Travma bakısında kan gazı da senelerdir rutinimizde. Baz defisiti ve laktat başta olmak üzere, birçok parametreye pratik olarak kan gazı ile erişebiliyoruz. Ve hasta yönetimini bu sonuçlara göre yönlendiriyoruz. Peki bu değerlendirme için arter kan gazında ısrarcı olmalı mıyız, yoksa venöz kan gazı da işimizi görür mü?
Singapur’da yürütülen bir çalışmada1, bu sorunun yanıtı aranmış. Çok sade bir çalışma olduğunu şimdiden belirteyim. Ancak belki bizlere de daha büyük ve detaylı çalışmalar için ilham olabilir.
Çalışma dizaynı
- Tek merkez
- Prospektif gözlemsel çalışma
- Şubat – Ekim 2016 arası
- 21 yaş üzeri, kritik ve orta ciddiyette hastaların alındığı alanda bakılıp, arter kan gazı gönderilen travma hastaları çalışmaya dahil edilmiş.
- Arter kan gazı gönderilen hastalardan 10 dakika içinde damaryolundan venöz kan gazı da gönderilmiş.
- Arter kan gazı ve venöz kan gazı arasındaki pH, baz defisiti ve laktat açısından değerlendirilmiş.
- Aradaki farkın pH için artıeksi 0.05, baz defisiti için artıeksi 2, ve laktat için artıeksi 1.5 mmol/L sınırları içinde olması, uyumluluk olarak, bu sınırların dışında olması uyumsuzluk olarak belirlenmiş.
Sonuçlar
- 102 hasta analiz edilmiş.
- Hastaların bir çoğunda mekanizma künt travma olmuş (%96.1)
- Veniz ph ve baz defisiti, önceden belirlenmiş klinik olarak kabul edilebilir eşik sınırlarına göre eşdeğer bulunmamış.
- pH için değerlerin sadece %72.6’sı klinik olarak kabul edilebilir sınırlar içerisindeyken, baz defisiti için %96.5’i eşik sınırlar içinde bulunmuş.
- Tersine, venöz laktat, önceden belirlenmiş −1.5 ila 1.5 mmol/L eşik sınırlarına dayalı olarak klinik olarak eşdeğer bulunmuş ve değerlerin %96,0’ı bu kabul edilebilir aralık içinde olduğu görülmüş.
İkincil olarak ise, arteriyel pH, baz defisiti ve laktat sonuçlarını etkileyebilecek değişkenlerin basit lineer regresyon analizleri yapılmış. Değişkenlerin hiçbiri, ayarlanmış lineer regresyon sonucunda arteriyel pH ile önemli ölçüde ilişkili bulunmamakla birlikte, kalp hızı hem arteriyel BD hem de laktat ile istatistiksel olarak anlamlı şekilde ilişkili bulunmuş.
- Birçok çalışmada olduğu gibi, bu çalışmanın da kısıtlılıkları mevcut. Öncelikle, bu bir convenience sample çalışması: Yani çalışmacı hekimlerin görevli olduğu günlerde gelen hastalar çalışmaya alınmış.
- Bunun standardize edilmesi halinde, ekstremite yaralanmaları olan hastalarda standart bölgeden kan gazı alınması problem olacağından, arteryel ve venöz kan gazlarının alınacağı vücut bölgesi standardize edilmemiş.
Sonuç olarak..
Sonuç olarak, travma hastasının değerlendirilmesi sırasında pH ve baz defisiti değerlendirmesinin arter kan gazı ile yapılmasının daha yüksek doğrulukta sonuç vereceği görülmüş. Laktat değerinin ise, venöz kan gazı ile de kabul edilebilir sapma ile sonuç verdiği görülmüş.
Yani bu çalışma sonuçlarına göre, travma hastasının pH ve baz defisitini arter kan gazı ile değerlendirmek gerekiyor. Ancak bu tabi küçük ölçekli bir çalışma. Umarım daha büyük çalışmalar ile bu sonuçlar değişir.
Kaynaklar :
-
Boon Y, Kuan WS, Chan YH, Ibrahim I, Chua MT. Agreement between arterial and venous blood gases in trauma resuscitation in emergency department (AGREE). Eur J Trauma Emerg Surg. Published online July 18, 2019:365-372. doi:10.1007/s00068-019-01190-6