Afet Tıbbı Yan Dal mı Doktora mı?


Afet tıbbının ülkemizde hem daha bilimsel hem de daha kapsayıcı olması açısından bir uzmanlık alanı, yani yan dal, olması için acil uzmanları olarak çaba sarf etmek zorundayız. Amerikan modeli gönlümüzden geçen modeldir. Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) başta olmak üzere diğer acil dernekler ininde bu konuda girişimlerinin olduğunu bilmekteyiz. Bu safhada bir yan dal kurulması durumunda diğer ana bilim dallarının dışlanması açısından en iyi sonuç olmayabilir. Ülkemiz koşullarında afet tıbbı önemli bir gereksinimdir. Acil tıbba bağlı veya değil, yan dal veya ayrı bir branş olarak Afet Tıbbına ihtiyaç olduğu ortadadır. Ülke olarak birçok bilim dalını entegre edebilecek ve gerektiğinde bütün birimler arasında (arama-kurtarma, eğitim vb.) koordinasyonu sağlayacak bir afet tıbbına ihtiyacımız vardır.

Afet tıbbı; Afet tıbbı, afet öncesi hazırlık ve planlama, afet sırasında müdahale ve yanıt ile afet sonrası yeniden iyileşme sürecinden oluşan afet yaşam döngüsü boyunca tıbbı olarak liderlik yapan ve afet mağdurlarına sağlık hizmeti sağlayan tıbbi uzmanlık alanıdır. Dünya çapında Acil Tıp, afet tıbbını sırtında taşıyan bir ana bilim dalıdır. Türkiye, coğrafyası dolayısıyla hem doğal afetlerin hem de savaş, göç ve terör sonucu meydana gelen tıbbi sorunların oldukça sık ve yüklü olduğu bir ülkedir.

Yabancı kaynaklarda;  Nuh’un ilk felaket yöneticisi olduğunu belirtmiştir. Potansiyel bir felaketin bilgisini aldıktan sonra bir gemi inşa ederek ve kitlesel bir göçü örgütleyerek tufanın etkilerini azaltmak için plan yapmıştı. Gıda, su, barınak, tıbbi bakım, atık imha ve tüm tahliye edilenlerin diğer ihtiyaçlarını planlamak zorunda kalmıştır.

Dünya da güncel Tokyo metrosunda sârin gazı saldırısı, Amerika da ikiz kulelere yapılan saldırılar başta olmak üzere hemen hemen her gün meydana gelen deprem sel volkanik patlamalar ile sınanmakta Afet tıbbının ve afetlere hazırlıklı olmanın önemi anlaşılmaktadır.

Resim 1. 2020 yılından afet görüntüleri ( https://www.aa.com.tr/tr/dunya/2020de-dunya-dogal-afetlerle-sarsildi/2089949 )

Afetler konusunda ne kadar hazırlıksız yakalandığımızı, ne yazık ki, 1999 yılında yaşadığımız ve yaklaşık 17 bin insanımızı kaybettiğimiz Marmara depremi ile öğrendik. Bu acının hem maddi hem de manevi toparlanması çok uzun yıllarımızı aldı. Bundan sonraki süreçte alınan önlemlerin başında, 2009 yılında Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi (SAKOM) ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) resmi yollardan kurulması oldu. Yapılan iyileştirme ve planlamalara rağmen halen afet konusunda yeterli bir konumda maalesef değiliz. En son yaşadığımız 2011 Van depremi ve 2020 yılında yaşanan Elazığ ve İzmir depremlerinde, 99 yılına göre çok daha hızlı müdahale edildiğini gördük, kaynaklarımız daha fazlaydı ve birçok grup depreme eş zamanlı hazırlandı veya müdahale etti. Buna rağmen görev alan ekipler arasında koordinasyonun yetersiz olması, lokal kaynaklara ulaşım problemi ve triaj uygulamasında aksaklıklar yine karşılaşılan sorunlar oldu.

Afetlerde en çok görev alan sağlık ekipleri, sıklıkla acil ve kritik bakım sağlayan gruplardan oluşmaktadır. Acil tıp hekimlerinin ise hem acil servis gibi savaş benzeri koşullarda çalıştığı hem de triaj uygulamasını rutin olarak yaptığı için, Amerikan Acil Tıp Doktorları Birliği (ACEP) tarafından afetlerde aktif rol oynaması önerilmektedir. Ülkemizde bu konuda ilerlemek isteyen kişiler için doktora (Phd) yapmak dışında başka bir seçenek bulunmamaktadır.

Dünyada ise, afet tıbbının uzmanlık olarak ortaya çıkması 1980’li yıllarda meydana gelmiştir. Acil tıp, halk sağlığı, afet yönetimi ve hastane öncesi acil tıp gibi farklı disiplinlerin ilkelerini birleştirmeyi amaçlamıştır. Dünya da afet tıbbı eğitimi veren üniversitede doktora ve yüksek lisans programları Amerika’da en fazla iken afetlere en sık maruz kalan Asya ülkelerde ise afet tıbbı eğitimi en azdır. Amerika’da Acil tıp uzmanlarının liderlik ettiği uzmanlık sonrası 1 ile 3 yıl arasında süren yan dal eğitimi olarak verilmektedir. ACEP’e göre 17 acil tıp programı afet tıbbı yan dal eğitimi vermektedir. Bu programlarda 1 yıl afet tıbbı eğitimi, 2 yıllık programlarda hastane öncesi acil sağlık hizmetleri (EMS) eğitimi beraber verilmektedir. Bununla birlikte 3 yılık programlar ise Halk sağlığı yüksek lisansı(MPH) eklenerek alınabilmektedir. Tüm bu programlara katılmak için Amerikan Acil Tıp Yeterlilik(ABEM) almış olmak gerekmektedir. Acil Tıp Uzmanları dışında da afet tıbbı doktora ve eğitim programları mevcuttur. Onlarda da yeterlilik almak için belli bri eğitim müfredatından geçmek gerekmektedir. Avrupa ve Türkiye’nin de içinde olduğu birçok üniversitede doktora veya yüksek lisans olarak Afet Tıbbı eğitimi veren kurum bulunmaktadır. Avrupa ülkelerinde verilen eğitim European Master Program in Disaster Medicine (EMDM) müfredatlarına online erişim ile de ulaşılabilmektedir.

Resim 2. European Master Program in Disaster Medicine (EMDM) internet sitesi  ( https://www.vub.be/en/study/disaster-medicine#about )

Son olarak, afet tıbbının ülkemizde hem daha bilimsel hem de daha kapsayıcı olması açısından bir uzmanlık alanı, yani yan dal, olması için acil uzmanları olarak çaba sarf etmek zorundayız. Amerikan modeli gönlümüzden geçen modeldir. Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) başta olmak üzere diğer acil dernekler ininde bu konuda girişimlerinin olduğunu bilmekteyiz. Bu safhada bir yan dal kurulması durumunda diğer ana bilim dallarının dışlanması açısından en iyi sonuç olmayabilir. Ülkemiz koşullarında afet tıbbı önemli bir gereksinimdir. Acil tıbba bağlı veya değil, yan dal veya ayrı bir branş olarak Afet Tıbbına ihtiyaç olduğu ortadadır. Ülke olarak birçok bilim dalını entegre edebilecek ve gerektiğinde bütün birimler arasında (arama-kurtarma, eğitim vb.) koordinasyonu sağlayacak bir afet tıbbına ihtiyacımız vardır.

Resim 3. Türkiye Acil Tıp Derneği Afet Komisyonu tarafından hazırlanan “Afet Yönetimi ve Tıbbi Uygulamalar Temel Başvuru Kitabı”

 

Kaynaklar

  1. Afet Yönetimi ve Tıbbi Uygulamalar Temel Başvuru Kitabı

Galeri


Paylaş Paylaş