günlük hasta sayısının fazla olduğu üçüncü basamak bir acil serviste çalışıyorum. gelen hasta sayısı tabi ki bakım kalitemizi etkiliyor. Balık istifi gibi hasta alıyoruz. Ne hekim memnun ne hastalar. Hepimizin kanayan yarası zaten söylememe gerek bile yok. 

Acil serviste kişi başına düşen başvuru sayısının 3 olduğu bir ülkede acil tıp uzmanlığı yapmaya çalışıyoruz. Yapıyoruz diyemiyorum maalesef, yapmaya çalışıyoruz diyorum. Ne ben yaptığım işten mesleki bir doyum alabiliyorum, ne hastalar sağlık hizmetine doğru düzgün erişebiliyorlar. Debeleniyoruz işte hep beraber be napalım.

Mecburi hizmet sonrasında İzmir’de meslek hayatımın sonuna kadar kalmak isterim der misiniz? Neden? 

Eğer bu maaşların alım gücü bu olacaksa istemem. Alt bölge tayini ile daha küçük bir yere geçmek isterim sanırım. Kira ne kadar artacak, ay sonuna para kalacak mı, mazota zam gelecek mi diye takip etmekten yoruldum. 

İzmir gibi Büyükşehirlerde doktorluk yapmanın artıları ve eksileri sizce nelerdir?

Bence büyükşehir şu an sürgün yeri gibi. Mecburi hizmetim ayın 15’ini kovalamakla geçiyor. Hani vardı ya İstanbul memura sürgün yeri, artık doktorlar için de böyle. Sözleşme çoğu yerde yok, sözleşmesizseniz geçim derdiyle yüzleşmeniz gerekiyor. 

Büyükşehirlerde kadrolar şişmiş, ek mesai yapamıyorsunuz. Bir de ilçe görevlendirmeniz çıkıyor. Hoop bilmem kaç km öteye git, e benzin parası ne olacak? Devletin verdiği yolluk devede kulak. Görevlendirme demek ekstra masraf demek resmen. Bir ay çalışıp kazandığınız para ancak barınma ulaşım beslenme gibi temel ihtiyaçlarınıza yetiyor. Gezmek, eğlenmek, sosyal hayatınızı sürdürmek sözleşmesiz büyükşehir hekimlerine birer lüks artık. Eksiler artıları çoktan geçti. 

Acil tıp ve İzmir kelimeleri bir resim olsaydı nasıl bir resim olurdu?

Ümitsizlik hissettiren bir resim olurdu diye düşünüyorum. Bu sadece izmir’in özelinde değil Türkiye’deki çoğu yerde benzer düşüncelere sahip arkadaşlarım çalışıyor.

Bu yazı Acil Tıp Bülteni’nin Ekim 2022 tarihli 12. sayısında yayımlanmıştır.

Galeri


Paylaş Paylaş