EACEM 2021
Bir kongrenin sosyal programı en az bilimsel programları kadar önemli ve değerlidir. Zira sosyal etkinliklerin ne kadar önemli olduğunu katılımcı sayıları ile çok net görmekteyiz.
İki yıl aranın ardından 25-28 Kasım tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen 7. Avrasya ve 17. Türkiye Acil Tıp Kongresi’nde “Umut Yükseliyor” sloganıyla güçlü bir sosyal program gerçekleştirdik.
Aslında pandemi başından beri kongre yüzü görmemiş, bilime ve sosyal etkinliğe susamış arkadaşlar için buluşmak kaynaşmak bile büyük bir sosyal etkinlik olacaktı. Yine de işimizi şansa bırakamazdık! Her şeyi ile mükemmel olması gereken bir kongrede sosyal program da bir o kadar güçlü olmalıydı.
Kongrenin mükemmel geçmesinde çok büyük emeği olan Kongre Başkanımız Prof. Dr. Süleyman Türedi, Kongre genel sekreterimiz Doç. Dr. Rıdvan Atilla, kongre sekreterlerimiz Doç. Dr. Müge Günalp Eneyli, Doç. Dr, Onur Karakayalı ve Uzm. Dr. Murat Çetin için günün kahramanları demek yanlış olmaz. Tabii ki sadece konuşmacılar ve düzenleme kurulundan oluşan bir kongre düşünülemez. Kongreyi kongre yapan katılımcılar, kongrenin istenilen etkiyi sağladığının göstergesi de katılımcı sayısıdır. Günübirlik katılımcılar haricinde 850’den fazla kişi ile Türkiye’de şu ana kadar yapılmış en kalabalık acil tıp kongrelerinden birine şahit olduk.
5 dakika konuşalım panelleri, Umut yükseliyor konulu fotoğraf yarışması ödülleri, fuaye alanı gezisi sonrası form dolduranlar arasında yapılan çekiliş, ATAB söyleşileri, ünlü Türk tarihçi, akademisyen ve yazar İlber Ortaylı’nın video konferans ile katıldığı “Liberlikte Kadın Etkisi” panelimi dersin, basketbol oyuncusu ve eski Basketbol Federasyonu Başkanı Harun Erdenay ile söyleşi mi dersin, ayrıca TATD avukatlarından Av. Gonca Karakaptan ile fuaye alanında katılımcıların merak ettikleri hakkında konuştuk. Gel(e)meyenler çok pişman oldu çook…
Şimdi buradan okuyacaklarıyla muhtemelen daha çok pişman olup yıkılacaklar…
İlk gün muhteşem görsel bir şölen ile başladı…
Kongrenin ilk gününde açılış muhteşem görsel videolarla başladı. Salon tıklım tıklım doluydu. Açılış konuşmaları devam ederken bir anda ışıklar kapandı. Herkes şokta, ilk kez bir açılış konuşmasında elektrikler kesiliyor. Herkes sus pus olmuşken en önden bir ses yükseldi. ‘’Böyle rezalet şey olamaz!!” diye ‘’Eyvahhh!!’’ dedi herkes… Tüm katılımcılarda büyük bir tedirgin hissi tabii ki. Sunucular şaşkın gözlerle en önde oturan düzenleme kurulunu kesiyor; tedirgin dakikaların sonunda birden en ön sıralardan bir kişi kalkıp İspanyolca şarkı söylemeye başladı. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken olamaz, arka sıralarda akordeonlu ve gitarlı çalgıcılar ve yanlarında 2 kişi daha en öne gelip şarkıya eşlik ettiler. Evet, bu sürprizden sunucular dâhil kimsenin haberi yoktu. Yaklaşık 10 dakika süren, yabancı konuklarımız dahil herkesin hep birlikte eşlik ettiği müthiş İspanyolca ve Türkçe şarkılar herkesin mest olmasına yetti.
İlk günün konuşmacıları arasında Acil Tıpta tüm Dünya’nın tanıdığı sevgili Judith TINTINALLI’nin de video konferans ile bağlanması bizleri çok mutlu etti.
Daha bitmedi … İlk günün akşamında, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen “13’üncü Baş Öğretmen Atatürk Onur Ödülü” sahibi, araştırmacı gazeteci, şair ve yazar sevgili Sunay Akın konuğumuz oldu. Tarihi ve kültürel bilgileriyle salondakileri adeta kendine hayran bırakan Sunay Akın, Tıp kelimesinin kökeninden tutun da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye, Cumhuriyet yıllarından günümüze uzanan hekimlerin tarihe dokunuşları konusunda bizleri harika bir yolculuğa çıkardı. Belki de, isimlerini ilk kez duyduğumuz birçok hekimin tarihteki önemini, salgınlarla nasıl mücadele ettiklerini anlattı. Katılamayanların çok şey kaçırdığı kesin …
Gelelim ikinci güne …
İkinci gün tüm katılımcıları sosyal programa boğduğumuz gündü. Sabah henüz güneş doğmadan, TATDhayat çalışma grubunun sekreteri ve aynı zamanda Yoga eğitmeni olan Merve Ekşioğlu “kalp açıcı asanalar, dönüşümlü nefes, diyafram nefesi ve meditasyon” ile katılımcıların güne aktif ve dinç başlamasını sağladı.
Öğle yemeğinden hemen önce bizleri çok güzel bir sürpriz bekliyordu. Türk millî eski basketbolcu ve eski Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı, “Pegasus” lakaplı Harun Erdenay bizlerle oldu. Harun Erdenay’a Pegasus lakabı eski basketbolcu, yorumcu ve köşe yazarı merhum İsmet Badem tarafından verilmiş. Harun Erdenay bizlerle olan sıcak sohbetinde belki birçoğumuzun bilmediği anılarından bahsetti. Mesela Fenerbahçe’de oynarken NBA’den teklif gelmiş. Gerek o günkü şartlar gerekse kontratındaki yükümlülükler nedeniyle teklifi değerlendirememiş. İbrahim Kutluay NBA takımlarından Seattle SuperSonics ile anlaştıktan sonra ilk Amerika yolculuğunda Harun Erdenay’ı da yanında götürmüş. Orda ilk antrenmana çıkarken koçundan izin alarak arkadaşının da katılmak istediğini söylüyor. Başta buna anlam veremeyen koç, antrenman sonunda Harun Erdenay’a hangi takımda oynadığını onu da takımda mutlaka görmek istediğini söylüyor ancak Harun Erdenay basketbolu bırakmak üzereyken gelen bu teklif güzel bir anı olarak kalıyor. Harun Erdenay günümüz oyuncularından içinde en çok Furkan Korkmaz’ı kendisine benzetiyor. Zeljko Obradovic ile çalışma fırsatı yakalayamamış ancak geçmişe dönebilse mutlaka çalışmak isteyeceğinin altını çizdi. Erdenay ayrıca basketbolda takım doktorluğunun günümüze kadar geçen sürede çok geliştiğini, iyi bir basketbolcu olabilmenin önemli noktalarından birinin de kaliteli sağlık ekibi ile çalışmak olduğunu vurguladı.
İkinci gün tüm toplantılar bitip akşam yemeği yendikten sonra herkes büyük salona akın etti. Ve o müthiş yarışma “Acil Tıpbu” yani Tıbbi Tabu oyunu başladı. Öğretim üyeleri, asistanlar ve uzmanlardan oluşan üç grubun kıyasıya mücadele ettiği yarışmada kazanan taraf uzmanlar oldu. Tabi anlatıcılar yarışma esnasında ekranda çıkan kelimeleri anlatmada zorlanmadılar dersek yalan olur. Düşünsenize “SCIWORA” kelimesini nasıl anlatırsınız. Yusuf Ali Altuncı hocamızın konstipayon kelimesini anlatışı tüm salonu kahkahaya boğmuştu ki; asistan grubundan Kürşat Gül’ün priapizm kelimesi ile ilgili betimlemeleri Yusuf Ali hocayı maalesef ki geride bıraktı. Tüm salon bu harika performansı ayakta alkışladı. Ama son gülen taraf uzmanlar oldu.
Dediğim gibi ikinci sosyal programın en tepe yaptığı gündü. Acil Tıpbu bittikten hemen sonra, “Karaoke” için gösteri salonuna geçildi. Profesyonel bir Karaoke ekibi ile birlikte 20’den fazla kliniğin müthiş performansları geceye renk kattı. Öğretim üyeleri, uzmanlar, asistanlar, Kongre sekreterleri, derneğimizin eski başkanlarının hatta ve hatta Avrupa Acil Tıp Derneği Başkanı Dr. Jim Connolly’nin dahi sahne aldığı müthiş gecede performanslar görmeye değerdi.
Bu seneki TATD Akademi Üyeliği (FEMAT) Ödülünün sahibi Ayhan Özhasenekler hocamızın “Gülüm Benim” performansı değme sanatçılara taş çıkarttı. Tabi katılımcılarımızın çoğu amatör olduğundan genelde yanlarına arkadaşlarını da alıp kalabalık gruplar halinde çıktılar. Tek başına sahne almaya cesaret eden konuklarımızın sesi birbirinden güzeldi. Ama benim favorim Tepecik Acil Tıp Kliniği’nden Orkun Ünek’ti. O nasıl bir ses Allahım! Salon titredi desek yeridir. Sahneye hâkimiyeti, sürekli hareket halinde ama detone olmadan şarkıyı seslendirmesi harikaydı. Orkun’un performansı harikaydı ama bence karaokeyi müthiş kılan hocaların asistan ve uzmanlarla aynı sahnede dans edip aynı mikrofonla şarkı söylemeleri idi. Muhtemelen hocaların kendi asistan ve uzmanlarıyla bu kadar samimi ama aynı oranda da saygıyı koruduğu başka bir branş yoktur Türkiye’de. Herkes o kadar eğlendi ki karaoke, gece 00:00’da bitmesine rağmen hala şarkı söylemek isteyen gruplar, klinikler vardı …
Ve tabii ki sona yavaş yavaş yaklaşıyoruz … (3. Gün)
Üçüncü gün yine Merve Ekşioğlu ile birlikte sahilde sabah yürüyüşü ile başladı. Maalesef ki havanın azizliğine uğradık ve yürüyüşümüzü yağmur yüzünde 25 dakika içerisinde bitirmek zorunda kaldık. Spor salonuna hafif bir streching ile sabah sporumuzu tamamladık.
Herkesin en merak ettiği “Gala gecesi” gelip çattı. Ödüller sahiplerini bulacak, sonrasında Kuzeyin Oğlu Volkan Konak, sahneye çıkacak diye herkes çok heyecanlıydı. Bakmayın Kuzeyin Oğlu diye lakabı olduğuna bildiğiniz Anadolu çocuğu. Her yöreye ait şarkıları dur durak bilmeden seslendirdi. Bir taraftan horon tepilirken, öteki taraftan çifte telli oynamaktan parmaklar yoruldu. Halay kuyruklarının sonu gözükmüyordu. Hele hele içinde efe duyguları olanlar bir zeybek oynamış ki sormayın. Tam o esnada barkovizyona bu oyunu herkesten daha iyi oynayan Mustafa Kemal Atatürk’ün videosu yansıdı. Katılımcıları hüzünlü bir sevinç sardı. Eminim herkes içinden keşke bu oyunu Atamla karşılıklı oynayabilseydik diye geçirmiştir.
Volkan Konak adrenalin ile ilgili bir anısından bahsederken; seyircilere (yani bizlere) sordu: Adrenalin nedir biri anlatabilir mi? En önlerden Ayhan Özhasenekler hocamız galada bile, eğitime tam destek vererek gerekli açıklamaları yaptı. Yaptığı açıklamalar özetle; “Adrenalin, doğru kullanıldığında kişiye cenneti, yanlış kullanıldığında ise cehennemi yaşatır!!” Gala gecesindeki tek sorun eğlencenin sabaha kadar olmayışıydı.
Kapanış günü sosyal programdan fakir bir diyet … (4.Gün)
Son güne kongrenin bitiş hüznü hakimdi. Son saate bırakılan bir yarışma daha vardı. En fazla #eacem2021 hashtagı ile tweet atan kişiye Harun Erdenay imzalı basketbol topu verilecekti. Bu ödülün sahibi son anda inanılmaz bir atak yapıp beni sollayan Ömer Yusuf Erdurmuş oldu. Kendisini buradan tebrik ediyorum. İnşallah gözüm kalan topu patlamaz.
Acile gönül vermiş sevgili arkadaşlarım! Anlatamadığım o kadar çok güzel anı topladık ki; hepsini kaleme almaya kalksam bütün BÜLTEN’i bana ayırmaları gerekirdi.
Bir hikayeyi en iyi dinleyen veya okuyan değil yaşayan bilir.
Onun için siz siz olun şimdiden Kasım 2022 TATKON/WinFOCUS kongresine hazırlık yapın.
Sağlıcakla kalın…